İyiliği sonsuz, ikramı bol olan Allah’ın adıyla!

Değerli dostlar! Son yılların en çok konuştuğu ve tartışdığı konu “Deizm’in gençler arasında hızla yaygınlaşması” konusudur.

Deizm, diğer bir adı: Yaradancılık olan deizm, temelde tüm dinleri reddeden ve sadece yaratana, yani Allah’a inanır. Dinsel bilgiye akıl yoluyla ulaşabileceğini savunur. Vahiy gibi konuları kabul etmez. Tanrı dünya hayatına ve evrene müdahale etmez. Allah yaratmış ve kenara çekilmiştir.

Deizm, Tanrının varlığını ve âlemin ilk sebebi olduğunu kabul etmekle birlikte akla dayalı bir tabii din anlayışı çerçevesinde nübüvveti şüphe ile karşılayan veya inkâr eden felsefi bir ekolün adıdır.

Deizm, Latincede Tanrı anlamına gelen Deus kelimesinden türetilmiş olup, Grekçe de yine Tanrı anlamında ki Theos tan gelen Teizm terimiyle aynı sözlük anlamına sahiptir. Ancak XVI. Yüz yıldan itibaren Hıristiyan dünyasında başlayan felsefi ve Teolojik tartışmalarla birlikte Teizm terimi Ortodoks inançları savunan kesim için, Deizm ise geleneksel inançlardan sapan düşünceler için kullanılmaya başlanmıştır.

Deizm, kelimesinin ilk kullanışlarından birine, Calvinci bir ilahiyatçı olan Pierre Viret’nin (Cenova 1564) adlı eserinde rastlanmaktadır. Viret bu eserinde, kendilerini ateistlerden ayırmak için deist ismini alan bir grup filozof ve edipten bahsetmiş, kimliklerini bu kişileri, Allah’a ve o’nun âlemi yarattığına inanmakla birlikte İsa Mesih ve Hıristiyanlık doktrinlerini inkâr eden ateistler olarak suçlamışlardır.

Deizm, Avrupa da en yaygın olduğu ülke İngiltere idi. İngiliz Deizm’in babası olarak kabul edilmiştir. 

Değerli dostlar! İlahiyat veya kendini İslami bir cemaatin mensubu olduğunu kabul eden bazı çevrelerin, özellikle gençler arasında deizm ve ateizme yönelmenin sebepleri hakkında konferanslar yapmış, makaleler yazmış ve görüşler ortaya atmışlardır. Bir kısım görüşleri şu şekilde beyan etmişler: Gençler dinini, ilmihal bilgilerini öğrenmeden Kur’an’ı anlamak için meal okumalar yapmaları ve Müslümanların yaşadığı İslami hayatı, geleneği çok sorgulamaları, akıl almaz sorular sormaları gibi nedenlere bağlamışlardır.

Mistizm, hurafeci, hikâyeci, nakil ve ilmihalden başka görüş kabul etmeyen, sorgulamayı, araştırmayı muteber saymayan çevrelerin “Biz ne dersek siz onu yapın” teslimiyetine mecbur bırakan anlayışın savunucuları yeni nesil gençlerin deizme yönelişin sebeplerini meal okumalara bağlamışlardır.

Değerli dostlar! Sizce de deizme yönelişin sebepleri bunlar olabilir mi?  Gençlerin  kafasındaki sorulara Kur’an dan değil de kendi geleneksel anlayışlarından oluşan fikirlerle cevap vermeye çalıştıklarından bu gençlere söz geçiremiyorlar ve gençler hızla deizme doğru sürükleniyorlar. Hayır. Bu ne kadar tehlikeli ve Yüce Allah’a, onun gönderdiği vahye (Kur’an’a) ve mesajlarına uymayan bir düşüncedir. Kur’an bu düşünceyi daha ikinci süresi olan Bakara da reddediyor.

“Bu kendisinde şüphe olmayan kitaptır! Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir!” (Bakara 2.)

İnsanlarla nasıl ilişki kuracağımızı rehberimiz Kur’an dan öğreneceğiz. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar isek tabi. Çünkü Kur’an en doğru yola ileten, karanlıktan aydınlıklara çıkaran tek kitaptır.

İnsanlar,gençler, menfaatlere göre kurgulanmış hurafeler dini kabul etmediği, Kur’anı da bilmediği için hurafeleri din zannettiğinden ve bunları kabul etmediğinden İslam dan uzaklaşıyorlar. Deist ve ateistliğe yöneliyorlar. Müslüman olarak görevimiz doğru dini yaşamak ve anlatmaktır.

Selam dini Allah’a has kılan inananların üzerine olsun. Allah’a emanet olun.