Yüce kitabımız Kur´an-ı Kerim´in Tin Suresinin birinci ayetinde adı geçer zeytinin. Andolsun, o incire ve o zeytine diye devam eder sure. Bölgemiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olacak zeytin dalı hareketinden söz edeceğim.

Dağları, ovaları, yaylaları, akarsuları, gölleri, denizleri ve her yönüyle bütün dünyanın gözünün ülkemiz de olduğu, 783.562 kilometrekare toprağa sahip güzel bir yurdumuz vardır. Bu yurdu bizlere bırakan atalarımızı şükranla, saygıyla, minnetle anıyorum.

Ayrıca 3.355 kilometre kare toprağa sahip yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyetimiz var. Sadece bunlar mı? Hayır. Suriye´de Süleyman Şah Türbesinin bulunduğu Karakozak köyünde 10.096 metrekare vatan toprağımız var. Şimdilik türbe Eşme köyünde olsa da yerimiz Karakozak köyündedir.

Şu anda inanıyorum ki Yüce Türk Milletinin gönlünde daha geniş vatan toprağımız vardır. Şu anda işgal altında görünse de Ege Denizindeki 18 adamızı asla unutmayız ve gözden çıkaramayız. Bunlardan Marathi adası 1933 yılında CHP tarafından Milletler Cemiyetine Türk adası olarak ve ismen tescil ettirdiğini biliyoruz. Toprak büyüklüğü bakımından dünyanın 38. büyük ülkesiyiz. Asya ve Avrupa kıtalarında toprakları olan ülkemiz, iki kıta arasında aynı zamanda ulaşım bakımından köprü vazifesi görmektedir. Asya ve Avrupa kıtaları arasında enerji nakliyesinin yapılması, ipek yolunun ülkemizden geçiyor olması ülkemizin değerini kat kat artırmaktadır. Dört mevsimi de yaşıyoruz. Bu özelliği ile turizm bakımından da tercih edilen bir ülkedir.

ZEYTİN DALI HAREKETİ:
Ülkemiz son yıllarda terörden çok çekmektedir. Suriye´de, idari boşluktan da yararlanan terör örgütleri PKK, PYD/YPG, sınırlarımız yakınında, ABD´nin desteklemesi ile 30.000 kişilik sözde sınır güvenliği adı altında bir ordu kurma teşebbüsü ülkemiz için tehdit unsurudur.
“Yılanın başını küçükken ezmelisin” sözünü hatırlayalım.
Bunun için Türkiye Cumhuriyeti bu terör unsurlarını bertaraf etmek için, 20.01.2018 tarihinde saat 17 de ZEYTİN DALI HAREKETİNE başlamıştır. Bu hareketi yürekten destekliyorum. Her Türk´ünde desteklediğini hissediyorum.
Siyasi partilerimizin de bu hareketin yanında olduğunu ve desteklediklerini açıklamaları halkta güven yaratmıştır. Mesele vatan savunması ise gerisi teferruattır, düşüncesiyle tek yürek olan halkımızı kutluyorum. Bu hareket, ülkemizin selameti için önemli olduğu kadar, Suriye halkının da terör örgütlerinin baskısından kurtulması bakımından da önemlidir. Zeytin dalı barış demektir, barış huzur demektir. Zeytin dalı hareketi bölgeyi teröristlerden temizleyerek bölgeye barışı ve huzuru getirecektir. Kınalı kuzulara, görevlerini başarıyla tamamlayıp yurda sağ salim dönmeleri için dua ediyoruz. Allah´ım Türk Ordusunu korusun, muzaffer kılsın. Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. Milletimizin başı sağ olsun. Afrin yöresinde bulunan bu unsurlar kahraman Türk ordusu sayesinde tarumar edilecektir. Buna inanıyoruz. Bura da şunu belirtmek istiyorum: Orta Doğuyu parçalamak, oranın doğal kaynaklarını sömürmek isteyen emperyalist eli kanlı ABD, Türk ordusu sayesinde bu emeline ulaşamayacak, dünyaya da rezil olacaktır. Şunu hatırlayalım; yıllar önce 1960´lı yıllarda İzmir´e çıkmak isteyen ABD 6. Filosunun çıkışını engelleyen gençliği unutmayalım. “Defol Amerika, Katil Amerika” diye slogan atan yiğit gençlerimiz, Amerikan yanlıları tarafından hapislere atıldı, kimileri idam edildi. Amerika´nın dost olmadığını anladığımızı zannediyorum. ABD, silahı ve bütün gücüyle terör örgütlerine güç katarak desteklemesi eli kanlı emperyalist ülke olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.

İNEGÖL´DEKİ SURİYELİLER;
İnegöl´de misafir olan iki grup Suriyeli vardır. Bunlardan bir gurubu Bursa´da kayıtlarını yaptırmış, İnegöl´de ikamet ediyorlar, çalışabiliyorlar, devletin her türlü imkanlarından yararlanabiliyorlar. Hastane polikliniklerinden yararlanıyor, sosyal yardımlardan da destek alabiliyor, çocuklarını okula gönderebiliyorlar.

Diğer gurup ise başka illerde kayıtlarını yaptırmış, orada iş bulamayıp geçim sıkıntısı çektikleri için İnegöl´e gelmişler. Bu grupta olanlar devletin hiçbir desteğini alamıyor, acil servis dışında hastane hizmetlerinden yararlanamıyor, doğalgaz, elektrik abonesi olamıyorlar, çocukları okullara alınmıyor. Çalıştıkları iş yerlerinde de hiçbir güvenceleri yok. Bir kaza olsa, çalışanda çalıştıranda yandı. Ama adamcağız çalışmak zorunda, geçinmek istiyor, çoluk çocuğu ondan ekmek bekliyor. Bu insanlar bize Allah´ın emaneti, muhacir misafirimizdir. Devletin şefkatli elinin bunlara da uzanmasını, o insanlar adına bekliyoruz. İlgililerin dikkatine.