Tutturmuş gidiyor bir takım zevatlar.Köşe yazarları, köşe başlarından yeni kalkışmaların havasını koklayan kiralık soytarılar. Tv başlarından bir elinde cımbız bir elinde ayna misali sosyal mesajlar veren andavallar. Mağdur edebiyatı o biçim. Körpe beyinler arayıp müfteri beyanlarını , hezeyanlarla bezedikleri çikolatalı zehirlerini satmanın telasındalar.

Her hangi bir ideolojinin yanında olduklarından değil sırf karşıt olmak için seslerini yükselten ve farklı düşünceleri baskı altına alma yönünde bir hareket tarzı benimseyen bir kitleyi hedef seçen bir bu provokatörlerin kullandığı en temel sözcük ‘´özgürlük, demokrasi, cumhuriyet´´ olarak kulaklarımıza gelmektedir.

Cumhuriyet kavramı tarik boyunca yerine oturtturulamamış farklı anlamlar manalar yüklenmiş bir sözcük şeklinde karşımıza çıkmaktadır.Halbuki cumhuriyet adından da belli olduğu gibi cumhura ait olan halkın iyiliği esas alınarak oluşturulan bir yönetim biçimidir.İşin garibi günümüzde imparatorluklar bile kendilerini cumhuriyet olarak lanse edebilmektedirler.Elde bir cumhuriyet olunca tüccarları da istedikleri gibi ellerinde evirip çevirip anladıkları biçimde aktarma gayreti içine giriyorlar neticede.

Demokrasi tüm vatandaşların devletin politikalarının temsilcileri vasıtası ile şekillenmesinde eşit haklara sahip olduğu yönetim biçimi olarak tarif edilmektedir. Demokrasinin de bir çok farklı tarifi ve uygulama biçimleri olduğu muhakkak.Aynı cumhuriyet kavramında olduğu gibi burada da art niyetli kişiler ve oluşumların kavramı tekellerinde, paralelinde istedikleri gibi şekillendirmekte tabiri caizse tepe tepe kullanmaktadırlar.Halkın vatandaşın tercihlerini özgürce ifade edebileceği bir alanı işleviz hale getirebilmek için ellerinden gelen her şeyi yapabilmektedirler.

Gelelim mi gelmeyelim mi bilmiyorum. Allameyi cihanların bile işim içinden çıkamadığı tarih boyunca sömürünün ve zulmün en baş mimarlarından biri haline getirilmiş olan bu sihirli efsunlu cümleye. Kapitalizmin, emperyalizmin, insanları, kitleleri, onunla köle haline getirdiği perde olarak kullandığı hakikatleri gizlemek için üretilmiş bir kavrama.

´´Özgürlük!!!´´
Özgürlüğün tarifi noktasında haddinden fazla farklılıklar bulunmaktadır.Belki de adının da üzerin de olduğu gibi insanlar alabildiğince özgür bir şekilde tarifler izahatlar üretmişlerdir.Özgürlük Sınırlama, zorlama, kısıtlama olmaksızın düşünme ve davranma olarak karşımıza çıkmaktadır.Cumhuriyet, demokrasi, kavramlarında olduğu gibi özgürlük kavramında da bir takım eller, gizli odaklar , mihraklar konuya el atmış istedikleri gibi allayıp pullayıp menfaatleri doğrultusunda tariflerini yaparaktan piyasaya sürmüşlerdir.Dikkat ederseniz özellikle bu tahrif ehlinin yaşam biçimleri hiç te özgürlükçü değildir.Tamamen köle üretmeye yarayan bir düzenin havariliğini görebilirsiniz.Köle dedimse eskiden köleler bedenen esirdiler ancak şimdilerdeki muasır köle anlayışı bedenen ve ruhen de toplumları esir almakta yaşayan birer robotlara zom bilere dönüştürmektedir.

Asıl olan insandır.İnsanın mutluluğu ile sonuçlanmayacak kavram ve kavramlar sadece harflerden isimlerden ibaret olacaktır.Birileri fayda görürken birilerinin zarar gördüğü bir anlayış doğru değildir.Aşırılılardan kaçınılmalı adı özgürlükte olsa sınırları bilinmelidir.Özgür olmak adına başkalarının özgürlüğüne müdahil olmamın özgürlükle ne alakası olabilir ki? Alabildiğince bir özgürlük anlayışının sonunun kölelik olacağı unutulmamalıdır.

Futbol endüstrisine holiganizme, küfür etmek,alt kesimlerdeki insanları hor ve hakir görmek elektronik oyuncaklarla geçen bir ömür post modern kültürün envayi çeşit gönüllü köleliğine kendini kaptırmış zaaflarının gafletinin esiri olmuş yığınların bulunduğu bir ortamda özgürlük ve onun savunucuları ne kadar çelişkili ve iğreti durmakta öyle değil mi? Bu arada kredi kartına vade farksız 12 ay taksitle kalaşnikof imkanından yararlanmayı da unutmayın.