İnsanı şekillendiren üçlü saç ayağından biri okuldur. Diğerleri bildiğiniz gibi aile ve çevre…

Okul görmeyen veya aile fertlerinden yolu okuldan geçmeyen kimse yoktur. Eğitim görme, davranış kazanma ve kazandırılmanın en aktif olduğu ortamdır okul.

Okul geçmişin tabiri ile bireyi hayata hazırlar; artık günümüz dünyasında okulun işlevinde değişim yaşanmış ve hayatın ta kendisi olmaya adaydır. Artık vazgeçilmezimizdir. Bunda eğitim ve öğretimin zorunlu olması da bunu destekler.

Okul bireye kişilik ve kimlik kazandırmada önemli bir role sahiptir. Toplumu oluşturan fertlerin mutlu, huzurlu ve geleceği güvende olması için sevgi kurumu olmak zorundadır.
İnsan bulunduğu ortamda sevgi buluyor ise o ortamı benimser ve bulunduğu ortamdan mutlu olur. Bu sevginin tezahürüdür ki, öğretmen çocuğun gözünde tanımlanırken “öğretmenim canım benim, sen bir ana, sen bir baba, artık her şey oldun bana” denir. Bu sözlerin altında anlam derinliği vardır. Düşünün bir öğrenci zamanının önemli bir kısmını okulda geçiriyor. Anne sevgi ve şefkatin timsali iken baba güveni oluşturur. Düşünün sevgi, şefkat ve güven ortamında yetişen bir insan hayatından lezzet alır. Mutlu olur, hayata pozitif bakar. Zorluklar onu yıldırmaz. Korkusuz ve cesurdur. Pasif bir insanın hayata tutunması zordur, her tür güç durumda pes eder. Kendine karamsar bir dünya seçer, umutsuz ve gelecekten beklentisi yoktur.

Okul bir eğitim ve öğretim kurumu olarak yetiştirdiği öğrenciler için sevginin, saygının, şefkat ve güvenin olduğu bir ortam olmak zorundadır. Olmaz ise kendisine yüklenen misyonu taşımıyor demektir. Üretken değil, tüketendir. Var olan potansiyeli yok ediyor demektir.

Doğan CÜCELOĞLU “Allah insanı bir bilim insanı, bir filozof potansiyelinde yaratır; ancak eğiten-öğreten kimse ve kurumlar (aile-çevre-okul) onun bu potansiyelini yok ederse ortaya kendine güveni olmayan, başarısızlıkta ümitsizliğe düşen, hayata karamsar bakan bireyler yetiştirir.” Der.
Okul ortamını öğrenci aramalı, ayakları geri geri gitmemeli ki, geleceği imar edecek nesiller hayatında tat alıp, iyi insan, iyi vatandaş ve hayatını idame ettirecek sevdiği bir mesleğin sahibi olsun. Yukarıda belirttiğimiz gibi okul, aile ve çevre saç ayaklarının birbirini tamamlamalı, birbiri ile çelişen uygulamaları olmamalı. Yoksa çelişkilerle yaşayan karar veremeyen, aktif olamayan, pasif bir nesil yetişir. Bu nesil bizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak şöyle dursun; hep geriye gideriz. Bu nesil başkalarının yardımı olmayan ayakta duramaz ise başarılı olmak imkansızdır. Küresel dünyada söz sahibi olabilmek için herkes kendi adına taşın altına elini sokmalı “banane” acizliğine düşmemelidir.

“Vatanını seven işini en iyi yapandır.” düşüncesinden hareketle aile-çevre-okul bireye iyi, doğru ve güzel olan iş yapmayı ve davranış kazandırmayı kendine ilke edinmeli ki, bu ülke geleceğe güvenle baksın. İnsanımız mutlu, müreffeh ve birlik-beraberlik içinde olsun.

Okullar açıldı, yeni okula adım atan çocuklar olduğu gibi artık yolun sonuna gelmiş okul hayatını tamamlayıp heyecanla mezuniyetlerini bekleyen öğrenciler vardır. Tüm öğrenci ve ailelere 2017-2018 eğitim-öğretim yılının geleceğimiz olan nesillerimize ve ailelerine başarı, mutluluk ve güzellikler getirmesini diliyorum.

İnsanı şekillendiren üçlü saç ayağından biri okuldur. Diğerleri bildiğiniz gibi aile ve çevre…

Okul görmeyen veya aile fertlerinden yolu okuldan geçmeyen kimse yoktur. Eğitim görme, davranış kazanma ve kazandırılmanın en aktif olduğu ortamdır okul.

Okul geçmişin tabiri ile bireyi hayata hazırlar; artık günümüz dünyasında okulun işlevinde değişim yaşanmış ve hayatın ta kendisi olmaya adaydır. Artık vazgeçilmezimizdir. Bunda eğitim ve öğretimin zorunlu olması da bunu destekler.

Okul bireye kişilik ve kimlik kazandırmada önemli bir role sahiptir. Toplumu oluşturan fertlerin mutlu, huzurlu ve geleceği güvende olması için sevgi kurumu olmak zorundadır.
İnsan bulunduğu ortamda sevgi buluyor ise o ortamı benimser ve bulunduğu ortamdan mutlu olur. Bu sevginin tezahürüdür ki, öğretmen çocuğun gözünde tanımlanırken “öğretmenim canım benim, sen bir ana, sen bir baba, artık her şey oldun bana” denir. Bu sözlerin altında anlam derinliği vardır. Düşünün bir öğrenci zamanının önemli bir kısmını okulda geçiriyor. Anne sevgi ve şefkatin timsali iken baba güveni oluşturur. Düşünün sevgi, şefkat ve güven ortamında yetişen bir insan hayatından lezzet alır. Mutlu olur, hayata pozitif bakar. Zorluklar onu yıldırmaz. Korkusuz ve cesurdur. Pasif bir insanın hayata tutunması zordur, her tür güç durumda pes eder. Kendine karamsar bir dünya seçer, umutsuz ve gelecekten beklentisi yoktur.

Okul bir eğitim ve öğretim kurumu olarak yetiştirdiği öğrenciler için sevginin, saygının, şefkat ve güvenin olduğu bir ortam olmak zorundadır. Olmaz ise kendisine yüklenen misyonu taşımıyor demektir. Üretken değil, tüketendir. Var olan potansiyeli yok ediyor demektir.

Doğan CÜCELOĞLU “Allah insanı bir bilim insanı, bir filozof potansiyelinde yaratır; ancak eğiten-öğreten kimse ve kurumlar (aile-çevre-okul) onun bu potansiyelini yok ederse ortaya kendine güveni olmayan, başarısızlıkta ümitsizliğe düşen, hayata karamsar bakan bireyler yetiştirir.” Der.
Okul ortamını öğrenci aramalı, ayakları geri geri gitmemeli ki, geleceği imar edecek nesiller hayatında tat alıp, iyi insan, iyi vatandaş ve hayatını idame ettirecek sevdiği bir mesleğin sahibi olsun. Yukarıda belirttiğimiz gibi okul, aile ve çevre saç ayaklarının birbirini tamamlamalı, birbiri ile çelişen uygulamaları olmamalı. Yoksa çelişkilerle yaşayan karar veremeyen, aktif olamayan, pasif bir nesil yetişir. Bu nesil bizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak şöyle dursun; hep geriye gideriz. Bu nesil başkalarının yardımı olmayan ayakta duramaz ise başarılı olmak imkansızdır. Küresel dünyada söz sahibi olabilmek için herkes kendi adına taşın altına elini sokmalı “banane” acizliğine düşmemelidir.

“Vatanını seven işini en iyi yapandır.” düşüncesinden hareketle aile-çevre-okul bireye iyi, doğru ve güzel olan iş yapmayı ve davranış kazandırmayı kendine ilke edinmeli ki, bu ülke geleceğe güvenle baksın. İnsanımız mutlu, müreffeh ve birlik-beraberlik içinde olsun.

Okullar açıldı, yeni okula adım atan çocuklar olduğu gibi artık yolun sonuna gelmiş okul hayatını tamamlayıp heyecanla mezuniyetlerini bekleyen öğrenciler vardır. Tüm öğrenci ve ailelere 2017-2018 eğitim-öğretim yılının geleceğimiz olan nesillerimize ve ailelerine başarı, mutluluk ve güzellikler getirmesini diliyorum.