Dünyanın neresine giderseniz gidin, misafir olduğunuz bölgeye ait ilginç gelenekler ya da alışkanlıklar sizleri karşılar. Aradığınız ilk şey yöresel tatlar ya da kültürel miraslar olsa da, karşılaştığınız bazı durumlar sizi şaşırtabilir.

Durum İnegöl içinde böyle…

Mesela Büyükşehirlerde hayat sabah 06.00’da başlarken, İnegöl’de bu durum 07.30’dadır. Yine metropollerde patronların işe başlama saati, işçilerle aynı saate denk gelirken, bu durum İnegöl’de 09.00 ile 11.00 saatlerine denk gelebilir.

Türkiye’nin her şehrinde kahvaltı yapmak çok kolaydır. Sabahın ilk ışıklarından itibaren özellikle ana artellerde her çeşit kahvaltı yapma olanağı bulabilirsiniz. Ama İnegöl’de ki alışkanlık, sabahları çorba içmek olduğundan çorba dışında farklı bir seçeneğe ulaşabilmeniz neredeyse imkansızdır. Lüks kafeler, lokantalar ve restoranlarda kahvaltı saatleri saat 10.00’dan önce başlamaz. Bu yüzden İnegöllülerin sabah kahvaltı alışkanlığı çorba ve poğaçadır.

İnegöl’ün en önemli alışkanlıkların başında araç kullanma şekli gelir. Bankalar caddesinde (x) bankasında bir işlem yaptıran İnegöllü, 300 metre ileride ki diğer bir bankaya giderken yine aracına biner ve o bankanın önünde bir park yeri arar. Hatta bulamazsa o bölgede yer açılana kadar birkaç tur bile atabilir.

Hazır araç demişken…

İnegöllüler lükse ve şatafa düşkünlerdir. Eğer bir ticarete atılmışlarsa, görünüm o’nlar için çok önemli olduğundan ilk satın alacakları şey araba olur. Ve ilk yenileyecekleri şeyde yine kullandıkları arabadır.

M.Ö.’ki yıllarda gücün sembolleri aslan, yılan ve kartal gibi hayvanlardı. İnegöl’de gücün sembolü ise kullanılan arabanın markasıdır. Trafikte yolun ortasından gitme alışkanlığını söylemiyorum bile. Şimdilerde bunun yerini yürüme yollarına park edilen araçlar aldı.

Yine diğer bir sembol ise marka giyim tarzıdır. Eğer ticaret hayatınızda bir pazarlamaya çıkmışsanız üzerinde ki giysi sizi mutlaka öne çıkarmak zorundadır. Ve İnegöl’de ticaret hayatında olan iş insanlarının genelde bir marka takıntısı vardır. Bu markanın İnegöl’deki ve Bursa’da ki mağazalarının genellikle en büyük müşterileri İnegöllüdür.

Yine bu alışkanlıklardan dolayı kendilerine ürün pazarlamaya gelen kişilerde benzer özellikler ararlar.

İnegöl’deki tuhaf alışkanlıklardan biri de alım-satımla ilgilidir. Genellikle peşin parayla ticaret yapıldığında alışveriş yabancıdan ama vadeli olacaksa dostlardan yapılır. Dostlara hep borç bırakılırken, yabancılarla olan ticaret oldukça sorunsuzdur. Yine İnegöl dışındaki firmalardan liste fiyatından hammadde ya da ürün alan peşinciler, İnegöl esnafıyla alışveriş yaparken adeta çok acımasız pazarlıklar yapabilir.

Birde borç kültüründeki alışkanlıklar var. Eğer birinden alacağınız varsa ve telefonları açmıyorsa ya da işerine gidip “patron şu an burada değil” ya da “şu an patron toplantıda” deniliyorsa, yahut firmayı aradığınızda, “ben patrona söyler size dönerim” deniliyorsa anlayın ki aradığınız kişi İnegöl’deki bir işletmedir.

Ha bu arada olağanüstü alışkanlıklarımızda var. Mesela Türkiye’nin en genç patron ortalaması İnegöl’dedir. Genellikle diğer şehirlerde patron ortalaması 50’nin üzerindeyken, bu oranın İnegöl’de 38-40 bandında olduğu tahmin ediliyor. İlçede 50 yaşından sonra patronlar iş yoğunluklarını genelde kendisinden sonra gelen kuşaklara devretmeye başlar. Belli bir yaştan sonra ise kendini tamamen emekliye ayırır.

İnegöllü vatandaşların ilginç alışkanlıklarından birisi ise eğlence kültürleridir. Parayı genelde Bursa, Eskişehir ve İstanbul’da harcarlar.

Damak zevki konusuna değinmeden olmaz…

İnegöllülerin damak zevki olağanüstüdür. Eğer İnegöl’de herhangi bir lokanta ya da restoranlar hazırladığı yemekler konusunda başarılı olamazsa o işletmenin ayakta kalma şansı çok azdır. Birçok şehirde gıda sektörü üzerinde faaliyet yapanların, işyerini kapama oranı çok azdır. Ancak İnegöl’de çok yüksektir. İnegöllülerin damak zevki doğu kültürünü andırır. Şu ana kadar lokanta ve benzeri işletme açan yüzlerce firma damak zevkine hitap edemediğinden işletmelerini kapatmak zorunda kaldılar. Bu yüzden İnegöl’deki hal-i hazırda açık olan tüm esnaf lokantaları ve lüks mekanlar damak sınavını geçtiklerinden afiyetle yemeklerinizi yiyebilirsiniz.

İnegöl’ün o’nlarca yıldır süregelen alışkanlıklarından biride 10 çayıdır. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin hemen hemen tamamında saatler 10.00’u gösterdiğinde 15 dakikalık çay molası verilir.  Bu alışkanlığı başka bir şehirde görmeniz imkansızdır.

Gelelim bu yazıyı neden kaleme aldığıma…

İnegöl dışından misafir ettiğim birçok arkadaşımızın yorum ve gözlemlemeleri bunlar. O’nlar anlattıkça hafif bir tebessümle hak verdiğim bu alışkanlıklarımızı sizlerle paylaşmak istedim. Elbette daha birçok alışkanlığımız daha var. Umarım diğer alışkanlıklarımızı da sizlerde yorum bölümüne eklersiniz…

Kalın sağlıcakla…