Sinema starlarından biri çok paralar kazanıp bol keseden harcayarak gününü gün ediyormuş. Ancak yavaş, yavaş kazancının sonuna geldiğini fark eden sanatçı, başlamış film yapımcılarını aramaya ve filmlerde rol isteğinde bulunmaya. Ama hiç birinden tık yok. bütün yapımcılar yeni yüzler bulmuş, bizim süper stara hiç rağbet yok. Süper star ise ünlülerin takıldığı bir cafede oturmuş başlamış kara, kara düşünmeye:
   
  “Ne yapsam bir filmde oynasam? Hiç kimsenin beni keşfetmeye niyeti yok.”
     Süper star böyle üzgün bir halde düşünürken yanına genç figüranlardan biri gelip:
     “Hayırdır abi? Seni çok düşünceli gördüm. Bir derdin mi var?”
 
    Süper star içini çektikten sonra cevap verir:
     “Hem de ne dert biraderim. Artık pabucumuz dama atıldı. Ne arayan var, nede soran. O tatlı ve şaşaalı günlerim bir anda son buldu. Tıpkı oynadığım filmlerin nihayetindeki SON yazısı gibi.”
     Figüran elini starın omzuna dokunarak teselli etmeye çalışır:
     “Üzülme be abi bizim durumumuz sanki çok mu parlak üç beş kuruşa talim ediyoruz. Yalvar yakar filmlerde figüranlık yapıyoruz. Biz de bile işler kesat. O kadar çok yeni yetme sanatçı türedi ki, bizim yüzümüze bile bakan yok.”

     Süper star tekrar içten derin bir Oof çekip:
     “Peki ne yapmak lazım azizim? Mutlaka bir yolu olmalı yeniden fark edilmemiz lazım. Yoksa bu gidiş hiç de iyi değil.”
     Figüran altına bir sandalye çekip Süper starın yanına oturur ve oda kara kara düşünmeye başlar. Her iki kafadar akıllarına gelenleri ortaya döküp düşünürken figüran’ın gözüne masada ki gazetenin magazin sayfasına ilişir. Magazin haberlerinden biri çok ilginçtir: Bir barda kavga çıkaran sıradan film yıldızının günlerce dedikodu sayfalarında yer aldığı haberi vardır. Haberde, film yıldızına dizi teklifleri, reklam filmleri ve program sunuculukları teklifleri yağmakta. Sıradan bir film yıldızı olan şahısın adeta bir anda süper star haline geldiği yazmaktadır. Figüran magazin sayfasını eski süper stara uzatarak:
     “Abi bak şu sümüklüye! Açlıktan nefesi çıkmayan sıradan film yıldızına her yerden teklifler yağıyormuş!”
     Süper star gazeteye yan gözle bakıp:
     “Buna şans derler birader. Adam iki yumruk yemiş ama şöhret basamaklarının zirvesine gelmiş. Biz de böyle bir kavgamı çıkarsak ne!”
   
  Süper star’ın bu sözleri figüran’ın beyninde şimşekler çakmasına neden olur ve:
     “Neden olmasın abi. Nasılsa ben figüranım. Pekala bu işi kıvırırım. Yeter ki yevmiyemi ver, bunun alasını yaparım evvel Allah!”
   
  Süper star biraz çekimser, ama fena fikir de değil diye düşünmektedir. Figüran yeniden sorar:
     “Ne diyorsun abi denemeye değmez mi sence?”
     Süper star ellerini yüzünden çekip:    
     “Olurmu dersin birader. Sonra işin birde adli yönü var. Senden şikayetçi olmam gerekecek. Bir sürü iş. Bir de tutmazsa uğraş dur.”
 
    Figüran bu işe iyice kendini kaptırmış gibidir. Mutlaka bunu uygulayacaktır:
 
    “Sen hiç merak etme abi biz film sanatçısı değilmiyiz? Çok iyi bir senaryo hazırlar ve oynarız. Mahkeme işinde de sen ikinci oturumda davadan vaz geçersin, biter gider. Sen şimdi bu akşam kendini iyi hazırla. Magazin basının sıkça uğradığı mekânlardan birine gel ve beni ara. Sonrasında uydurma bir meseleden iyi bir kavga çıkarıp amacımıza ulaşırız. Şimdi sen bana biraz para ver üstüme başıma adam gibi kıyafetler alayım.”

     Süper star cebinden bir öbek para çıkarıp figürana verir ve ekler:
     “Bak bu paralar benim son param. Ona göre, yanlış bir şey yapıp bir çuval inciri berbat etmeyelim ha!”
     Bu sohbetin ardından her iki kafadar kalkıp giderler. O akşam içkili bir gazinoda gerçekten kızıl bir kıyamet koparırlar. Figüran kavgaya kendini öylesine kaptırmıştır ki eski süper starın kafasına sandalyeyi geçirmeyi de ihmal etmemiştir. Süper star hastaneye kaldırılırken, figüran göz altına alınır. Fevri çıkışları ve yaptığı hareketler ile magazin basınında günün konusu haline gelmiştir.
 
    Film teklifleri, reklam film çekimleri dizi teklifleri adeta havalarda uçuşmaktadır. Öte yandan parası ile dayak yiyip hastanelik olan süper starı ise ne arayan, nede soran vardır. Ava giderken avlanan süper star, kaderin oyununa boyun eğmekten başka bir şey yapamamıştır.

     Benim bu anlattıklarımdan bir ders çıkarmak gerekirse: Şu an süper güç olan ABD ve onun yöneticisi Trump’ın saldırgan ekonomik yaptırımların geri tepmesi bize meşhur atasözü: “Ava giden avlanır”‘ı hatırlatmıyor mu? Biz de ona hatırlatmamız gerekir: “Sen bu kafa ile gidersen daha bir çok Nato ülkesini karşına alırsın!”