Sporun her dalında böyledir. Mücadelene ruhunu katmazsan başarma şansın sıfır. İnegölspor’un Soma karşında aldığı mağlubiyette, maalesef ruhumuz sahaya koyamadığımız için kaybettik. Mücadele skora denge getirme gayreti bir yere kadar tamam ama fazlası ya da kalben, ruhen istemesen olmaz, olmasın da zaten.

Son 2 maçtan mağlup ayrılan ve bu maçta mutlak puan alması gereken İnegölspor, sahada öyle acemi işler yaptı ki, sanki futbola yeni başlamış oyuncu grubu görüntüsü verdi. Ayağının altından top kaçırma, topu sürerken üstüne basıp top kaptırma, 5 metre yanındaki arkadaşına topu aktaramama, orta yaparken topu direk rakibin üstüne atma, halı sahada yenmeyecek çalım yiyip, lay lay lom pozisyonda gol yeme, rakip öndeyken basıp istemen gerekirken adeta rakibe ortada sıçan oynatmak. Yine Soma 8-10 pas yaparak şov yaparken, bizim üst üste 4-5 pas yapamamamız. Bunun gibi bir sürü 2.lig düzeyinde bir takımın yapmayacağı şeyleri yaptık.

Sanki yine bizim oyuncularımız devreyi bitirmiş havasındaydılar. Sanki sahada gizli bir el bunların olması bizim için maçın olumsuz bitmesi için çaba sarf eder gibiydi.

Sahada oynayan ya da sonradan giren her oyuncu yokları ya da silik sönük bir oyun ortaya koydu. Bizim için ilk yarı Bayburt ve Çorum maçları dışında hep hayal aleminde geçti. Gerçi son 3 hafta kaybı o maçlarda alınan galibiyetleri de bir anlamda buhar olmasına neden oldu.

İnegölspor da devre arası hareketli geçecek gibi. Gitmek isteyen oyuncular var. Bizim memnun olmadığımız isimler var. Yönetim bana göre işi ince elemeli, sık dokumalı. Benim şahsen sezon başından beri zirve hesabım yoktu. Fakat artık alt sıralar korkum var ki, buda 2. yarının ne kadar çetin geçeceğinin göstergesi. Kadro maliyetinizin yarısı olan Soma takımın ligde nasıl bir kadro kurduğunu, nasıl futbol oynadığını ve puan sıralaması bu işi kimin doğru yaptığını gösteriyor. Fakat bana göre bunları da şu an anlatmak kimseye fayda sağlamayacaktır diye düşünüyorum.