TERAVİH NAMAZI:  Bilindiği gibi “Teravih” namazı Ramazan ayının oruçtan sonra ikinci özelliğidir. Asırlardan beri çoğu İslam memleketlerinde 20 (yirmi) rekat olarak kılınmaktadır. Meşhur dört mezhep alimleri de böyle karar vermişlerdir. Buna  İCMA deniliyor. (Alimler çoğunluğu ve ümmetin kararı).

Ülkemizde de yirmi rekat kılınan bu namaz “Nafile” yani fazladan, boş vakitleri, Ramazan gecelerini değer- lendirme namazı demektir. Kur’an-ı Kerim’de böyle bir namazdan bahsedilmediği için yaklaşık son otuz seneden beri bu namazın Rasülüllah’ın kendisi ve arkadaşlarının kılıp kılmadığı münakaşaya /tartışmalara sebep olmaktadır. Bir çok din alimi Rasülüllah’ın hayatını anla-tan hadis ve siyer kitaplarına dayanarak böyle yirmi rekatlık bir namazın TERAVİH ismi altında ne peygambe- rimizin ve ne de arkadaşlarının kılmadıklarını söylemektedirler.

Tarih ve sünnet bilgisi açısından bu doğrudur. Peygamberimizin eşi Hz.Aişe; Rasülüllah’ın ramazan gece-lerinde mescide giderek sadece yalnız 3/üç gece te- heccüt/gece namazı olarak sekiz rekat uzunca ve güzelce iki rekatta selam vererek bir namaz kıldığını, onu duyan Müslümanlarında onun kıldığı gibi namaz kıldık-larını söylemektedir.

Hz.Peygamber (as) dördüncü gece mescide çıkmıyor ve nedeni sorulunca da “size farz olmasından korktuğum için çıkmadım” demiştir.

Fakat insanoğlu sayıya ve çokluğa bakarak tatmin olduğundan Hz. Ömer zamanına kadar bu Teravih namazının cemaati çoğalarak devam etmiş, Hz.Ömer devlet başkanı olarak bu gönüllü cemaate bir imam ta-yin etmiş ve “bu ne güzel bir bid’at –yani Peygamber zamanında olmayan bir ilave” diyerek bu namazı yirmi rekat veya yirmi gün kılınmasına müsaade etmiştir.

Aslının sekiz rekat olduğu sonraki ilavelerle yirmi rekata çıkan bu namaz, İslam dininin kolaylık prensiplerinden istifade edilerek sekiz rekat olarak da kılınması- na imkan tanımak gerekir. En azından sekiz rekat kılan-ların yanlış yapmadıkları bilincinin topluma öğretilmesi gerekir. İlla çokluğa ve sayılara takılmak farzlar dışında İslamın bir emri değildir.

UNUTMAYALIM Kİ ALLAH SAYILARA, RAKAMLARA VE ÇOKLUĞA DEĞİL NİCELİĞE VE İHLASA BAKAR ONA GÖRE MÜKAFAT VERİR...

Günümüzde bir Ramazan Gecesinde cemaate Dört Rekat yatsının farzı ile beraber 33 /otuzüç rekat namaz kıldırmak son derece büyük bir külfettir ve İslamın kolaylık prensiplerine aykırıdır. Namaz kılmak isteyen samimi Müslümanları da namazdan cemaatten ve ca- miden uzaklaştırmaktadır.

Öyle tahmin ediyorum ki, Diyanet İşleri Başkanlığı bazı camilerde usulüne uygun Rasülüllahın yaptığı gibi  biraz uzunca ve güzelce sekiz rekat teravih kılınmasına müsaade etse namaz kılanların sayısında çoğalma olacaktır. Unutmayalım ki dinin aslı kolaylıktır. “Allah bu dinde üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi. (Hacc 78) Allah sizin için kolaylık ister zorluk istemez” (Bakara 185).. “Bu Kur’an-ı sana sıkıntı çekesin diye değil, ancak Allah’ın azabından korkacaklara bir öğüt/uyarı olarak indirdik..” (Taha 2-3)

Devamı yarın

      Herkes biliyor ve yaşıyor ki Ramazan gecelerinin bu uzun namazı çok hızlı bir şekilde,kılınmakta /kıldırılmakta,imamın ne okuduğunu bile anlamadan Arapça Kur’an ayetlerinin orjinal okunuş kaidelerine uyulmadan,ruku ve secde kurallarına riayet edilmeden yalap şalap hareketlerle ifa edilmektedir.

       Kur’anı kerimde ki bir çok ayette Allah Hz Peygamberimize  Kur’an okurken acele etmemesini emretmektedir. “Sana vahiy tamamlanmadan okumakta acele etme..(Taha 114) Acele ile okuyacağım diye dilini hareket ettirme..(Kıyameh 16..”Biz insanlara Kur’anı dura dura okuyasın diye ayet ayet ayırdık ve onu peyderper-zaman aralıklı-olarak indirdik..(İsra 106..”Kur’anı ağır ağır tane tane oku..(Müzzemmil 4..

TERAVİH NAMAZI İLE

İLGİLİ KOLAYLIKLAR

 

    Bu ayetlerde Hz.Peygamerimize Kur’anı nasıl okuyacağı bizat Allah tarfından öğretilmiş bulunmaktadır. Hz.Peygamberimiz de bunu hayatında uygulamış özellikle namaz kılarken, kıldırırken ayetleri tek tek ve dura dura okumuştur.

    Onun sahabesinden,arkadaşlarından bize gelen rivayetlerde namazlarda özellikle Fatiha süresini her ayette dura dura okuduğunu öğreniyoruz..Nitekim Hacca Omreye giden kardeşlerimiz bilirler ki Mekkede Kabe imamları ve Medine de Rasülüllahın mescidinde namaz kıldıran imamlar namaz kıldırırken Kur’anın bu emrine ve Rasülüllahın sünnetine uygun bir şekilde hareket etmektedirler.

           Şunu da unutmayalım ki ibadetlerin doğru ve makbul olması için dinimiz /Peygamberimiz bazı şartlar ve usuller koymuş ve bunlara uyulmasını şiddetle öğütlemiştir.Şartlarına ve usullerine uyulmadan yapılan ibadetlerin boşuna bir yorgunluk olduğu unutulmamalıdır.

      Allah Rasülü (as) Nice namaz kılanlar varki ,namazlarından hisseleri yorgunluktan ibarettir..Nice oruç tutanlar varki,oruçtan hisseleri aç durmaktan ibarettir..(İbni Mace Namaz bahsi..)

Düşünelim hedef  ve usulüne uygun içten ve isteyerek,zevk ve haz duyarak kılınan bir namaz mı ,yoksa yasak savmak kabilinden “ eh işte bugünkü namazı da kıldık” demek midir.HİÇ KİMSE ALLAH’I KANDIRAMAZ!!!!!