Ahlak ile uzaktan veya yakından herkesin bir alakası vardır.Neyin doğru neyin yanlış olduğu,doğru ile yanlış arasındaki farkın ne olduğu, tercihlerinin sonucunda kazanımlarının veya kaybedileceklerinin ne olacağı hakkında alakadar kişilerin az çok bilgisi tecrübesi vardır.

Hiç şüphe yoktur ki bugün toplum gündemini en çok meşgul eden konuların başında ahlak  konusu gelmektedir. Tv lerde gazetelerde sosyal medyada ve diğer farklı ortamlarda ahlak ile ilgili doğru ve yanlışın ne olduğuna dair tartışmalar görebilir, izleyebilirsiniz.

Bazı kesimlerde ahlak ile ilgili toplumda şiddetli bir şekilde kaygı görülürken toplum yozlaşmasına devletin akametine bağlamlandırılırken bazı kesimlerde ise hiçbir kaygı duyulmaması boş vermişlik söz konusu olabilmektedir.

Toplumun ahlaki değerlerini, kaygılarını veya kaygısızlıklarını içinde yaşadığı toplumdan edindiği bir gerçektir. Ancak burada küreselleşmenin getirdiği revize edilmeyi zorunlu kılan ‘´içinde yaşadığımız toplum´´ kavramı bulunduğumuz ülke sınırlarından dışarı taşmakta ve bununla birlikte ahlak ile alakalı yeni edinimler söz konusu olmaktadır.

Ahlak konusunda devletin rolü sorumlulukları nedir? Vatandaşlarının doğru ortamlarda nasıl bilgilendirmelidir? Küreselleşmeniz tehlikelerine karşı nasıl korumalıdır? Tartışma ortamlarını bilgilenmeyi vatandaşları için ideal ve sağlıklı bir atmosfere nasıl dönüştürmelidir. Bütün bunlar ayrıca ele alınması gereken konulardır.

Kimine göre ahlakı olan sonuca ulaşma yolu bir başkalarına göre gayrı ahlakı olabilmektedir. Bunun en temel sebebi düşünme farklılıkları, yönelimler, yaklaşımlar, etki altında kalınan gruplar kurumlar olabilmektedir. Konunun çok karmaşık olduğu bir gerçektir.

Ahlak ve tercih bağlanımda yukarıdaki yazılara ilaveten çok şeyler söylenebilir. Açılımlar getirilip derinlemesine irdelenebilir
Ancak referandum süreci içerisinde olduğumuz bugünlerde tercih noktasında evet veya hayır söylemlerinin doğru bir çizgide tartışılması gerekmektedir. Ahlaki etik çizgide yapılacak tartışmaların toplumuza sağlayacağı yararlar göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Memleket meselelerinin ciddi ayağı yere basan söylemler çerçevesinde tartışılması eksi ve artıların doğru bir şekilde ortaya koyulması gerekmektedir. Ülkemize her türlü saldırıların yapıldığı bir ortamda sözlemlerimize dikkat edelim.
Kaygılar, yönelimler, istekler, bakış açıları tabi olduğumuz sivil toplum kuruluşları algılarımız vb. ne kadar farklı olsa da bugün tek ve tartışmasız ortak kaygımız vatanımız olmalıdır. İyiye güzele ulaşmak adına tartışmalardan ve eleştirilerden korkmadan mutlu yarınlara dileklerimle.