Tam 1 yıl geçti üzerinden. Bir milletin topu ve tüfeği oyuncağa çevirdiği o gecenin üzerinden tam 1 yıl geçti. Fethullahçı Terör Örgütünce yapılmak istenen işgali Allah´ın inayetiyle önleyen bu milletin destansı direnişinden bahsediyorum elbette.

İşgal diyorum, çünkü bu darbeden öte bir şeydi, Şimdiye kadarki darbelere hiç benzemiyordu. Alenen bu topraklar üzerinde jetler uçuruldu, tanklar caddelerinde yürütüldü ve 250´den fazla şehidimizin Allah´a kavuştuğu bir geceydi o gece.

İşgal diyorum, çünkü FETÖ´nün arkasında America vardı. Bizzat incirlik üssünden ABD´li subaylarca yönetildi bu hain işgal girişimi. Bir başka devletin bir başka devlete saldırısıydı bu. Hakimiyetini hiçe saydığı bir devletin milli birlik ve bütünlüğünü bozacak, yıllarca iç savaş yaşamasına, kadınların, çocukların, yaşlılar ve fidan gibi delikanlıların öldürülmesine, milli refleks gösteren münevverlerimizin yok edilmesine sebebiyet verecek bir dönemin fitilinin ateşlendiği bir geceydi o gece.

İçerideki tasmalı enikleri vasıtasıyla, kırk yıllık bir hazırlığın meyvelerinin devşirilmesinin umulduğu ve fakat kursaklarında bırakıldığı bir geceydi o gece.

Mehmed Akif Ersoy merhumun, “Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; 
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” sözünün mücessem hale geldiği bir geceydi o gece. Birlik olmuştuk, tek yürek, tek bilek olmuştuk o gece. Ne top sindirebildi, ne jet söndürebildi bu azmi, bu kararlılığı, bu direnci. Herkesin sinelerinde ya şehit olup Cennet´i kazanmak ya da zafer kazanıp Cennet gibi bu vatanı yar etmemek vardı. Korkuyu yenmiş bir millet vardı kafirin karşısında o gece.

Diriliş gecesiydi, Osmanlı´nın tohumlarının atıldığı Kayı bilincinin, Kudüs´ü özgürleştiren Selahaddin inancının, İstanbul´u fetheden Fatih cesaretinin kıyama kalktığı geceydi o gece.

Kafirin zelil olduğu, tüm dünya Müslümanlarının sabaha kadar uyumayarak, geriye kalmış tek kurtuluş adasının düşmemesi için ellerini semaya kaldırdığı, gözyaşlarını seccadeye akıttığı geceydi o gece.

Bakü´den, Gazze´ye, Türkistan´dan, Saray Bosna´ya, Tiran´dan, Somali´ye, Fas´tan, Karaçi´ye, Malezya´dan, Edirne´ye kadar tüm ümmetin arşa kadar uzanan duasının kabul olduğu geceydi o gece.

Ve en önemlisi o gece bu toplumun asla boynuna boyunduruk vurulamayacağının anlaşıldığı bir geceydi…