Elazığ’da gerçekleşen 6.8 şiddetindeki depremin ardından birinci derece deprem bölgesi olan İnegöl’e gözler çevrildi.  İnşaat Yüksek Mühendisi Özgür Öztürk, İnegöl de 4 binin üzerinde eski binanın muhtemelen tehlikede olabileceğini, bu evlerin tümünün deprem dayanıklılık testinden geçmesinin gerektiğini söyledi.

İNEGÖL DEPREME HAZIR DEĞİL

Öztürk; “Birçok kez ifade ettiğimiz bir gerçek şu ki, ilçemizde meydana gelebilecek muhtemel hiçbir afete tam anlamıyla hazırlıklı değiliz. Ve hiç bir yetkili hazır olduğumuzu iddia edemez.  Kuzey Anadolu Fay hattının bir kolu yakından geçiyormuş, uzaktan geçiyormuş bu konuları konuşmaktan asıl konuşmamız gerekenlere sıra gelmiyor” dedi.

YENİLENME DEVAM ETMELİ

Özgür Öztürk “İlçemizde özellikle eski devlet hastanesinin ve çok sayıda devlet okulunun yenilenmesi olumlu bir gelişme olmakla beraber, kalan kamu binalarının yenilenmesine devam edilmeli ve şehir merkezindeki eski çok katlı (bilhassa zemin katı camekanlı dükkan olan) yapıların risk teşkil ettiği bilinmelidir. 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Bina deprem yönetmeliği ışığında  yaptığımız analizlere göre İnegöl merkez mahalleleri (Eski İnegöl) genel olarak depremsellik, yeraltı suyunun yüksek seviyede olması ve sıvılaşma potansiyelinden dolayı 'ZE' veya 'ZF' yerel zemin sınıfında yer almaktadır. Bu söz konusu yönetmeliğe göre tanımlanmış en kötü zemin sınıflarıdır. Bina temel zeminlerinin sıvılaşma hadisesi can kaybından ziyade maddi hasarlara yol açabilir. Sıvılaşma riski için alınacak tedbirler yeni başlayacak inşaatlar için belli bir maliyet olarak karşımıza çıkacaktır.”  Dedi.

KENTSEL DÖNÜŞÜM

Öztürk konuşmasını şöyle sürdürdü: “17 Ağustos 1999 yılındaki yıkıcı Gölcük depremini milat kabul edersek, İnegöl'de gerek kat sayısının düşürülmesi gerekse hazır betonun kullanılmasının zorunlu hale getirilmesiyle, o tarihten itibaren yapılaşmada endişeye sevk edici bir sıkıntı olduğu söylenemez. Bu tarihten öncesi yapıların bir kısmında da risk görmüyoruz zira İnegöl’ün şanslı yönü kaçak yapı unsurlarının sıfıra yakın olmasıdır. İnegöl konum itibariyle istatistiki olarak ortalama 30 yılda bir 6.5 büyüklüğünde bir depreme maruz kaldığından İnegöl’deki 4 binin üzerindeki yapının dayanıklılık testinden geçmesi ve dayanım yönüyle yorumlanması gerekmektedir.Ancak bireysel olarak bu testlerin yapılması dahi maliyetlidir, kaldı ki bu şartlarda bir kentsel dönüşüm nasıl gerçekleşebilir?

‘MAHALLE AFET GÖNÜLLÜLERİ PROJESİ’

Başkanlarının doğal üye olan mahalle muhtarlarından seçileceği ‘Mahalle Afet Gönüllüleri Projesi’ hayata geçirilmesinin gerektiğinin altını çizen Öztürk, “Bu projenin amacı, mahalle bazında belli sayıda kişinin hem eğitilerek hem de teçhizatlandırılarak arama-kurtarma çalışmalarında müdahil ve yardımcı olmalarını sağlamak olacaktır. Her mahallede  3m x 7m civarında konteynırlarda gerekli malzemelerin hazır tutulmasıyla işe başlanılmalıdır. Bu projenin daha aktif ve diri tutulması için dışarıdan bir kardeş şehir seçilerek koordinasyon pekiştirilmelidir. Zira afet sonrası, hasar çemberinin dışında kalmış ve afete uğramamış bir ekip daha etkin bir şekilde organize olup ilçemizde çalışmalar yürütebilir. Aynı şekilde komşu bir afet bölgesine yardım da bizim oluşturduğumuz gönüllü ekipler için tecrübe mahiyetinde olacaktır. Mahalle Afet Birimi: Başkan (Muhtar), Koordinatör, Eğitim Sorumlusu, Malzeme Sorumlusu, Afet Sonrası Hasar Tespit Sorumlusu” İfadelerini kullandı.

YAPI GÜVENLİĞİ VURGUSU

Depremin ne zaman olacak tartışmasının bir kenara bırakılması gerektiğini ifade eden Öztürk “Depremin Jeolojik ve Jeofizik boyutu tabii ki vardır. Ancak yıl olmuş 2020 ve hala İnşaat Mühendisliği ve Geoteknik yönü geri planda kalıyorsa bu işler nasıl düzelecek doğrusu bilemiyorum. Esas ve mühim olan yapı güvenliğidir, deprem olacak mı sorusu değil.” dedi.

Editör: TE Bilişim