Günümüzde sağlıkla ilgili meslek kurum ve kuruluşları ağaç, dal, kadeh gibi çeşitli eşyalara sarılmış halde duran yılan resmiyle sembolize edilmektedir.

İlk bakışta  insanlara soğuk ve sevimsiz gelen bu sürüngenle sağlık arasındaki ilişki insana şaşırtıcı gelse de bunun sebebi geriye doğru yapılan araştırmalarla anlaşılmaktadır.

Ayaksız olmasına rağmen hızlı hareket edebilen, yeraltında, ağaçta ve suda yaşayabilen, yalnız iç kulağı olduğu için kemik yoluyla işiten, göz kapaklarının yapışık, hareketsiz ve saydam olması sebebiyle gözleri açık uyuduğu intibasını veren ve keskin gözlü bir hayvan olan yılan, bu özelliklerinden dolayı mitolojik dönemde kutsal sayılmıştır.

Ayrıca koruyucu olduğuna inanılarak korkuyla karışık saygı gösterilmiş hatta tapınılmıştır.

Peki, dünya genelinde tıpta kullanılan yılanın hikâyesi nereden geliyor?

Kur'an'da ve halk efsanelerinde bahsi geçen, hikmet sahibi olduğuna inanılan kişi Lokman Hekim doktor ve eczacıymış.

Dükkânında her türlü hastalığın devası olan ilaçlar varmış.

Hastalar içeri girdiklerinde, hastalıklarına iyi gelecek olan ilaç şişesi sallanırmış.

Bir gün, içeri birisi girmiş. Ancak hiçbir şişe sallanmamış. Lokman Hekim, bunun üzerine:

“Senin hastalığının çaresi yok, öleceksin.” demiş.
Adam ölümden kurtuluşun olmadığını öğrenince çok üzülmüş.

Her şeyini satmış.

Yanına bir at, tüfek ve av köpeği alarak dağlara çıkmış.
Vurduğu hayvanları yiyip, yörüklerden yoğurt, süt alarak yaşıyormuş.

Bu arada hastalığı da iyice artmış.

Bir ağacın altına gelmiş.

O sırada bir yörük kadını, bir tas sütü saylığa koymuş.
Yılanların sütü sevdikleri bilinir.

Tasa yaklaşan bir yılan, sütü içmiş, sonra da zehrini süte kusmuş, tas yemyeşil olmuş.

Ağrıları iyice azan adam:

“Gidip şu zehri içeyim de ölüp kurtulayım.” diyerek zehirli sütü içmiş.

Bir süre sonra ishal olmuş ve kusmaya başlamış.

Ancak oldukça hafiflediğini hissediyormuş.

Ölmek için içtiği zehirden sonra daha iyi olduğunu görmüş.

Gün geçtikçe iyileşmiş ve hastalığı tamamen geçmiş.
Lokman Hekim’e gidip: “Sen, bana öleceğimi söylemiştin. Ama ölmedim.” demiş.

Bunun üzerine Lokman: “Ben, sana ala ineğin sütünü nereden bulayım, sütü yılana içirip, nasıl tasa kusturayım. Hastalığının çaresi vardı; ama bu ilacı temin etmek zor olduğu için öyle dedim.” diye cevap vermiş.

O gün bu gündür yılanın eczacılık ve tıp biliminin simgesi olması, halk tarafından Lokman Hekim’e dayandırılır.