Modern dünyanın ceza sistemi olan hapishaneler, insan fıtratına uygun ıslah yöntemi değildir ve bu sistemle insanın ıslah edileceğine olan inanç yok olmadığı müddetçe de, toplumsal huzur asla oluşturulamayacaktır.

İnsanın sahibi ve onu en iyi bileni reçeteyi sunmuşken, başka diyarlardan ıslah yöntemi devşirmek, suçluya da yapılan en büyük zulümdür.

Kâinatın sahibinin kânunları ile adalet devşirilmiş olunursa eğer; bu durum, suçlunun Allah katındaki mağfiretine de kapı aralayacaktır.

Allah'ın kânunuyla ıslah edilmiş bir vicdan, iyileşmeye ve insan fıtratının o muazzam güzelliğine uygun davranmaya da meyledecektir.

Her suçlunun, modern dünyanın adalet dağıtıcılarından alacak hakkı vardır.

Suçları ne kadar didik didik edip, adaletsiz davranmamak için ne kadar ince hesaplar yapsanız da; asla başaramazsınız. İnsanoğlu kendi başına mükemmel işler çıkarmış olsaydı, kitaplar gönderilmez, peygamberlere ihtiyaç kalmazdı. Yani yaratıcı sana diyor ki; "sen; bir reçeten olmadan ne adaleti tesis edebilirsin, ne kötüyü iyiden ayırabilirsin, ne de cezada ölçülü davranabilirsin." Kitabın ve peygamberin anlamı da bu değil midir; kendi başımıza, erdemli bir yaşam inşası gerçekleştiremeyecek olmamız. Çün ki adrese, reçeteye ihtiyacı olan aciz varlıklarız. Her an nefis ve şeytanla baş başa olan bir varlığın, pusulaya ihtiyacı vardır. Kendi düşünce dünyasından ürettiği kanunların içerisine, şeytanın nefesinin karışmamış olması mümkün değildir. Kitap bunu söylüyor çün ki.

Ahlâkî sorumlulukları, rasyonel şekilde kılıfına uydurarak mahvetme sanatıdır; anayasalar ve onun işbirlikçi hâkimleri, savcıları, avukatları... Yasal olanın bazen ahlâkî olamayabileceği, kişiye, zamana, makama, paraya göre şekil değiştirebilen, trajikomik kanun maddeleri arasına sıkışmış bir toplumsal hayatı reddediyorum!

Beşeriyetin uydurduğu dandik kânunlardan adalet beklemiyorum!

LÜTFÜ... O BİR KÜFÜRBAZ İSMİ.

Bazılarının jargonda karşılığı yok. Kendisinden söz etmeniz bile, küfür etkisi yapar. Varlığı başlı başına küfürdür.

İllâ sözsel ifadeler mi icra etmeleri gerekir, böylesi (şeyler) için tepki göstermeye? Yıllardır meclisin orta yerine bağdaş kurmuş, HDP denen 'ağır küfür' bir oluşumu ne yapacağız? Bunlar ne evlât bıraktı analarda, ne bacı bıraktı abilerde, ne baba bıraktı evlâtlarda. Gelmişimizi geçmişimizi sevsinler diye para veriyoruz üzerine bir de.

Lütfü; seni sevmiyoruz, hatta senden tiksiniyoruz. Lütfü, seni Çatlak Şanzel'e havale ediyoruz.