FETİH İÇİN SAVAŞMAK YASAK

Sırf ülkeler fethetmek, ganimet elde etmek amacıyla ve başka bir dine inanmaları nedeniyle başka toplumlarla savaşmayı Allah yasaklamıştır:
"Birbirinizi öldürmeyeceksiniz ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız!" (Bakara/84)
"Sizi öldürmek isteyenlerle, size savaş açanlarla karşı Allah´ın bildirdiği şekilde ve usulde siz de siz de savaşın. Aşırı gitmeyin, haksız yere saldırmayın. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez." (Bakara/190)
"Zorunlu durumlarda savaşmak, öldürmek için size ruhsat, izin verildi. Öldürmek sizin için kötü bir durumdur. Ama kötü bildiğiniz, hoşlanmadığınız bir sonuç, sizin hayrınıza, iyiliğinize ve sevdiğiniz, hoşlandığınız bir şey de sizin aleyhinize sonuçlanabilir. Sonuçları önceden siz bilemeseniz de, Allah bilir." (Bakara/216)

DİN SAVAŞLARI YASAKLANMIŞTIR
"Allah, din konusunda, dininizden ötürü sizinle savaşmayan ve sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever." (Mümtehine/8)

VATANINIZI VE KENDİNİZİ KORUMAK İÇİN SAVAŞA İZİN VAR
Hangi koşullarda ve durumlarda Müslümanlara savaş izni verilmiştir:
"Ey Elçi! Kendinizi, vatanınızı savunmanız için Rabbin sana karargahından sefere çıkma buyruğu verdiğinde ve sen bu buyruğu açıkladıktan sonra inananlardan bir grup sanki kendilerini zorla ölüme götürüyormuşsun gibi savaşa çıkma hakkında seninle tartışmaya başladılar. Halbuki Allah iki taraftan birisinin; müşrik ordusunun ya da onların ticaret kervanının sizin olacağını vaat etmişti. Ama siz zayıf ve silahsız olan ticaret kervanını ele geçirmeyi istiyordunuz. Oysa Allah, vermiş olduğu vaat ile hakkı gerçekleştirmek ve suçluların hoşuna gitmese de gerçeği ortaya çıkarmak ve ortak koşucu düşünceyi yok etmek, gerçeği egemen kılmak istiyordu." (Enfal/5-6)

"Artık siz duruup dururken onları, düşmanlarınızı öldürmediniz; fakat Allah size savaşma izni verdiği için Allah´ın yardımıyla öldürdünüz. Attığınız zaman da siz kendi isteğinizle atmıyordunuz; Allah´ın size verdiği güç ve moralla atıyordunuz. Böylece Allah kendi planı gereği inananları güzel bir sınavla denemiştir. Hiç kuşkusuz Allah, ayetlerini reddedenlerin planlarını böyle bozar. Kuşkusuz Allah her şeyi çok iyi biendir, en iyi işitendir." (Enfal/17-18)
Enfal/51. ayette "Allah kullarına asla zulmetmez. Herkes zendi yaptığının karşılığını görür" diyen Allah, 52. ayette "vaktiyle Firavun ve yandaşları ve ondan önceki toplumlar gibi Arapların da Allah´ın ayetlerini reddettiklerini, inkar ettiklerini, örtbas ettiklerini hatırlatarak, bu nedenle onları da yakalayarak cezalandırdığını söylüyor.
"İşte Allah´ın, ayetlerini örtbas eden toplumlara uyguladığı yasa böyledir. Bu yüzdendir ki, bir toplum Allah´ın kendilerine lütfettiği bir nimet olan ayetleri, o toplumun bireyleri kendi çıkarlarına göre değiştirmeye kalkarsa, Allah da o toplumu yok eder, değiştirir." 53. ayette bu değişmez ilkeyi tekrar hatırlatan Allah, meselenin önemine dikkat çekercesine 50-52. ayetlerle yaptığı uyarıları bir kere daha tekrarlıyor. Ve 55-60. ayetlerde şöyle buyuruyor:
"Hiç kuşkusuz Allah yanında hareket eden canlıların en duyarsızı, Allah´ın ayetlerini örtbas eden kimselerdir Onlara asla güvenilmez. Onlar, kendileriyle anlaşma yaptığın halde her defasında anlaşmalarını bozan kimselerdir, milletlerdir, devletlerdir. Onlar dürüst davranmazlar!"
"Eğer savaşırken onları yakalarsan, öyle ağır bir darbe vur ki, bu, onlar gibi davrananlara caydırıcı bir ders olsun!"

BÖYLE YAPMAYIN
"Ey Elçi! Musa´dan sonra İsrailoğullarının önde gelenlerinin yaptıkları dikkatini çekmedi mi? Onlar kendilerine gönderilen elçilerden birine "Bize bir komutan atasan da, onun emri altında Allah yolunda savaşsak!2 demişlerdi. Elçi de onlara "Ya savaş sizin için zorunlu hale gelir ve siz de savaşmazsanız!" demişti. İsrailoğullarının önde gelenleri "Yurdumuzdan çıkarılmış ve çocuklarımızdan uzaklaştırılmış durumdayken neden Allah yolunda savaşmayalım?" diye karşılık vermişlerdi. Ama kendilerine savaş farz kılınıp savaş zorunlu kılınınca pek azı hariç, döneklik yaptılar. Allah, dönekleri çok iyi bilir." (Bakara/2469

ANLAŞMAYI BOZANLARI UYAR
"Şayet kendileriyle barış anlaşması yaptığın bir topluluktan kesin olarak anlaşmayı bozucu bir ihanet sezersen, sen de anlaşmayı iptal edeceğini onlara bildir. Kuşkusuz Allah, hainleri sevmez."
"İhanet eden ikiyüzlüler, sakın aldattıklarını sanmasınlar! Onlar bizi aldatamazlar, aciz bırakamazlar!"

SAVAŞI ÖNLEMENİN EN İYİ YOLU GÜÇLÜ OLMAKTIR
"Ey inananlar! Siz de düşmanlarınıza karşı gerektiği kadar bir güç, onları caydırabilecek nitelikte gelişmiş savaş araçları ile ordunuzu donatın, vatanınızı savunmaya hazırlıklı olun ki; böylece Allah´a düşmanlık yapanları, sizin kendi düşmanlarınızı ve Allah´ın bildiği, sizin ise bilmediğiniz daha aşka saldırganları kortutarak caydırabilesiniz. Ve unutmayın! Toplum için, kamu yararına yaptığınız her iyi, güzül ve yararlı işin karşılığı, size huzur ve refah olarak geri döner ve siz asla kaybetmezsiniz."
"Size ne oluyor da "Rabbimiz! Yöneticileri acımasız olan bu memleketten bizi kurtar, bize sahip çık, bize yardım et!" diye yakaran çaresiz çocukları, kadınları ve erkekleri kurtarmak için Allah yolunda, vatanı savunmak için savaşmıyorsunuz?" (Nisa/75)
"Sırf "Rabbimiz Allah´tır" dedikleri için haksızca yurtlarından çıkarılan kimselere Allah´ın yardım etmeye elbette gücü yeter. Ancak insan hakları ve inanç özgürlüğü gibi temel haklar nedeniyle haksızlığa uğratılarak, kendilerine karşı fiilen savaş açılan kimselere; vatanlarını ve kendilerini savunma, karşı koyma ve savuşma izni verilmiştir." (Hacc/39)

ZULME SES ÇIKARMAYANLARIN SONU HÜSRANDIR
"Kendilerine zulmedilmesine hiç bir mazeretleri olmaksızın ses çıkarmayanlar, ölürlerken meleklerin "Siz ne durumdaydınız da savaşa gitmediniz?" sorularına, "Bizler ülkemizde zavallı, çaresiz ve uyuşuk kişilerdik" diye cevap verirler. Melekler de: "Allah´ın yeryüzü yeterince geniş değil miydi? Sizde oradan göç etseydiniz, hakkınızı savunsaydınız ya!" derler. İşte bu durumda olanların varacakları yer, cehennemdir. Orası ne kötü bir dönüş yeridir." (Nisa/97)

DÜŞMANLARINIZDAN KAÇMAYIN!
"Ey Allah´a koşulsuz güvenenler! Allah´ın ayetlerini reddeden topluluklarla karşılaştığınız zaman, sakın onlardan korkup kaçmayın! Her kim böyle bir günde, savaş sırasında taktik icabı geri çekilme ya da bir başka safta savaşmak gibi görev değişikliği dışında, inkarcılar ordusuna karşı savaşmaktan kaçarsa, kesinlikle o kimse Allah´ın gazabına uğrar ve onun varacağı yer cehennem olur. Orası ne korkunç bir yerdir." (Enfal/15-16)

ENDİŞELENMEYİN!...
"Ey Allah´a koşulsuz güvenenler! Size hayat veren Kuran´a, Allah´a ve O´nun ayetlerini tebliğ eden Elçisine uyun. Bilin ki, Allah´ın buyrukları sizi ve kalbinizi etkiler, kişiliğinizi değiştirir ve size doğru yolu gösterir. Şunu da unutmayın! Kesinlikle O´nun huzurunda toplanacaksınız."
"Unutmayın! Geldiği zaman sadece Allah´ın buyruklarını karartan zalimleri değil, herkesi kapsayıp perişan eden bir fitneden, felaketten, terörden ve savaştan korunun! Bilesiniz ki Allah´ın cezalandırması çok şiddetlidir.
"Hatırlayın!... Hani sizler ülkenizde ezilen, aşağılanan, ekonomik ve sosyal ambargoya maruz bırakılan, maddi-manevi sıkıntılar yaşayan ve insanların her an sizi yok edeceklerinden korkan az bir gruptunuz. Böyleyken Allah size yer-yurt, vatan sağladı. Sizi yardımıyla destekleri ve ve tertemiz şeylerden size yiyecekler verdi. Umulur ki, siz de karşılığını Allah´a ödersiniz." (Enfal/24-26)

BARIŞMAK İSTERLERSE SİZ DE BARIŞIN...
"Şayet onlar, sizinle savaşan düşmanlarınız barış için yanaşırlarsa, siz de barışa yanaşın ve Allah´a sığınıp güvenin. Çünkü Allah, her şeyi işiten, her şeyi bilendir."
"Eğer onlar ´barış yapıyoruz´ diyerek sizi aldatmak isterlerse, hile ve yalana başvururlarsa, bilin ki Allah size yeter. O Allah ki, kendi yardımıyla ve kalplerini birbirleri ile kaynaştırdığı insanlarla sizi destekleyendir." (Enfal/61-62)

ÖDÜL
"Ben; kadın olsun erkek olsun, insanlardan hiçbir çalışanın emeğini karşılıksız bırakmam. Kadın-erkek hepiniz eşitsiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, Benim yolumda eziyete ve işkenceye uğrayanlar ve savaşta öldürülenlerin kusurlarını mutlaka affedeceğim. Allah´tan bir karşılık olarak onları altlarından ırmaklar akan cennetlere, bahçelere yerleştireceğim. Ödüllerin en güzelleri Allah´ın yanındadır." (Ali İmran/195)

ÖZETLE:
1. İlke olarak savaşmak ve fetih için savaş yasaklanmıştır.
2. Vatana, yaşam hakkına, temel hakka, özgürlüklere yönelik saldırıları defetmek, vatanı korumak için savaşa izin verilmiştir.
3. Zulmü ve işkenceyi önlemek, mazlumlara yardım etmek için savaşmak, amacın dışına çıkmamak kaydıyla bir görevdir.
4. Din savaşları, din nedeniyle, başka dinlere mensup oldukları için insanlarla savaşmak yasaktır.
5. Düşmandan ve savaşmaktan korkmak, en büyük günahtır. Asıl kendisinden sakınılması gereken Allah´tır.
6. Savaşta aşırıya kaçmak, masum insanlara katliam yapmak yasaktır.

ÖZSÖZ:
1. “İnananlar, sadece Allah´a güvenip dayanmalıdırlar.” (İbrahim/11)
2. “Bir hareket şekline karar verdiğinde Allah´a güven.” (Âli İmrân/159)
3. “Kim Allah´a güvenip dayanırsa, Allah ona yeter.” (Talâk/3)