Kent Konseyi Kadınlar Meclisi Başkanı Asuman Aybey, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.

Başkan Asuman Aybey, “Kadın hakları ve statüsü, bütün dünyada insanlığın doğuşundan bu yana üzerinde çok durulmuş bir konudur. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm dünyada;  insan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. Türkiye'de ise 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. Kadın hakları diye bir ayırım yapılma gereği, bazı hakların anayasada var olduğu halde pozitif hukukta kadınlara tanınmaması, tanındığı hallerde ise çeşitli nedenlerle erkek ve kadın bakımından ayırım yapılması veya tanınan haklardan kadınların uygulamada yararlanamamaları yüzündendir. Aslında kadın hakları deyimi bile kadın erkek eşitsizliğini ortaya koymaktadır. Çünkü özellikle bu çağda asıl olan erkek veya kadın hakkı değil, insan haklarıdır. Kadın ve erkek, rakip ya da muhalif bir yaklaşımın ötesinde, birbirlerini destekleyen ve tamamlayan bireyler olarak beraberce daha huzurlu bir hayatı inşa edeceklerdir. Medeniyetimiz, kadını ve anneyi yüceltmiş, toplum içerisinde kadına ve özellikle anneye imtiyaz sağlamıştır. Kadınlarımızın sorunları erkek egemen dilin tasallutundan ve feminist jargonun boyunduruğundan kurtarılmalıdır. Biz kadınlar olarak kendi haklarımızın takipçisi olmalı, bunu erkeklere havale etmemeliyiz. Kadınlar, ülkemizde ve tüm dünyada dezavantajlı gruplar arasında yer alır. Gerek acımasız kapitalist işleyiş gerekse savaş ve terör gibi yıkıcı gidişat, çocuklarıyla birlikte en çok kadınları mağdur etmektedir. Kadın kullanılacak bir reklam aracı veya meta değil, toplumu doğuran ve yetiştiren annedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) insanlığın ufkunu aydınlatan evrensel mesajlarını bütün yeryüzüne ilan ettiği veda hutbesinde, kadınların haklarını gözetmeyi, bu hususta Allah’tan sakınmayı, kadın ve erkeklerin birbirlerinin hukukuna riayet etmelerini Müslümanlara bir sorumluluk olarak yüklemiştir. Ama maalesef günümüzde din, dil, ırk, coğrafya ve sosyal statü gözetmeksizin tüm insanlığı tehdit edecek bir boyuta ulaşan şiddet, en çok kadınlarımızı yaralamaktadır.  Bu durum insanlık onurunu zedelemektedir. Şiddete meşruiyet sağlayan, merhameti öteleyen ve kadını rencide eden bütün gelenek, örf ve inanışlar reddedilmelidir. Bu itibarla, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün, kadının saygınlığı ve hakları konusunda önemli bir farkındalığa vesile olmasını, bu alanda yaşanan sorunların çözümüne katkı sunmasını, savaşın, şiddetin, yoksulluk ve yoksunluğun mağdur ettiği nice kadına umut olmasını temenni ediyoruz” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim