30 Mart yerel seçimleri, halkın yerelde seçime katılan partiler arasında kendi siyasi bilinci doğrultusunda, tercihlerini kullanarak yapmış olduğu, yerelde yönetimin tayinidir. Temsili demokrasilerde partilerin temsil ettikleri siyasi görüş bireysel ve toplumsal sorunlara çözüm, ihtiyaçlarının tespiti ve karşılanması, hak ve özgürlüklerin korunması ve savunulması anlayışı, inanç değerleri, partinin etkin sınıf ve katmanlarını oluşturur. Dolayısı ile bu partilerin temsil ettikleri etkin sınıf ve katmanlar, seçim için gerekli olan oy potansiyelidir. Mutlak siyasi başarı, bu oy potansiyelinin korunması veya artırılması ile yapılan seçimler sonucunda elde edilir. İleri demokrasilerde bireyler, seçimlerde siyasi tercihlerini özgür iradeleri ile yaparlar. Ülkemizde genelde seçmenin siyasi parti tercihi, içinde bulunduğu sosyal ekonomik ve konjonktürel koşullar kapsamında şekillenir. Oy verme özgür irade ile olsa bile, tercihte bu koşullar en büyük etkendir. Bunun böyle doğru veya yanlış olduğu tartışılabilir ama her seçmen kendisince doğru olanı yapar. Genel olarak seçim sistemleri her zaman ‘Temsilde Adalet’, ‘Yönetimde İstikrar’ ilkesine dayanır. Bu, seçimin yapıldığı ülkenin siyasi ve sosyal yapısına göre değişiklik arz edebilir. Seçmen isterse istikrarı, adalete veya adaleti istikrara tercih edebilir. Bu tamamen seçmenin sosyal ve kültürel yapısıyla ilgilidir. Ülkemizde yerelde ve genelde oy kullanan seçmen profilinin bir değerlendirmesini yapacak olursak, bu profilin yarısını bayanların oluşturduğunu görürüz. ‘Eğitimli’, ‘Çalışan’ ve ‘Özgür Birey’ konumundaki bayanların dışındakilerin büyük çoğunluğu seçim tercihlerini aile ve koca baskısı ve etkisi altında yaparlar. Özellikle bu yerel seçimlerde köy ve kırsal kesimin de oy kullandığı dikkate alınırsa, bu kesimlerin siyasi tercihlerinde muhtar ve etkin kişilerin baskıları da söz konusudur. Diğer bir etkende, Tarikat ve Cemaat yapılarının mürit ve sempatizanları üzerindeki etkileridir. Ayrıca sosyal yardım adı altında yapılan yardımlar da, dar gelirli seçmenin siyasi tercihine etki etmektedir. Ülkemizin seçmen değerlendirmesi açısından gerçekleri bunlardan ibarettir. Şimdi seçmenin 30 Mart’ta yapmış olduğu siyası tercihin, özgür irademi yoksa özgür olmayan irademi olduğuna sizler karar verin. Her şeye rağmen, millet olarak ümitsizliğe düşmeden, gerçek demokrasiye ulaşmak için azim ve gayretle çalışarak, ülkemizdeki tüm olumsuzlukları aş- mak durumundayız. Yukarıda yapmış olduğum bu tespitlerden sonra İnegöl’de yapılan yerel seçim değerlendirmesine gelecek olursak, bu konuda açık yüreklilikle, siyasi arenada mücadele eden tüm siyasi parti Belediye Başkanı Adaylarını ve parti yöneticilerini, demokrasi mücadelesi adına tebrik ediyorum. Ortaya koymuş oldukları mücadele takdire şayandı. Her parti Belediye Başkan Adayının kazanma ümidi ile çıkılan bu yolda, sadece bir partinin Belediye Başkan Adayı bu yarışı kazanacaktı. Yapılan seçim sonucunda İnegöl Belediye Başkanlığını AK Parti adayı kazandı. Bu kazanım, başkanın şahsına münhasır değildir. Bu kazanımda İktidar partisi olmalarının, Genel Başkanları Sayın Başbakanımızın, Milletvekilimizin, İlçe Başkanı ve İlçe teşkilatının, ayrıca Belediye Başkan Adayının daha önce 2 dönem Belediye Başkanlığı yapmış olmasının ve en önemlisi de Sayın Başbakanımızın Türkiye gelinde senaryosunu kendisi yazıp, kendisinin sahnelediği yerel seçim oyununda baş aktör olarak göstermiş olduğu ikna kabiliyeti ve sergilemiş olduğu performans, seçmenin siyasi tercihinde en büyük etken olarak sandığa yansımıştır. Burada şu fıkrayı anlatmadan yazımı bitirmek istemiyorum. Temel Amerika’da otobüs şoförlüğü yapıyor. Yolculuk esnasında otobüste bir kavga çıkıyor, beyazlarla siyahlar kavga ediyor. Beyazlar, ‘Biz öne otururuz’, siyahlar ‘Siz arkaya oturacaksınız’ derken, Temel el frenini çeker ve bütün yolcuları aşığı indirir. -“Bakın, bu otobüsle yolculuğa devam etmek istiyorsanız, ben ne dersen o olacak anlaşıldı mı? Benim için insanlıkta ayrı gayrı olmaz, ben beyaz siyah ayrımı yapmam, şimdi hepiniz yeşilsiniz” der. Yolcular bu teklifi kabul eder. Temel, “Öyleyse binin tekrar otobüse ama açık yeşiller öne koyu yeşiller arkaya” diyerek herkesin otobüse binmesini sağlar. Böylelikle sulh sağlanmış olur. Ülke yönetiminde söz sahibi olan sayın Başbakanımız, 30 Mart yerel seçimler sonucunda yine açık yeşilleri öne bindirmeyi başarmıştır. Yani yönetimde istikrara devam… Seçimlerin, öncelikle ülkemize, milletimize ve İnegöl’e hayırlı olmasını diliyorum.