İTSO başkanlığında ki İnegöl’deki STK’lardan oluşan İş Dünyası Platformunun tüm direnişlerine rağmen İnegöl’de uygulamaya konulan Katı Yakıt Yakma Yasağı kıyameti kopardı.

Aslında bu karar bardağı taşıran son damlalardan biriydi.

Haberin gazetemizde yayınlanmasının ardından telefonlarım susmadı. Böylesine büyük bir tepkiyi yıllarca görmemiştim. Çünkü İnegöl’ün hava kirliliği gerçeği kadar, İnegöl’ün yapısal bir gerçeği de var. İnegöl esnafı ne yapsın?

Bir taraftan bir yılda %150’lere yaklaşan hammadde zamlarına mı, diğer yandan zamma rağmen bulunamayan malzemelere mi isyan etsinler.

Bunlar yetmezmiş gibi çay ve yemek molalarında peşin satan gibi oturan (bazı) işçilerin, mola bitiminde aklına gelen namaza duruşuna mı, işten kaytarmak için elinde telefonla tuvalete girip yarım saat çıkmayışına mı, her gün bir bahane bulup işyerine gelmeyenlere mi, sürekli işten çıkma tehdidinde bulunup zam istemelerine mi dertlensin, yoksa katı yakıt kararına mı?

İTSO Başkanı Yavuz Uğurdağ 2-3 yıldır gündemde olan bu kararın çıkmasına çok direndi. Çünkü bu karar İnegöl gerçeklerine uymayan bir karardı.

Hani hep deriz ya “Coğrafya Kaderdir” diye. İnegöl’ün temel gerçeği bu…

Çünkü ne İnegöl OSB’yi, ne de mobilya sanayi bölgelerini, iş insanları kafasına göre buralarda kurmadılar. 4 tarafı dağlarla çevrili olan bu şehirde devlet ve yerel idareciler bazı bölgeleri sanayi alanlarına çevirdi. 300 bin insanın ekmek yediği bu sanayi, İnegöl’ü önce ülkesinde sonra dünya da marka haline getirdi. Şimdi çıkmış birileri “bundan sonra size katı yakıt yaktırmam” diye karar alıyor.

Böyle saçmalık olur mu?

 Bir karar alınırken önce hastalığın adı konulur. Eğer bu hastalığın adı hava kirliliği ise, bu kirliliğe neden olan gerçekler neyse kamuoyuyla paylaşılır. Hammadde sorunu ve işçi maliyetleri nedeniyle zaten rekabet etme gücünü kaybetmiş bir şehrin insanlarına ceza vermek neyin nesidir ya?

Siz 2. OSB gibi, ilçeye zarar vermeyecek bir yerde sanayi kurmak istediniz de, esnaflarımız oraya gitmek mi istemedi?

Adam sanayide 1000 m2’lik bir işyerine 15-20 bin lira kira veriyor. Siz önce bunun peşine düşün. Sadece 1000 m2’lik bir yerin doğalgaz döşeme masrafının kaç para olduğunu, kaç paralık doğalgaz faturası geleceğini hesap eden oldu mu? Bu işyerlerinde esnafların  % 90’nının kiracı olduğunu, yer sahiplerinin “beni ilgilendirmez, ben doğalgaz sistemi kurmam. Sen ister kur, isterse çık” dediğini biliyor musunuz? Sıcacık yerinizden kimin adına neyin kararını alıyorsunuz?

Bir tamirci çırağının çalışma ortamını kaçınız biliyor?. Sizin arabanız bozulduğunda elleri kapkara olmuş, kışın ortasında buz tutan elleri kim ısıtacak?

Hesapsız kitapsız bu şehri hava kirliliğine mahkum ederken neredeydiniz?

Bu kararın altında kimin imzası varsa hemen yeniden toplanmalı ve zaten bir çıkış yolu arayan iş insanlarını rahatlatmaları gerekiyor.

İnegöl’ü kirleten bu çarpık sanayileşmenin, düzenli sanayiye çevrilmesi yolunda adımlar atılması gerekiyor. 2. OSB buna en güzel örnek.

O vakit çıkacaksınız, biz mobilya sanayisini nereye taşımalıyız?, 1. OSB’yi nereye taşıyacağız, Ağaç işleri, metal sanayi, Cerrah, Yenice OSB’lerini nereye taşıyacağız? diye dert edinip, taşıma kararı alırsanız bu millet size der ki, “bizim sağlımızı dertlenen birileri var”

Hadi bunu zaten yapamazsınız, bari İnegöllü esnafların yetki verdiği iş dünyası başkanlarını doğru dinleyin ya..

İTSO Başkanı Yavuz Uğurdağ ve ilçede ki tüm STK’ları bir toplayın bakalım. Hatta gidin İnegöl sanayisini bir dolaşın. Bu kararın uygulanacağı yer midir burası?

Derdiniz İnegöl’ün sağlığı ise o zaman ilçeyi çevreleyen dağları, tepeleri dinamitlerle patlatın hava koridoru oluşturun. Bakın o vakit ilçede kirlilik olur mu görün.

Derdiniz ne sizin?

Esnafları çıldırtmak mı?, cezalarla bezdirip kapılarına kilit vurdurmak mı?

Buradan tüm siyasilerimize hatta İnegöl Kaymakamı ve belediye başkanımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Artık esnaflar burnundan soluyor. Bu yasağın İnegöl gerçeklerine uygun şekilde revize edilmesi lazım. Mesela kimyasalların yakılmasının denetlenmesi, bu tür yakıtları yakanların cezaların arttırılması, yeni küçük sanayi ve orta ölçekli sanayi bölgelerinin yapılması, OSB’deki bazı fabrikalara yaptırım uygulanması gibi kararlara eyvallah. Odun yakma yasağı nedir ya?

Bide karar insanın aklıyla dalga geçer gibi. Mesela fırınlar, lokantalar, pastaneler ya da restoranlarda odun yakmak serbest. Çünkü fırınlarda odun ekmeği daha bir tatlı oluyor ya da odunla pişmiş dönerin tadı bir başka güzel. Bunlardan vazgeçmemişler karar vericiler. Neyden vazgeçmişler garibanlardan, ya da sanayi esnaflarından, doğalgaz bağlatamamış Ayşe teyzeye sobayı kaldır ama odun ekmeğinden vazgeçmeyen ağzının tadını bilenler için fırınlar serbest…

Ya da işyerinde elleri ayakları buz kesen çıraklara odun-kömür yakmak yasak, ama bir çayı 10 TL’ye içtiği restorana serbest. İnsanın çıldırmaması elde değil…

Belki de hiç İnegöl’e gelmemiş bazı kişilerin Bursa’dan İnegöl’ün kaderini etkileyecek kararlar alması doğrumu sizlere soruyorum?  Saygılarımla…