Yaklaşık 25 gündür amatör futboldan uzağız. Bu hasret ne zaman bitecek bilmiyoruz ama şu bir gerçek ki gerçekten de çok ama çok özledik. Hele bu ilkbahar günleri maçların tadı ayrı bir güzel olurdu. Havalar ne aşırı sıcak, ne de çok soğuktu. Elimizde eski bir gazete parçası veya küçük bir kilim, cebimizde 3 – 4 liralık çekirdek ile Kurtuluşspor ve Sanayi Sahalarına doğru yol alırdık. Tanımasak da yıllardır amatör sahalarından göz aşinamız olanlara ‘Bugün kimin maçı var?’ diye sorduğumuz nice günler oldu.

Kiminle maç izleyip kritik yapacaksak, onları cep telefonundan arar ve uygun bir yerde buluşurduk. Herkesin bir grubu vardı. Aynı kulübe gönül verenler, antrenörler, gençler, ağır abiler... Herkes birbirini bulur öyle maç izlerdik. Ne kadar güzelmiş, ne kadar da özelmiş.

Kurtuluşspor Sahası öksüz, Sanayi Sahası bir yetim kalmış sanki. Gözlerim öğle vakti öncesi sahaya gelip çalışan alt yapıdaki çocukları aradı. Lakin ne bir ses, ne de yola kaçan bir top var.

Gözlerim Collina Saffet‘i, İrfan Hoca‘yı, sahanın içinde bir köşede fotoğraf çeken Mehmet Sevinç‘i, müsabaka öncesi bir tane yeleği bile kaybetmeyen Hüseyin Baba‘yı aradı. Hüsnü Sak‘ın hakeme ‘Hakan Hocam, hoş geldin’ diye laf atmasını, Kamikazelerin coşkulu tezahüratlarını, Gençlergücülü Burhan‘ın ‘Gençlerrrr’ diye bağrışını duymak istedim.

Kendi kendime neleri özlediğimizi sordum.

İnegöl takımı galip geldiğinde davul zurnalı kısa eğlenceleri özledik.

Mağlup olduğumuzda soyunma odalarının önündeki kargaşaya anlam veremeyişimi özledik.

Sosyal medyadaki ‘Futbol Bursa Skor’ grubundan maç sonuçlarını heyecanla takip etmeyi özledik.

Maç sonunda ‘Haftaya şu maça gidilir, bu maç çok zorlu olur...’ gibi kritik yapmayı özledik.

Sürpriz sonuçlara şaşırmayı özledik.

Maç öncesi ‘Bugün maçı izlemeye kim gelmemiş / Bugün Ali, Hasan Hoca yok’ şeklindeki yoklama almamızı özledik.

Devre arası Kurtuluşspor Büfesine gidip Metin Abi‘nin tostunu, Yaşar Güzel‘in köftesini, Kurtuluşspor lokalinde Dede‘nin çayını, Hayrettin Endersert Tesislerinde Aydın Ungan‘ın ikramlarını özledik.

Tribünler dolunca maçı nereden izleyeceğimizi şaşırmayı özledik.

Herkes gitse de maçın hakemlerini bekleyen polis abilerimizi özledik.

İnegölspor maçı olmadığında ilçe takımlarına desteğe gelen Efsane Maraton‘u, Portatif Grubu‘nu özledik.

Kurtuluşspor Sahası misafir tribünlerine gelen Gülbahçelileri, Kirmasti Gençliğini, Zafer Mahallesi Gençlerini, Elmasbahçelileri özledik.

Maçı olmadığında maç izlemeye gelen Bursalı, İznikli, Yenişehirli antrenör arkadaşlarımızı ve genç futbolcu kardeşlerimizi özledik.

Saat 17.00 gibi sanki mesaimizi bitirmenin gönül rahatlığı ile eve gitmeyi özledik.

Daha neler özledik neler?