Geçtiğimiz hafta Pendik’ten 1 puan çıkaran temsilcimiz İnegölspor, Pazar günü evinde ağırladığı eksi puanlı Şanlıurfa’yı saymazsak 8 puanla fikstürün dibindeki, bence bu kadro ve bu oyunla BAL liginde bile olmaması gereken ve son 3 yılda İnegöl’e gelen en zayıf takım görüntüsü veren BAK Spor’a karşı oynadığı yanlış ve etkisiz bir oyunla 2 puanı adeta kendi elleriyle çimlere gömdü. Kaybettiği bu 2 puanla fikstürde bir basamak aşağıya inerek 17 puanla 11. sıraya indi. Böylesine zayıf ve etkisiz oynayan sahada ne yaptığını bilmeyen, amatör takım görüntüsü veren bir takıma karşı kaybedilen 2 altın puanın üzüntüsünü maçtan sonra tribünlerle birlikte yaşadı.

Rakip Başkent Akademi spor 3.ligden Play-Off’larda 2. Lige yükselmiş kiminle nasıl yükseldi bilemem, ancak bu maçta oynadığı oyun ve saha organizasyonu ile tam bir BAL ligi takımı görüntüsündeydi. Maçın başından sonuna kadar kendi yarı alanından çıkamayan, rekor sayıda geri ve yan pas yapan oyuncularının çoğu gelen topları stop yapamayan saha organizasyonu sıfır olan bir takım havasındaydı. İlk yarıda kendi yarı alanından çıkamayan ve kalecisi Necati’nin üst üste hatalar yaptığı bir maçın 2.yarısında bir korner atışında karambolden attığı bir golle ve en önemlisi maçın kalan 25 dakikasında onlarca hata yaparak nasıl gol yemediğini İnegöl sporumuzun oynadığı etkisiz oyuna bakmak yeterlidir. Bu takımla ve bu oyunla müthiş tribün desteği olan İnegöl spordan 1 puan çıkarmaları teknik heyetimizin şapkasını önüne koyup düşünmesi geren bir konudur.

İnegölspor’a gelince mükemmel bir sonbahar havasında ve tribünlerin müthiş destek verdiği bir ortamda teknik heyet maça kalede Şener, geride Uğur-Emre-Bilal-Abdullah, ortada Cumhur-Selimcan-H.Mustafa, ileride Niyazi-A.Hakan ve Cengiz tertibiyle çıktığı maçın, 2. yarısında A.Hakan’ın yerine Raif ve H.Mustafa’nın yerine Yasin’i oyuna aldı. Bu değişiklikler takımımızı ateşlemeye yetmedi. Maça şaşırtıcı bir şekilde isteksiz ve yanlış başlayan takımımız, rakip takımın oyunu kendi yarı alanında kabul etmesini Bilal ve Emre’yi orta çizgiye getirerek tam bir baskı kurmak yerine rakibinin üzerine gelmesini bekledi. Buna rağmen oyunun başlarında bir serbest atışta kaleci Necati’nin inanılmaz bir çıkış hatası ile Emre’nin kafasından birde gol bulmasına rağmen sahasına kapanmış adeta gel bana fark at diyen bir rakibe karşı gol sayısını arttıramayınca ve bu etkisiz oyununu maçın sonuna kadar sürdürmekte ısrar edince, gelmeyenin üstüne gelirler ve atamayana atarlar kuralı bir kez daha gerçekleşti. Rakip BAK Spor nadir geliştirdiği ataklardan birinde kazandığı bir korner atışında karambolden bir gol bulunca adeta bir bayram sevinci yaşadı. Adeta maden bulmuş gibi sevindi. Bu takım ve bu oyunla tarihi bir farkla yenilebileceği maçtan kendisi için altın değerindeki 1 puanı alıp gitti.

Kalede Şener rahat bir maç çıkardı. Maç boyunca takımını ileriye itmeye çalıştı, ancak başarılı olamadı. Karambolden yediği golde fazla hatası yoktu. Müdafaamız da kaleci Şener gibi rahat bir maç oynadı. Ancak yediğimiz golde kornerde adam paylaşımı ve daha dikkatli olma konusunda hata yaptılar. Rakip forvet üzerlerine gelmeyince hiç zorlanmadılar. Orta alanımız bu maçta tam bir fiyaskoydu. Her tuttukları topu ileriye doğru yerlere aktaramadılar. Top kayıpları çok fazlaydı. Rakip kaleye şut denemesi yapmadılar. Forvetimize gerekli desteği veremediler. Orta sahanız yoksa veya etkisiz oynuyorsa o maçı kolay kazanamazsınız, bu maçta böyle bir maçtı. İleride Niyazi istediği topları alamayınca oyunu seyretmeyi tercih etti. A.Hakan Muharrem’in sakatlığı sonrası o mevkide tek kaldı. Sınırsız şans bulmaya devam ediyor. Bu sınırsız şanslarını nasıl kullanmaya devam edeceğini doğrusu merak ediyorum. Umarım doğru ve faydalı yönde kullanır bunu yapabilirse hem kendisi hem de İnegölspor kazanır. İzlemeye devam edeceğiz. Sezon başındaki fırtınamız rakip müdafaaların korkulu rüyası Cengiz sol kanatta anlamsız bir şekilde kilitlendi. Sezon başından bu yana Cengiz’i izliyoruz. Maşallahı var. Formda bir sezona başladı. Ancak son haftalarda neticeyi değiştirecek ataklarını yapamıyor. Bu sezon forvetimizin en önemli oyuncusu Cengiz’i anlamak ve desteklemek gerekiyor. Bu da orta alanımızın görevi. Cengiz’i sevdiği toplarla buluşturmak, onun kestiği topları iyi takıp etmek maçların kazanılmasını son derece kolaylaştırır. Bu da teknik heyetimizin görevi. Teknik heyetimiz takımımızı iyi tanıyor. Bu konuda tecrübeleri var. 2. yarıda oyuna alınan oyuncularımızdan Yasin takımda oynuyordu. Raif’in dönüşü sürpriz oldu. Yeni oynamaya başladı. Yönetimin veya teknik heyetin bu saatten sonra Raif’ten ne beklediğini bana sık sık soran taraftarlarımız kadar doğrusu bende merak ediyorum. İzlemeye devam edeceğiz. İnşallah olumlu şeyler izleriz. Tecrübe var performans lazım.

Sonuç olarak İnegölspor, sezon başından itibaren İnegöl’e gelen en zayıf ve gerçekten etkisiz ne yaptığını bilmeyen kendi yarı alanından çıkamayan bir takıma karşı altın değerinde 2 puanı bence çok etkisiz oynayarak çimlere gömdü. Bu 2 puan Play-off yolunda büyük avantaj sağlardı. Umarım bu 2 puanı ileride aramaz. Bu kadar zayıf ve dağınık oynayan topları kontrol edemeyen, kimin ne  oynadığı bilinmeyen bir takıma karşı bu kadar tribün desteği ve saha avantajına rağmen ve de en önemlisi hafta arasında maaş ve primlerini almalarına rağmen maçı kazanamayan teknik heyetimiz ve oyuncularımızın bu maçın ardından bu maçın kasetini birlikte seyrederek doğru ve objektif bir değerlendirme yapması bundan sonra oynayacağı maçlara ışık tutacaktır. Böyle zayıf rakiplere karşı böyle etkisiz oyunlar taraftarlarımızı üzer. İnegölspor’umuzun önümüzdeki hafta deplasmanda oynayacağı 19 puanla 9 sıradaki Tarsus deplasmanında başarılar diliyoruz. Bu maçın ardından ilk yarının en zor maçlarından Afyon AFJET ve ligde sadece bir beraberliği olan lider Manisa FK ile oynayacak. İnegölspor’umuzun başarılarını yazmak dileğiyle…