Malum nazar haktır, gerçektir, vâkisi çoktur. Rabbimiz kimi hikmetlerce nazara müsaade etmiştir. Nazara sevk eden en önemli âmil ise… Çekememezliktir, kıskanmaktır. Kur´an tabiriyle hasettir. Hz. Adem´in çocukları Habil ile Kabil arasındaki cinayetin dahi sebebi hasettir. Keza Hz. Yusuf a.s. karşı kardeşlerin öldürme teşebbüslerinin asli sâiki dahi yine hasettir. Kur´an bizi haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden Allah´a sığınmaya çağırıyor. (Felak suresi ) Şimdi sığınmayı kim istemez, zira bedel ağır olabiliyor. Herkes malasef ki melasef, “Maşaaallah Barekellah” demiyor, diyemiyor bize verilenlere… Kimi zaman sahip olduğun gariban mutluluğun ve elindeki mütevazi malın mülkün ya da evet Allah vermiş zengin olmuşsun ama batıyor da batıyor bazı nazarlara…Sonra bu hasid nazarlar istiyor ki senin elindeki çıksın da onun içindeki haset duygusu sönsün. Şimdi hemAllah´a sığınmayı isteyelim, hem de Sosyal Medya´daki paylaşımlarımızla kendimizi açık hedef haline getirelim, olur mu? Çokta bir zaruret yokken, mesala; evlatlarının resimlerini sürekli paylaşıp “Ağam, paşam, sultanım, meleğim” gibi paylaşımlar yapmak ne kadar doğru… Öyle ya! Evlat hasretiyle yanıp tutuşanların bu arzularını depreştirmek çok mu iyi. Ya da kendi ellerindekilerle kıyas yapmaya sebep olmaya. Yakup (as) oğlu, Yusuf (as) rüyasını kardeşlerine anlatmaması tavsiye ediyor. Ve çok sonrasında güçlü ve gösterişli olan Onbir oğlu Mısar´a gireceği zaman da onlara ayrı ayrı kapılardan girmeye teşvik ediyor, Neden? işte bu göz değmesine, nazara karşı bir fiili dua olsun diye… göz değmesin diye Peki ne oluyor da böyle böyle zararları olan olabilen nazara karşı kendimizi açık hedef ediyoruz sosyal medya´da? Tamam Paranoyak olmayalım da… Bilhassa o masumları paylaşıp hasid nazarlara da sunmayalım. Zaten paylaşım manyağı olmuş toplum… Ameliyata bile giderken poz veriyor, elinden gelse ameliyatını bile canlı yayında sunacak. “Araplardan bir kimse iki ya da üç gün hiçbir şey yemeksizin durur, sonra da çadırın yan tarafına kaldırılır, önünden develer ya da koyunlar geçince: ben bundan daha güzel deve ya da koyun görmüş değilim, derdi. Aradan fazla geçmeden hemen onlardan bir kaçı ölü olarak yere yıkılıverirdi.” (Kurtubi) Kalem suresinin 51. ayetinde “Neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi” bölümünün nüzul sebebiyle ilgili tefsir kaynaklarımızda anlatılan bu hadise, nazarın ne derece tehlikeli olduğuna dair oldukça ciddi bir örnektir. Öyleyken, gösteriş için, biraz fazla beğeni almak için, mutlu aile pozları vermek için. Ya da ne için olursa olsun…Bu paylaşımların yapanlara diyoruz ki… Nazardan korkalım kardeşim. Tamam yine Allah´ın taktiri olur. Ama Allah taktirini bizim tercihlerimizi de dikkate alarak yapıyor. Nazar değince de değiyor, Annenin-Babanın dahi nazarı geçebilirmiş evlatlarına, ama buna gereksiz, alakasız, lüzumsuz sebebiyet vermek, hiçbir mecburiyet olmadan nice nazarlara sunulan o resimlerle sosyal medyada buna imkan vermek hiç akıl kârı değil. Öyleyse … Birisinde ne varsa bileceğiz ki, Allah´tandır ve geçicidir. Maşaalah, barekellah diyeceğiz. Ve dahi elimizdekileri reklam etmeyeceğiz… Çünkü herkes Maşaallah demiyor, diyemiyor. Kimde ne varsa Maşaallah, Barekallah. Allah hayırlı mübarek etsin… Dünya ve ahiret saadetine vesile kılsın.