Hangi hükümet gelirse gelsin, hangi sistem ile yönetilirse yönetilsin, senin liderin, onun lideri kim olursa olsun; ayete yüzümüzü dönmediğimiz müddetçe, hiç kimse mutlu olmayacak, hiç bir adaletsizlik ortadan kalkmayacak ve bir taraf mutlu iken diğer taraf hep kan ağlayacak.

Tam bir dönüşten söz ediyorum. Bir tarafta Allah deyip, diğer tarafta faiz ve haram yollardan ülke idaresini sağlamaya çalışmak, havanda su dövmektir. Üstelik, Allah'ın gazabını üzerine daha çok çekmeye sebep olacaktır.

Ne zaman düzelecek? Ne zaman düzeleceğiz? Herkes; "benim liderim en iyisi" diyor ama onun lideri de ülkenin yönetimini ele aldığında, tüm problemler kaldığı yerden devam ediyor. Allah, insanın ve dünyanın dengesini, ayetin gölgesine kurmuştur. Bizi liderler değil, ayetin gölgesine çadırını kuran lider kurtaracak.

Siz liderinizi, yaşam biçiminize en uygun olanı referans alarak seçiyorsunuz. Alkolü seviyorsunuz diye onu kutsayan, fuhşa bayılıyorsunuz diye ona methiyeler dizen, getirdiği kanunlarla kıyafetinizi istediğiniz biçime sokan biri olduğu için tapıyorsunuz. Sizin değerle, inançla, erdemle yaşamak gibi bir derdiniz olmadığı için kutsuyorsunuz seçtiklerinizi. Herkes kendi yaşam biçimine, konfor seviyesine göre seçiyor liderini. Hiç birinizin ayet referansı yok. İnce elemek işinize gelmiyor. Eleğin üstünde kalan koca koca taşları matah bir şey sanıyorsunuz.

Hem karnım doysun, hem pastam dursun demekle olmayacak artık bu gidişat. Rahatsız değil misiniz? Bir şeyler ters gitmiyor mu yeryüzünde? Bu dünyada ölmek için sıramızı beklemekten ve karnımızı doyurmaya çalışmaktan başka bir çabamız yok, farkında mısınız? Her şey karın doyurmak için olmuş, başka bir gaye taşımıyoruz. Elle tutulur hiç bir şey yok. Yaptığı mesleğin arasında vicdanını rahatlatmak için, üç beş afili cümle sarf ederek cihad ettiğini sanma ve aslında bunu içinde bulunduğu statüyü koruma adına yapmaktan başka bir niyeti yok. Dünya iyiye doğru yol almıyor, sarf ettiğiniz o cümleler bir işe yaramıyor efendim. Sen sıran geldiğinde ölüp gideceksin ve ekmek kapın olan statün üzerinden rahatlattığın vicdanın, dünyaya hiç bir katkısı olmadan çekip gidecek. Olduğundan daha iyi bir hâle dönüşmüyorsa dünya; söylediklerinizde bir tuhaflık, eksiklik, yamukluk var demektir. Ne zaman fark edeceksiniz?

Kavga dövüş yol alıyoruz ve siz bunun adına cihad diyorsunuz. Arkanızda, önünüzde, sağınızda, solunuzda ayetin kendisi yok. Mağaradaki adamlar gibisiniz. Duvara yansıyan siluetleri hakikat sanma hastalığı tutmuş sizi. Dışarı çıkmak işinize gelmiyor, ışığın kaynağını bulmak istemiyorsunuz. Rahatınız bozulacak, keyfiniz kaçacak diye ödünüz patlıyor. Belli bir seviyede tuttuğunuz mücadelenizle yetinmek işinize geliyor. Kimi kandıracaksınız? Kimi kandırıyorsunuz? Haşa Allah'ı mı?

Tükendim... Ben bizi sevmiyorum. Çok çirkin bir mücadelenin içerisinde yol alıyoruz. Rahatsız eden bir şeyler var hep içimde. Olmuyor olmuyor, ne yapılırsa yapılsın olduramıyor hiç kimse. Leş yiyip bülbül gibi şakıyoruz. İçimiz kurtlu ama yüzümüz makyajdan aydınlık. Çok sıkıldım bu evrensel sistemin içerisinde kavga etmekten. Sistemi kuranlar onlar olduğu müddetçe, kavgalarımız, mücadelemiz hiç bir anlam ifade etmiyor. Biz, sistemin içerisinde kavga etmeyi cihad sanıyoruz. Sistemi yıkmanın cihad olduğunu unuttuk. Bu düzenin içerisinde söz sahibi olmaya çabalıyoruz. Okullara gidiyor, meslek ediniyor, keyfimiz yerine gelip azıcık da dünyanın tadına bulandık mı; attırıveriyoruz üç beş cümlecik slogan, sonra ver elini Cennet. Sistemin sahibi olma çabası göstermediğimiz müddetçe, hiç bir slogan, vaat ilgimi çekmiyor artık.

Yıkılsın tüm konforlar! Yere batsın rahatlık! Uykular haram olsun! Kıyısından köşesinden dünyayı tatma isteği bir tarafta, ahiret beklentisi bir tarafta. Yok öyle 3 kuruşa 5 köfte.

Bu evrensel sistemin içerisinde debelenmenin bir anlamı yok. Ya bu sistemi değiştireceksin, ya da bu sistemin içinde debelenmeyi cihad addetmeyeceksin.

Rahatlar bozulmalı, evvelâ konfor fedâ edilmeli. Can, sonraki iş.

De ki: "Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin Rabbi olan Allah içindir."

En'âm/162

Nokta.

Saygılar efendim.