İyiliği sonsuz, rahmeti bol, Rahman ve Rahim olan, Yüce Allah’ın adıyla!

“Deizm, inanç anlamında öne sürdüğü iddialarını akıl ve bilimle temellendirmeye çalışan felsefi-dini bir akımdır. “Bu inanç biçimin ilkelerine bakıldığında içindekilerle birlikte tüm âlemi mükemmel bir şekilde yaratan ama işleyişine müdahale etmeyen bir tanrı inancının var olduğunu biliyoruz. Deizm temelde tüm dinleri reddeder ve sadece Yaradan’a, yani Allah’a inanır. Dinsel bilgiye akıl yoluyla ulaşabileceğini savunur. Vahiy gibi konuları reddeder. Tanrının dünya hayatına ve evrene müdahale etmediğine inanır. Allah yaratmış ve kenara çekilmiştir düşüncesindedir.

Deist mantığa göre Tanrı’nın evrene müdahalesini kabul etmek; yaratılanın eksik ya da hatalı yaratıldığını ileri sürmek demek olduğu muhakkaktır. Allah mükemmeldir. İleri sürülen bu mantığın Tanrı’nın mükemmelliği için sorun teşkil ettiği açık bir durumdur. Akıl, bilinç ve irade sahibi olan insan bir makineden farklı yapısıyla ahlâki değerleriyle var olan dır. İnsanın arzu ve istekleri, bilinçli tercihleri ve bu tercihlerin sonuçlarıyla yüzleşmesi kaçınılmazdır. İnsanın özgür olması onun eylemlerinin ahlâken sorgulanmasını da gerektirmektedir.

Vahiy kanalının ve bunun doğal sonucu dinlerin reddi deistlere göre insanın önüne ahlâktan inanca, eğitimden sanata kadar geniş bir özgürlük alanı çıkarmaktadır. Deizm tüm bu alanların tamamının insan ürünü olan dinlerden ve vahiyden arındırılarak insan aklının temel referans olarak kabul edilip düzenlemesi gerektiğini iddia etmektedir. Bu durum asla kabul edilemez bir ilahi ilkedir. Allah ayetinde: “O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı.” (Mülk 2) buyurmaktadır. Denemek sınamaktır. Sınamak imtihandır. Yaratılanın imtihanından ari olması, başıboş yaratıldığı vehmini kalbe düşürür. Bu önemli sorunsalın toplumun içinde yaygın olduğu düşüncesi ise apayrı bir durumdur.

Din, akıl sahiplerini kendi hür iradesiyle en iyiye, en doğruya ve en güzele ulaştıran ilahî nizamdır. İnsana kendi mahiyetini, varlık amacını, Allah’a ve O’nun yarattıklarına karşı sorumluluklarını bildiren öğretidir. Allah’ın emir ve tavsiyeleriyle çizdiği yoldur. Din, insanın dünya ve ahiret mutluluğunu amaçlar. Bu amaca uygun olarak kişinin Rabbiyle güçlü ve sağlıklı bir bağ kurması gerekir. Kurulan bu bağ neticesinde kul, Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirir. O’na layık bir kul olmak için gayret gösterir. Güzel ahlâklı davranır. Kendisi, ailesi, yakın ve uzak çevresi, kısacası tüm varlık âlem ile barışık, huzurlu ve güvenli bir hayat sürer. Nihayetinde bu mutluluğunu ahiret yurdunda da devam ettirir. Din, insanın Allah’a gönülden bağlılık duymasını ve bu bağ sayesinde manevi anlamda güçlenmesini sağlar. Böylece insana gerçek özgürlüğü tattırır.

İstismar, fayda sağlamak ve ürün elde etmek anlamına gelen Arapça bir kelimedir. Türkçemizde, bir kimse yada grubun iyi niyetini kötüye kullanmak, sömürmek anlamında kullanılır. Din istismarı; din sömürüsü yapmak, dine dair kavramlar ve değerler yoluyla insanları aldatarak maddi veya manevi çıkar elde etmek yani kendi menfaatleri için dini kullanmak demektir.

Cemaat ve tarikatlar İmam Hatip, İlâhiyat ve Diyaneti yıpratmak için deizm ve kaybolan gençlik üzerine felâket tellallığı yapması boşuna değildir. İmam Hatiplerin çoğalmasından Din düşmanlarından daha çok Din istismarcılarının rahatsız olması da boşuna değildir. Deizm tartışmaları ile İmam Hatiplerin çoğalması arasında bağlantılar kurmaya çalışanların asıl maksadının bu okulların sağladığı sahih din bilgisinin çeşitli cemaat ve istismarcıları rahatsız etmesidir.

1.500.000 civarında İmam Hatip öğrencisinin var olduğu Türkiye’de İmam Hatip Ortaokulu ve Liseleri açılmamış olsaydı bu gençlerin hangi din tüccarlarının, hangi istismarcıların elinde olacakları izahtan varestedir ve Türkiye; FETO örneğinde çok acı biçimde yaşamıştır.

Bu acı tecrübeyi bir daha yaşamamak adına deizm ve gençlik tartışmasının sahih din bilgisi bağlamında Kur’ani hayat ve yaşam tarzının egemen olduğu zihniyet dönüşümü ile çözümleneceği görülmektedir.

Selam dini Allah’a has kılan inananların üzerine olsun. Allah’a emanet olun