Bugün ki yazım ilçemizin çevresinde bulunan akan derelerimizle ilgili olacak. Küresel ısınma dolayısıyla dünyada ve ülkemizde dengesiz hava şartları oluşuyor. Bu nedenle ani ve fazla yağmurlar yağdığında sel felaketleri meydana geliyor. Çarpık yapılaşma, dere yataklarının dar olması, hes’lerin, köprülerin gelişi güzel yapılanmasından dolayı can ve mal kaybına mal oluyor. Bunlar böyle devam ede dursun, felaketler olduğunda ağlanıp sızlandıktan sonra, her olayda olduğu gibi bir kaç gün geçtikten sonra unutulup geçiyor. Unutmayanlar ise hatalı yapılanmalardan canları ve mallarını kaybedenlerdir. Bu tarz felaketi geçirmiş olan herkese geçmiş olsun. İlçemizde de bulunan akar derelerimiz, çok yağmurlar yağdığında taşmalara sebebiyet veriyor. Yıl 1962, ben 12 yaşımdaydım. Yağmur çok yağmıştı. Hocaköy mahallesinin ortasından geçen dere taşma sonucu şimdiki Hikmet Şahin Parkı olan küçük ve büyük baş hayvanların toplanıp otladıkları yerden, Altıeylül Okulu, Boşnak camisinin önünden evleri delerek Burhaniye, Süleymaniye ve Akhisar mahallesine ulaşıp, çok sayıda evi yıkıp küçük ve büyük baş hayvanları telef etmiştir. Üzerinden yaklaşık 60 yıl geçmesine rağmen hala ilçemizde ufak tefek taşkınlar oluyor ve bu durumun gereği yapılmıyor. Bende bu konuyla alakalı 2013 yılında gerekli izinleri alarak bir derelerimizin ıslahı için imza kampanyası başlattım ve 10 bin imza topladım ama şuan bakıyorum hiç kimsenin umurunda değil. Hala derelere çöp moloz dolu. Çarpık yapılaşma devam ediyor. Ben topladığım imzaların arkasındayım. Yazmış ve gitmiş olduğum yerlerden hiçbir sonuç almadığım gibi, hiç çalışma da başlamadı. Başımıza bu tarz felaketler gelmeden bir an önce çalışmalara başlanması gerekiyor, benden söylemesi. Son pişmanlık fayda vermez. Her şey insanlık ve doğa içindir. Maskenizi takmayı unutmayın, saygılarımla…