Tarihte gerçekten önemli bir yere sahip olan Aziz Milletimiz destanlar yazmış.
Kimisi de yazılmayı bekliyor.
Her şeyi denediler bizi bizden koparmak için lakin başaramadılar.
Evet onlar bir plan yaptı lakin planlarının üzerinde de bir plan vardı bunu unuttular.
Onbeşlik gençlerimizin nasılda cepheye can siper hane gittiğini… Anaların ardından gözyaşlarını içine akıtarak ya Şehit ya Gazi ol yoksa sütümü helal etmem dediğini de unuttular. Unutturmaya da çalıştılar.
Merhum Sezai Karakoç´un da mısralarında ki gibi;

‘´Sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir
  Ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir ‘´

Kader tecelli etti ve bu Millet özünü batının zorbalığının, hak, hukuk tanımayan adalet anlayışının bize asla Yar olmayacak vaatlerinin yalanlarında gördü.

Çanakkale de ki Aziz Şühedanın ruhunu şad eden torunları 15 Temmuzda onlara layık bir evlat olduğunu cümle aleme gösterdi.

Yaklaşık onbeş yıldır bir STK´da gençlere hizmet etmeye gayret ederim.
Hep aklımda bir soru vardı ne olacak bu gençlik ?

Nasıl olacak İslam´ın yeniden yükselişi…!

İşte o sorumun cevabını 15 Temmuzda aldım. Aslanlar gibi tankların önüne yatan genciyle yaşlısıyla kadınıyla Aziz Milletimiz dosta güveni düşmana korkuyu yeniden tattırdı.

Tabi milletimiz bu kıvama bir anda gelmedi.
Onlara cesaret veren bir Liderleri vardı 15 yıl boyunca cesareti ile zalimlere karşı dik duruşu ile bizlere güven aşılayan bir liderimiz vardı.
Artık Muhtar bile olamayacak manşetleri atan içimizde ki jön Türklere inat.
Biz bu yola kefenimizi giydikte çıktık diyen bir Recep Tayyip Erdoğan vardı.
Yurtdışında olan bir akrabam geçtiğimiz Ocak ayında ANAVATAN´a gelmişti ziyaretimize.
Biraz konuştuk nasıl orada ki Türkiye´nin görünümü diye;

- Yaşadığım yerde tüm radyo televizyonlarda ve basın yayın organlarında Cumhurbaşkanımın aleyhinde propaganda yapıldığını söyledi.
Biraz endişelenmiştim o halimi görünce gayet rahat bir sima ile merak etme dedi.
Onlara öyle bir korku vermiş ki ecdadımız hâlen çocuklarını bak Türkler geliyor hadi uyu diye uyutmaya çalışıyorlar dedi.

İşte Cumhurbaşkanımız tüm Dünyanın bildiği bu gerçeği bizlere de 15 yıl içinde ilmek ilmek dokudu.
Neticesi ise 15 Temmuz gibi bir destan oldu.
Şimdi ise bir dönemecin tam ortasındayız.
16 Nisan bu Ülke Evlatlarının tekrar tarih sahnesinde büyük bir DEVLET olma günüdür. Tüm dünya içindeki korkuyla panikleyip açıktan düşmanlığını gösterirken, Cumhurbaşkanımız hakkında kara propaganda yaparken ( tıpkı Cennet Mekan Abdülhamit Han´a yapılan iftiralar ve karalamalar gibi) bizler nasıl da EVET demeyiz.
 
Aklına ferasetine tam güvendiğim bu Aziz Millet 16 Nisan´da Evet oyunu verecek ve tüm dünyanın gerçek Hak ve Adalet kavramını öğrenmeye başlayacağı kutlu yürüyüşünü Viyana kapılarına kadar sürdürecektir.

Biliyorum Viyana toprağı da üzerindeki zulümden bıktı.

Bekle bizi Viyana Fatih Sultan Mehmed Han´ın torunları yatağından kalktı…