Demokrat Parti İlçe Başkanı Murat Balakuş, 27 Mayıs 1960 darbesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Balakuş, “27 Mayıs 1960’da demokrasiyi, Türkiye’nin, Osmanlı’dan bu yana büyük uğraşlarla edindiği demokratik tecrübeyi iç eden askeri darbe üzerinden 58 yıl geçmesine rağmen vicdanlarda hala tazedir. Tanığı vicdanlar, sanığı ise razı gelenler, rıza gösterenler olan bu menfur olayda müşteki topyekûn bir millet, topyekûn Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. 27 Mayıs sadece bir sonuç değil, vuku bulduğu andan itibaren demokrasi karşıtı her eylem ve fikre emsal teşkil etmesi bakımından, toplum içinde darbenin bir çözüm olduğu şeklinde hastalıklı düşüncenin yayılmasına aracılık etmesi bakımından da ne yazık ki devam eden bir süreçtir. Yıllardır, demokrasi karşıtı her eylemin yegâne mağduru olmuş biz demokratlar için dahi bu darbenin hedefi, merhum başvekilimiz Menderes idaresindeki hükümetimiz gibi görünse de darbenin asıl hedefi demokratlarda vücut bulmuş olan hürriyetçi fikriyat ve demokrasi kültürüdür. 27 Mayıs’ın nihayetinde sahte delil ve kurmaca sorgulamalarla idama yollanan demokrasi abideleri ile de demokratların canlarına kastetmekle kalınmamış, demokrasi ruhu katledilmek istenmiştir” dedi.

TÜRK SİYASETİNİN EN BÜYÜK KIRILMA NOKTASIDIR

Başkan Balakuş, “27 Mayıs darbesi ve riyasetinde kurulan mahkemeler, bu kurmaca mahkemelere başkanlık edenler, bu dönem ülkeye hükmedenler yanlı bir kanı ile demokratları idam ederek demokrasiyi alt edecekleri düşüncesine kapılmışlardır. O günün sorumlularından bugün hayatta olanlar görmüştür ki demokrasi insanlarla baki değildir. Demokrasi ölmez bir mefkuredir. Türk siyasetinin, dün yaşadığı bu büyük travma, bugün yaşadığımız sancıların temeli, yarın yaşayacaklarımızın sebebidir 27 Mayıs. Bu vesile ile 27 Mayıs başta olmak üzere tüm darbelerin izlerinin, baskı ve zorlamaların, demokrasiye karşı sınırlamaların ortadan kalkması, en azından yarınımızı kurtarmak adına aciliyet taşımaktadır. Türkiye’de demokrasiye karşı, insan hak ve hürriyetlerine karşı ilk ve en önemli örgütlü saldırı olması, kendisinden sonra demokrasiye karşı olanlara örnek teşkil etmesi bakımından 27 Mayıs darbesi Türk siyasetinin en büyük kırılma noktasıdır. Yıldönümlerinde ‘nasıl, neden’ler üzerine durmak ne yazık ki, tarihi, havsalalarda güçlendirmekten öteye gitmemektedir. Bu bakımdan bu menfur faaliyetin nasıllarını, nedenlerini yeniden ve yeniden anlatmak yerine, demokrasinin öneminden bahsetmek bizler için daha elzemdir. Ne acıdır ki, bugüne değin yaşadığımız tüm darbeler ‘demokrasi için’ denilerek savunulmuş, demokrasinin teşekkülü için bir darbe gerektiği sanrısına kapılınmıştır. Ne Türkiye’de ne de başka bir coğrafyada hiçbir darbe ve müdahale demokrasiyi getirmemiş, aksine anti demokratik uygulamalara zemin hazırlamış, insanların haklarını ellerinden almıştır. Unutulmamalıdır ki hiçbir zaman demokrasiyi kurmak için devrim yapılamaz. Devrim gerçekleştirmek için demokrasiyi kurmak gerekir. Bu bilinçle 27 Mayıs’tan başlayarak işleticisi, yürütücüsü kim ve neresi olursa olsun demokrasi karşıtı her eylemi lanetliyor, bu menfur darbelerin aramızdan aldığı hayatların önünde saygı ve minnetle anıyorum” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim