TFF 1.ligin 4. haftasında Altınordu’ya konuk olan Bursaspor, henüz 2. dakikada yediği golle yenik başladığı maçı 2-1 kaybetti.

Kaybedilen tek şeyin 3 puan olmadığını acıda olsa kabul etmeliyiz.

Vakıfköy’ü temsilen defans hattının yıldızı, çoğu otoriteye göre kadroya yazılan ilk isim olan Taha’yı oyun içinde görememek,

sonrasında aylarca transferi için emek verilen, beklentilerin en üst seviyesinde başrolü teslim ettiğimiz Namıq Alaskarov’un oynamayışı hatalar zincirinin birer halkası sadece.

Şimdi düşünüyorum, gerek var mıydı bu kadar transfere? Vakıfköy’den yükselen güneşi geceye mahkum etmeye, gerçekten gerek var mıydı arkadaşlar?

Geçen yılki Vakıfköy temelli kadroya, maksimum 6 kaliteli takviye, hem maddi hem de manevi açıdan huzurun anahtarıydı.

Altyapıdan gelip A takım formasıyla övgülere boğduğumuz gençleri, nasıl inandıracağız şimdi futbolun adaletine.

Ali Akman örneğinde olduğu gibi içine attıkları burukluk duygularını,

 hain ilan etmeden nasıl vefa duygusunda birleştireceğiz?

Çarşamba günü sahamızda ligin iddialı takımlarından Samsunspor’u konuk edeceğiz.

Taraftarın sabrı taşmış durumda. Olası bir kötü oyun, performans yetersizliği, müthiş tepkiler doğurabilir. Futbolun realistliğinde ihtiyacımız olan tek şey zaman.. Yükseltilen beklentilerle bunu istemeye hakkımız var mı onun cevabı bende değil..

Bu arada;

Bursaspor’un gönderdiği Ozan Sol ikinci maçında ikinci golünü attı.

Kırdığımız kalemlerin pişmanlığını yaşar mıyız?

Oda ayrı bir dram konusu..