Bir çocuk kendini en çok güvende hissettiği ailesinin yanından ayrılarak, farklı yaşantıları deneyimleyeceği ilk düzenli toplumsal çevreye adım atar. Bu adım attığı düzenli toplumsal çevre okuldur.
Okulöncesi ve ilkokula başlayan çocuk doğaldır ki birazda olsa kaygı ve tedirginlik yaşayacaktır.
Okula yeni başlayan çocukların özellikle ilk ayı, çocuğun eğitimi ve gelişimi açısından önem taşır. Okula uyum sürecinde, okula hazırlanmasında ve okula alışmasında ebeveynlere büyük görev düşmektedir.
Çocuğun beklentileri duygu ve düşünceleriyle bu yeni ortama uyum sağlaması mutlaka zaman alacaktır. Uyum süreci oldukça yumuşak bile olsa bu yaş (okulöncesi ve ilkokul) çocuklar için hiç kolay bir süreç değildir.
Yetişkin insan için bile yeni ve yabancı ortam sıkıntı vericidir. Bu durum okul çağındaki çocuk için de sıkıntılı olması kaçınılmazdır. Çocuk oyundan, etkinlik temelli eğitimden veya anne kucağından okul ortamına adım atması onu heyecanlandırdığı gibi ürkütecektir de. Bu durum eşiği yaklaşık bir, bir buçuk aydır. Bu süreyi sorun yaşamadan çabuk uyum sağlayıp atlatan çocuklar olduğu gibi farklı düzeyde geçici sorun yaşayanlarda olacaktır.
Burada en önemli rol öğretmen ve veliye düşmektedir. Öncelikle çocuğa sevildiğini hissettirmek, sorumluluk vermek ve bulunduğu ortamda mutlu olması için gerekli hazırlığı yapmaktır. Bulunduğu ortamda mutlu olan insanların o ortama uyum sağlaması kolay olur. Düşünün bir kere yeni bir mahalleye taşınmışsınız veya yeni bir işe başlıyorsunuz. Komşularınız/mesai arkadaşlarınız tek tek gelip size hoş geldiniz diyor ve sizinle tanışıyor. Karşı komşunuz, komşu çay demledim yorgunluğunuz alır deyip demlik ve bardaklarla size geliyor. Ya da mesai arkadaşınız size çay söylüyor ve birlikte içip sohbet ediyorsunuz. Bu ortamda kendinizi değerli hisseder ve mutlu olursunuz ne iyi insanlar iyi ki burasını tercih ettim dersiniz. Bir üniversiteye atanan öğretim görevlisi çikolata ve kolonyasını alır ve mesai arkadaşlarının hoş geldin demelerini bekler, ama nafiledir, bir gün, iki gün derken bir hafta geçer; ama kapısını çalan olmaz. Hoca bunun çaresini bulmuştur. Eline çikolata ve kolonyasını alır her gördüğü odanın kapısını tıklatarak “hoş geldime geldim” der.
Çocukta kendini değerli olduğunu hissetmelidir. Ayrıca okula başlayan çocuğu ödev ve yoğun sorumluluğa boğmak doğru değildir. Çocuklar oyun temelli öğrenir verilecek sorumluluk ve görevler oyun yöntemi ile aktarılırsa bulunduğu ortama çabuk uyum sağlar.
Çocuklara sorumluluk duygusu verilirken, sınırlarda çizilmelidir. Bu sınırları çizerken çocuğun fikri alınmalıdır. Yerlere çöp atmayınız demekten ziyade bu durumun ne kadar kötü olduğunun farkına vardırılmalıdır. Temizliği öğretmek adına çocukları serbest bırakalım hatta bizde sınıfta öğretmen olarak elimizdeki peçeteyi, kağıdı, jelatin vb., sınıfın içine atalım hatta başlangıçta bu durum çocukların hoşuna gidecektir. Dört-beş ders saati geçtikten sonra bu özgür davranış bazı öğrencilerin hoşuna gitmeyecektir. Öğretmenim, sınıfımız çok kirli görünüyor, çok pis kokuyor diyenler olacaktır. Bundan sonra çocuklara neden sınıfın, bahçenin ve sokağın temiz olması gerektiğini güzel dille anlattığımızda ve haydi çocuklar bu yaşam alanımız olan sınıfı birlikte temizleyelim dediğimiz bütün sınıf zevkle sınıfı temizleyecek ve birlikte yapılan bu davranış artık çocuklarda meleke halini alacaktır. Yavaş yavaş toplumda nasıl yaşaması gerektiğini öğrenecektir. İnsan en kolay rol modelden öğrenir. Bir davranışın yanlışlığını söylemekten ziyade onu yaşatarak kavratmak daha kalıcıdır.
İnsanlar sert tepkilerden hoşlanmadığı gibi özellikle çocuklar fazlasıyla hoşlanmaz. Olumsuz davranışlar sergileyen çocuklar yargılanmadan anlatılacak kısa hikayelerle yanlış davranış başkası üzerinden hatırlatılıp, farkındalık oluşturulmalıdır.
Okuldan gelen çocuğa bu gün neler öğrendin yerine bu gün nasıl eğlendin mi? Sorusu çocuğun daha çok hoşuna gidecektir. Onu muhatap alıp, sohbet etmek onu mutlu edecektir.
İnsan için etkili kavramlar mutlu olmak, değerli hissedilmek ve sevilmektir. Hele bu kavramlar çocuğun dünyası için vazgeçilmezdir. Bundan sonra uyum, başarı ve olumlu davranış gelir.