İnegölspor’un Amed maçından sonra oynadığı tüm maçlar yüksek tempoda ve göze hoş gelen bir oyun anlayışı ile geçiyor.

Geçen hafta Urfa’da hayati bir galibiyet alan Bordo-Beyazlılar Uşak maçında da oynadığı futbolla 3 puanı hakeden taraftı. Enteresan maçlar oynuyoruz. Her maç 4-5 gol pozisyonu buluyor. Buna rağmen bunları cömertçe harcayan taraf oluyoruz. Bir kere kabul edelim. Şuana kadar izlediğim takımlar içinde en iyisi Manisa sonrasında Uşak geliyor. Ayağa top geldiğinde zaten farkını hemen hissettiren bir takım ama İnegölspor da rakibi iyi ezberlemiş olacak ki, Uşak takımını fazla topla oynatmamaya çalıştı. Zaman zaman rakibe açık alan bıraksa da maç genelinde fazla cirit attırmadı. Hal böyle olunca da oyun oldukça uzun bölümünde biz sazı elimize aldık, tıngırdattık ama galibiyet ritmine getiremedik. İnanın İnegölspor’un net 5 gol pozisyonu var ki, bunları Ali Aydemir gibi oyunun nasıl kaçırdığını hala anlamış değilim.

Bu maç öncesi herkes belki peşinen 1 puana razı olurdu. Fakat 90 dakika sonunda 2 puanı kaybeden biz olduk. Ligde artık her puan önemli ve bu puanları elde etmek için rakipten daha fazla mücadele etmek gerekiyor.

2 maçta 4 puan bizi ateş hattından çıkardı ama tehlike hala sürüyor ve bu girdaptan çıkmamız için hafta içi Ankara’da oynayacağımız sezonun kırılma maçlarından biri olan Hacettepe karşısında puan geleneğini mecburen devam etmeli. İnegölspor’un kadro yapısı belli. Oynadığı maçlarda ellerinden kaçırdığı puanlar belli. Takımın bundan sonra yapabilecekleri az buçuk bir şeyler bizlere gösteriyor.

Devre arasına erteleme ile 3 maç oynayacağız ve bu maçların 2’si Ankara’da. Yani zor ötesi finaller bizi bekliyor. Eğer son 4 maçtaki oyun anlayışı, istek ve yüksek tempoyu sürdürürsek, bu maçlardan bana göre istediğimiz puanları çeviririz.

Fakat aksi taktirde bunu yapamazsak İnegölspor’un en büyük sermayesi olan bu avantajımızı yitirmiş oluruz. Yapmamız gereken İnegölspor’un ligdeki sıralamasının hiç yakışmadığını hatırlayarak, son 270 dakika sonuna kadar savaşa devam…