ABD ve dünya sömürü düzeninin mimarları bütün güçleri ile sahada. Emperyalistlerin uşağı rolünü ustalıkla oynayan ve bundan büyük bir zevk alan Barzani´nin referandum oyunu bölgede huzuru katledecek, yıllarca sürecek kaosun kapısını aralayacaktır.
Ne yazık ki 25 Eylül 2017 Tarihi itibariyle fitne kapısı ardına kadar açılmıştır. Bundan sonra bölgede huzur ve güveni mumla arasanız da bulamazsınız.
Emperyalizmin beyni siyonizmin tezgahlayıp hayata geçirmek için harekete geçtiği orta doğuda ve 22 İslam ülkesinde birer birer taşlar yerlerinden oynatıldı. Milletler bunalımların ve iç savaş ortamlarının içine sürüklendi. Tunus´tan başlayarak Suriye ve Yemen´e kadar giden zulmün kapıları aralandı.
İnancından, Kuran´dan habersiz, Allah´ın verdiği akıl nimetini kullanmaktan aciz olan Müslümanın perişanlığından iki yakası bir araya gelmiyor.
Güçlenen Emperyalist batı İslam alemi ve Türk Milleti üzerinde çok çalıştı. Üstün teknolojiye sahip olmanın avantajı ile geri kalmış İslam ülkelerine tahakkümünü, baskısını arttırdıkça arttırdı.
Ekonomik ablukaları bir yana sosyal, kültürel, dini, siyasi, hatta askeri operasyonlarla cin çarpmışa çevirdiler milleti.
Rus, İngiliz ve Fransız müsteşrikler büyük oyunlar kurdular. Müslüman dünyasını lime lime bölüp parçalamak, Hristiyan ve Yahudi dünyası için vazgeçilmez bir hedefti.
Askeri alanda yenemedikleri Osmanlıyı tebaalarını kışkırtarak, etnik ve mezhep temelinde kaşıdıkları toplumları isyanlara teşvik ederek bölüp parçaladılar.
Oryantalist Rahip Louis Massignon yaptıkları çalışma sonunda ulaştıkları sonucu çok güzel özetlemiş, ve ‘´Müslümanların her şeyini tahrif ve mahvettik. Dinleri, inançları, ahlakları, dine bakışları ve insani duyguları mahvoldu. Onların manevi değerlerini, batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik, İslamiyetten uzaklaştırdık. İslamiyeti öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kuran´ı Kerim öğrenmeyi suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu tam olarak hiçbir şeye inanmıyorlar.´´
İslam aleminin böylesine perişanlığı emperyalistlere güç ve cesaret veriyor. Sonrada bölgede, etnik ve mezhebe dayalı tahriklerin, kavgaların ardı arkası kesilmiyor.
Türkiye istese de istemese de bölgede aktör ve lider olmak zorundadır. Tarih bu yükü Türkiye´nin omuzlarına yüklüyor. Kaçış yok, sadece çok uyanık olmak gerek. Uyanalım. Hz. Ebubekir, “Düşmanını ve mücadele etmesini bilmeyen milletler yok olur.” Diyor. Bizde yanalım kim dost kim düşman görelim. Domuzdan post , gavurdan dost olmayacağını bilelim.