Furkan suresi 77 ayet şu şekildedir: De ki: “Duanız olmasa, rabbim size ne diye değer versin! Siz yalanladınız. Öyle ise azap yakanızı bırakmayacak.”

Dua etmek, Allah’a “Benim gücüm yetmiyor, ben acizim, sen her şeye kadirsin, sen bana yardım et, sen duaları işitensin” demektir ve aynı zamanda önemli de bir ibadettir. Ancak, dua samimi şekilde yapılması gereken çok basit bir ibadetken, karmaşıklaştırılmış, bu ibadetin içine hurafeler sokulmuş ve adeta bir protokol kurulmuştur. Dua ederken yapılan, toplumda yer etmiş yanlışlar vardır. Bunların en yaygın olanlarından bahsedelim:

1- Dua ederken Allah’tan başkasından istemek veya araya birini alıp aracı kılmak. Bu en yaygın ve en ağır hatadır, genelde türbelerde ve yanlış tarikat inançlarında yapılır. Duanın kıblesi sadece yüce Allah’tır.

Şuara süresi 213. Ayet: Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun!

Kaf suresi 16. Ayet: Doğrusu insanı Biz yarattık ve nefsinin ona neler fısıldadığını iyi biliriz: Zira Biz insana şahdamarından daha yakınız.

Allah Kur’an’ı Kerimde her duaya cevap verdiğini söyler:

Bakara suresi 186. ayet: Kullarım beni sana soracak olursa, muhakkak ki ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulsunlar.

Türbelere gittiğiniz zaman türbede yatan zattan istemek veya onu aracı kılmak yerine türbedeki kişinin günahlarının affedilmesi için dua edin, İslami açıdan doğru olan budur.

Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için “Mekkeli Müşrikler Allah’a İnanıyordu” yazımı okumanızı öneririm. Benim sosyal medya adreslerimden ve Google’a yazarak gazetemizin sitesinden ulaşabilirsiniz.

2- En yaygın hatalardan biri anlamadan dua etmektir. Arapça bile dua etseniz anlamını bilerek etmeniz daha makbul olacaktır. Dua etmek Allah’a dilekçe yazmaya benzer. Anlamını bilmeden dilekçe yazıp birisine gönderir misiniz? Duanın özelliği acziyetimizin farkına varıp samimi bir şekilde Allah’tan istemektir. Anlamadığınız bir şekilde bunu nasıl yapacaksınız?

3- Dua ederken kafiyeli veya tekerlemeli şeyler söylemek yanlıştır:

“Elemtere fiş kem gözlere şiş” veya “yattım Allah kaldır beni nur suyuna daldır beni” gibi dualar etmek doğru değildir. Dua böyle geçiştirilecek bir şey değildir, çok önemli bir ibadettir. Açık bir zihinle ve samimiyetle yapılmalıdır. Sadece dille olmaz, kalp de Allah ile konuşulmalıdır. Düşüne düşüne yaptığınız için doğaçlama yapılan dualar daha makbuldür.

Hz. Aişe validemiz;

“Kafiyeli sözlerle dua etmekten sakın” demiş, ashap ve peygamberin bunu kerih gördüğünü bildirmiştir. (İbn Hıbbân, Ed’ıye, no: 979; bk. Buhârî, dua, 19)

4- Dua bağırıp çağırarak yapılacak, şov yapılacak, gösteriş yapılacak bir şarlatanlık değildir. Tek başına dua etmek de güzeldir, toplu halde yapılan dualar da güzeldir. Ancak dua bazılarının yaptığı gibi para alarak şov yapılacak, tekerlemelerle süslenecek ses sanatçılığı şovu değildir.

İsra suresi 110. Ayet: De ki: “İster Allah diye çağırın ister Rahmân diye: o'nu hangi isimle çağırırsanız çağırın, [o hep birdir ve] bütün güzel ve üstün nitelikler o'nundur”.  O'na dua et, ama duanda sesini fazla yükseltme, çok fazla alçaltma da ikisinin ortası bir yol tut.

A'raf Suresi 55. Ayet: Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez.

5- Dua bir büyü değildir veya internetten bir ürün sipariş etmek değildir. Bir şeyi 82 kere tekrar et o kabul edilecek ve adeta kilit açılacak gibi şeyler doğru değildir. Dua bizim Allah’a emrimiz değil, Allah’a yalvarmamızdır. Ümidimizi kesmeden duaya devam etmeliyiz.

Hicr suresi 56. Ayet: Dedi ki: "Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?"

6- Kur’an-ı Kerim’de insanın sıkıntıya girince dua ettiği, sıkıntı geçince bunu unuttuğu yazar. Dua sürekli olarak yapılmalıdır.

Yûnus suresi 12. ayet: İnsana bir sıkıntı dokundu mu gerek yan üstü yatarken gerek otururken gerekse ayakta iken (her hâlinde bu sıkıntıdan kurtulmak için) bize dua eder. Ama biz onun bu sıkıntısını ondan kaldırdık mı, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider. İşte o haddi aşanlara, yapmakta oldukları şeyler, böylece süslenmiş (hoş gösterilmiş)tir.

7- Sadece dua edip yan gelip yatmak yanlıştır. Elimizden geleni yaptıktan sonra dua etmeliyiz. Peygamberimiz hayatı boyunca ümmeti için dua ettiği gibi aynı zamanda canı pahasına mücadele etmiştir. Sözlü dualar fiili gayretlerle de birleşmelidir. Hz. Nuh da sadece dua edip oturmamış, gemi inşa etmiştir.

8- Kur’an’da gördüğümüz en önemli hedef Allah’ın rızasını kazanmaktır. Bu cennete girmekten bile daha yüksek bir hedeftir. O yüzden en çok bu konuda dua etmeli ve fiili gayrette bulunmalıyız.

Tevbe Suresi 72. Ayet: Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara içinde ebedî olarak kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve adn cennetlerinde güzel meskenler vaat etmiştir. Allah’ın rızası ise hepsinden büyüktür, işte büyük bahtiyarlık da odur.

9- Dua ederken acele edip, hayırlısını istememek. Çünkü bir insanın kendisi için neyin hayırlı olduğunu en iyi Allah bilir.

Bakara 216: Hoşunuza gitmese de savaş size farz kılındı. Hem sizin hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı, sizin hoşlandığınız bir şey de sizin için şerli olabilir: Allah, sizin bilmediklerinizi de bilir.

Kâinat kaotik bir yerdir. Yaşantımızda çok fazla değişken vardır ve biz bunların sadece çok çok küçük bir kısmını kontrol edebiliriz. Elimizden geleni yaptıktan sonra, bu kâinatı yaratan ve bu kaotik düzeni kontrol edebilecek tek varlığa teslim olmak bize büyük bir psikolojik rahatlık sağlar. Büyük resmi ve bizim için hayırlısını gören yalnızca yüce Allah’tır.

Kur’an-ı Kerim bize birçok yerinde nasıl dua edeceğimize dair çok güzel örnekler sunar. Benim de her gün etmeye çalıştığım bu dualardan bir kısmı ile yazımı sonlandırayım:

(Allah’ım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. (Fâtiha suresi 5-7. ayetler)

“Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” “Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana babamı ve inananları bağışla.” (İbrahim suresi 40-41. ayetler)

Ve onlar derler ki: "Rabbimiz! Bize göz aydınlığı olacak eşler ve nesiller ver ve bizi muttakilere önder eyle!" (Tevbe 72.)

Âmin.