Öncelikle Irak’ta Gabar mağaralarında kahpece vurularak şehit edilen vatandaşlarımıza rahmet diliyorum ve bütün şehitlerimizin mekanları Cennet olsun. İnşallah bundan sonra bu gibi acıları görmeyip, kökleri kazınır. Geride kalan ailelerin başı sağ olsun. Allah sabırlar versin diyorum.

Bugün ki yazıma bisikletimle Türkiye’mizin bazı bölgelerini gezme imkanı buldum. Yalnız gittiğimde yolculuk esnasında nelerle karşılaşacağımızı bilemeyiz. Geçen ki yazımda dile getirmiştim. Kurandan bazı bildiğimiz ayetler okuyup, cesaret, güç ve sabır eklenince yolunuza devam edip, istediğiniz yere varırsınız. Tabi ki yol alırken tehlikenin nereden geleceğini bilmediğimizden, pedala basarken çok uyanık olmanız gerekiyor. Öncelikle trafik, daha sonra hayvanlar. Bazen başı boş köpekler, bazen vahşi hayvanlarda olabilir ama bunlar bana vız gelir diye düşünmeden yoluma devam ediyorum. Bazen düşünmüyor değilim; yani Doğu bölgelerine gittiğimde, dağlık, yüksek kayalıklar, mağaralar çok, araçların seyrek ve hızlı geçtiğinden mağdur kaldığında, yardım alamadığında ne yaparsın. İl, ilçe, belde kavşaklarında bulunan levhalarda kilometre yazılarına bakarak akşam karanlığına kalmadan istediğim hedefe varmak. Bazen aksilikler oluyor. Oldu ki lastik patladı, seni mağdur ediyor. Bir akşamüstü istediğim yere varamadım. Olur ya bazen şansınız yaver gittiğinde ilerde bir ışık gördüğümüzde biraz olsun rahatlama gelir. Umutla pedala hızlı şekilde basarsınız. Benzin istasyonu olduğundan içimde bir rahatlama hissedersiniz. Genç çalışanlara selam, kolay gelsin dedikten sonra çevreme baktım. Hiçbir tane ağaç yok. Demek ki istasyon yeni açılmış olmalı ki ama hizmet veriyor. Çadır kurmak için yer bakarken müsaade almam gerekiyor. Orada bulunan arkadaşlara seslendim; buraya bu akşam için çadır kurabilir miyim diye sorduğumda, aynen şöyle giydiğim tişörtün üzerinde Türk bayrağı olduğundan yırtıp atmamı söylediklerinde şok oldum. Jeton düştü, içimden hemen burası bana göre değil, bu kişilerin ne bakışta olduklarını anladıktan sonra arkadaşlar “Bana müsaade . Bayrak benim, istasyon sizin olsun” deyip karanlıkta bir müddet yol aldıktan sonra zula tabir ettiğimiz bir yer bulup, kendimi gizleyip sabah şafağı ışıldamaya başladığında yoluma devam etmeğe başladım. İstikamet Kars Posof. Haftaya bir başka maceraya devam…

Asıl konuya gelmek istiyorum; ilçemizin bazı mahallelerinde her an yıkılacak şekilde virane binalar var. Bu binalar can ve mala zarar vermeden gereken önlemlerin alınması gerekiyor. Her gün geçmiş olduğum yolun üzerinde köşe bina şekline yeni inşaata başlanacak. Aylardan beri görüldüğü gibi. Bitişindeki binanın arkaya doğru meğil vermiş, direklerle desteklenmiş, tehlikeli duruma gelmiş. Mazallah birileri veya çocuklar oyun için altında kalırlarsa, sorumlular kimler olacak? Can kaybı olmadan önlem alınması gerekiyor, benden söylemesi. Maske takmayı unutmayın, sağlıcakla kalın…