Bizleri yoktan var edip üstün yeteneklerle donatan ve kulluk göreviyle yeryüzüne gönderen sonsuz şefkat ve merhamet sahibi, iyiliği sonsuz ikramı bol olan Allah’ın adıyla. Allah’a hamd Resulü ne salat ve selam olsun

Değerli Dostlar!

Bir ramazanı daha uğurlamış bulunuyoruz. Ramazanın manevi atmosferiyle bazı güzel davranışlar sergilediğimiz doğrudur. Birçoğumuz oruçlarımızı fıkıh kurallarına göre tutma gayreti içinde olduk. Bayramla birlikte gelecek ramazana kadar heybemizi doldurma gayreti içinde olduk. Geleneksel ama dinselleşmiş bazı davranışlarımızı devam ettirerek kendimizi tatmin etmeyi sürdürdük.

Cemaatle nafile namazlar (Tesbih, teheccüd, hatimle vs) kılarak, Mevlitler ilahiler okuyarak, güzel sesle dereceler almış Kur an dinlemelerle zirveye çıktık. Fakat içimizdeki kronikleşmiş manevi hastalıkları bir türlü tedavi edemedik.Fakirleri sofralarımıza yaklaştırmadık. Tokun toku doyurduğu, iftarların birer karşılıklı ödünç sayıldığı ve bazı belediyelerin torpillilere iftar verdiği bir ramazanı daha uğurladık. İnsanlığın ortak ahlaki ilkelerini yerleştiremedik. Adaleti, dürüstlüğü, yalansız hilafsız yaşamı, şirksiz imanı, “Onların çoğu ortak koşmadan Allah’a iman etmezler”(Yusuf 106)

Allah ile birlikte başka kurtarıcılar olmadan kendimizi kurtaramadık ve özgürleştiremedik. “O halde sakın Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun.”(Şuara 213 ) Allah’ın  otoritesini, gücünü,yarattıklarıyla ortaklaşa yürütme hastalığını terk edemedik.O’na teslim olamadık ,güvenemedik.O nu takdir edemedik. “ Allah I hakkıyla takdir edemediler.” (Zumer 67) Buna rağmen oruçlarımızı tuttuk.

 “Ramazan diye sakınılan günahlar, Ramazandan sonra sakınılması gereken günahlardır. “ilkesini unuttuk. Vahiyle hayatımızı dirilten Ramazan, oruç tutmayı bıraktığımız bayramla sona erdi. Şimdi ise orucun bizleri tutmaya başlayacağı günlerle hayata devam ediyoruz. Oruçlarımız bizi tutmaya devam ediyorsa Ramazan orucunu da tutmuş sayılacağız. Aksi halde açlığımız ve susuzluğumuzla kalacağız. Çünkü orucun hedefi nahoş olan şeylerden sakınmaktır. “Ey İman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı.” (Bakara 184)

Kötülüklerden sakınan ve iyiliklerin toplumda yaygınlaşma çabasında olanlar onurlu, şerefli, duyarlı insanlardır. “Size yasaklanan günahların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin diğer kusurlarınızı örteriz ve sizi onurlu, üstün bir makama yerleştiririz.”(Nisa 31)

Ramazanda indirilen Kuran’ı hatim ederek okuduk, bayramla birlikte raftaki yerine koyduk. Onu hayatımıza dokundurmadık. Kuranla uyaranlara çeşitli isimler koyarak onlara dokunmayı bırakamadık. Halbuki hesaba çekileceğimiz, sorumlu olacağımız tek kaynak ve tek kitap olduğu halde. 

“Şüphesiz bu Kur’an sana ve toplumuna bir öğüt ve bir şereftir. Bundan sorumlu tutulacaksınız.” (zuhruf 44)

Değerli Dostlar! Olumsuz sözlerimiz umutsuzluğumuz olmasın. Uyarılar aklını kullanabilenler için yol gösteren ışıktır. Kur anın öğrettiği duayla yazımızı nihayete erdirelim.             

“Ya Rabbi! Yalnız sana güvenip dayandık, sana yöneldik ve sonunda da senin huzuruna varacağız.” Diye sana yakaran Hz İbrahim in lisanıyla yalvarıyoruz. Huzuruna tertemiz, hesabını verebileceğimiz salih amellerle varmayı bizlere nasip eyle.

Bollukta şımarmayan, yoklukta şaşırmayan, zorlukta savrulmayan insanlardan olmak duasıyla. Ömrümüz Ramazan ahiretimiz bayram ola. İnsanlığın sevindiği, Müslümanların mutlu ve huzurlu olduğu bayramlarda buluşmak. Ortak hedefimiz olsun. Allaha emanet olun.