Hayatımıza giren her insan çözülmeye hazır bir bulmaca, okunmaya hazır bir macera kitabı , tadılmaya hazır bir yeni lezzet gibidir.

Zihnimizde aslında o kişi ile ilgili varolun bir algı vardır. Buna rağmen onu tanımaya çalışırız.... tanıdıkça aslında zihnimizdeki kişi ile tanıdığımız kişinin, aynı olmadığını içten içe hissederiz....Yine de asla bunu kabul etmeyiz .. aksine bireyi zihnimizdeki kalıba oturtmak / o kişi , yapmak için, savaşmaya başlarız. Savaştaki silahlarımız, önce deriin sevgi ve bağlılıktır. Görünürde hesapsızca ve bir lütuf olarak verdiğimizi söylesek te ,arka planda kişiyi sahiplenme ve tahakküm etme amacı güder. Özverilik adına verilen derin sevgi ve bağlılık silahımız ,işe yaramazsa ; ki , asla işe yaramaz ! kıskançlık ve aşırı sahiplenme silahımız , hemen hazırdır. Baktığı, konuştuğu , önemsediği herkes ve her şey , bizim için bir tehlikedir. Çünkü , kendi zihnimizdeki bireyi oluşturmamıza bir engeldir. Onun farklılığını, bize hissettiren her şey , gerçeği daha sert bir şekilde yüzümüze çarpar.
Güvensizlik ve sahiplenme duygusu üzerine oluşturulan ilişkilerimizi ,Allah huzurunda birbirimizi koruyup kollamaya dair söz vermekte yeterli gelmez.. Sözde sevgimizi hiç sıkılmadan bir devlet otoritesinin yasal onayına , korumasına alırız.
Çünkü kadınlar olarak ne biz ; birini sadece Allah rızası için; “”kaybolmuş bir dilin sözcükleri gibi , köksüz bağsız,”” sevebililecek bir inanca sahibiz . Nede erkek olarak ; bir kadını sahiplenecek ve her şartta onu Allah dan bir emanet sayıp , devlet gibi koruyabilecek bir onura sahibiz...

Her an Allahın huzurunda olduğunun idrakine varamamış zihniyetlerin ve hesapçı kalplerin oluşturduğu bir toplumda ; elbetteki beşeri yasalar ,erdemli olmayan kişilere , yaptırım uygulamak için gereklidir

Allahın gözetimi altında olan zihinler için; “” aidiyeti ilan etmek”” , beşeri bir otoritenin güvencesi altına almak mıdır ? Bundan çok emin değilim. Rabbimize ve kalbimize daha dürüst olacağımız nitelikte bireyler olmak ümidiyle ...