Geçtiğimiz günlerde MÜSİAD İnegöl Şubesi eski başkanı Zeki Kavaz  whatsap kanalıyla bana bir mesaj gönderdi. Mesajda yıllar önce Avrupa´nın başkentlerinde duvarlarda dar ağcına asılmış olarak gösterilen Abdülhamit afişleri ile yine  bugünlerde  aynı duvarlara asılan başına silah doğrultulmuş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan afişleri yer alıyordu. Aslında subliminal bu mesajların bir anlamı olduğu gerçek.

Aynı günlerde Galatasaray´da gündeme bomba gibi düşen Hakan Şükür ve Arif Erdem kararları da aslında çok dikkatlice okunması gereken bir durum. Hele ki bu olay, üzeri öylesine kapatılacak bir durum değil. Referandum öncesinde hiç gündemde yokken birden ülke gündeminde tartışmaya açılan bu gelişmede korkunç mesajlar yer alıyor. Peki bu mesajlar nedir?

Bana göre Türkiye gezi olaylarının 2.´sine hazırlanıyor.  Prova niteliğinde ki Gezi olayları bu kez daha organizeli bir şekilde gerçekleştirilebilir. Gezi olaylarında taraftar gruplarının bizzat rol aldığı hatırlanırsa, yeni şifre bu olabilir.

Yani kısacası üst akıl, Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan´ı iç savaşla yok etmek için düğmeye bastı. Şer odakları bunun için Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe taraftarını kullanacak. Çünkü en önemli kitleler bu kulüplerde yer alıyorlar.

Son yıllarda bu tür girişimlerin farkına varan hükümet yetkilileri art arda hamlelerle spor camialarına özel ilgi göstermeye başladılar. Özellikle Ak Parti iktidarı döneminde devletten en çok yardımı Galatasaray´ın almasına rağmen, halen bu kulübe tapu verilmesi ve yeni tesisler kazandırılması dikkat çekici.

Hele ki bunlara rağmen Galatasaray kongre üyelerinin halen Hakan Şükür ve Arif Erdemle ilgili aldığı kararlar ve Recep Tayyip Erdoğan´ının ismi geçtiğinde yuhalamaların yaşanması bence iyi okunmalı.

Ben Türkiye´yi Galatasaray´a benzetiyorum. Galatasaray´da kim başkan seçilirse seçilsin yapacağı şeyler hep sınırlı oluyor. Çünkü devlet içinde devlet var. Kendini Galatasaray´ın sahibi sanan bazı şer odakları sürekli yönetimin faaliyetlerine çomak sokuyor. Biat edilmesini istiyor. Bu kulübün esas sahiplerinin kendileri olduğunu düşünüyor. Eli kolu bağlı olan yönetim paranın yani sermayenin esiri oluyor. Eğer sermayeye kafa tutarsa o yönetim algı operasyonları hırsız gösterilip itibarı yok ediliyor.

Bizim Türkiye´mizde böyle… Hala devlet içinde ki devlet, “bu ülke bizim, biz ne dersek o olur, siz seçilmişte olsanız, bu ülkenin kuralları var. Haddini aşarsanız, başınıza çorap öreriz” diyor. Ve örüyor da.. Türkiye´de bitmek bilmeyen terör olayları, Gezi olayları ve 15 Temmuz darbesi bunun en bilinen örnekleri arasında gösterilebilir.

İşte bu nedenle son zamanlarda puzzle´nın parçalarını birleştirmeye çalıştığımda, bu korkunç senaryolar gözümde canlanıyor. Bunlar tesadüf olamaz. Türkiye´nin kaderini belirleyecek olan Referanduma şurada 1 aydan az zaman kalmasına rağmen Reis neden Türkiye Futbol Federasyonun etkinliğine katıldı? Neden böyle bir zamanda futbolla ilgili mesajlar verdi? Fenerbahçe ve Galatasaray Başkanları ile aynı karede neden yer aldı? Spor kulüpleri arasında ki küskünlükleri ortadan kaldırmak için neden çaba gösterdi?

Oyun büyük beyler. Şimdi daha iyi anlıyorum ki; Çok uzun zamandan beri şer odakları çeşitli maskelerle bu kulüplerin içine sızdılar. Yıllarca bu maskelerle görev aldılar. Gün geldi Türkiye´nin en büyük bu sivil toplum kitlelerini ele geçirdiler. Önce taraf gruplarını, ardından da kulüplerin idarelerini almaya başladılar. Kısmen başardıklarını görüyoruz. İşte bu nedenle hükümet düğmeye bastı ve bu oyuna da bozmaya çalışıyor.
Aksi halde Ak Parti iktidarını vakti zamanında FETÖ´ye yardım etmekle suçlayan muhalif isimlerin, Galatasaray kongresinde FETÖ´cü Hakan Şükür ve Arif Erdem´i kollamalarını ardından da İzmir Marşı söylemelerinin nedenini bana kimse açıklayamaz. Galatasaray Mali kongresi yapılan ittifakın ve oyunların nedenli büyük olduğunu göstermiştir.

Bu oyunu yine 15  Temmuz ruhu bozacaktır. Yeter ki taraftar gömleğimizi çıkarıp vatansever gömleğimizi giyelim yeter. Saygılarımla..