Günümüzde sürekli artan araçlarla gelen trafik sorunları bizleri hayli düşündürmekte. Böylesine artan araç sayısına paralel olarak beraberinde getirdiği sıkıntılarda bir o kadar problem. Araç sayısının artması ile artan trafik kazaları da buna karşın iki katına çıktığı her gün haberlerde izlememiz mümkün.

Sizleri bilmem ama ben insan hayatının bu kadar ucuz olduğunu gördükçe tüylerim diken, diken oluyor. Trafikte yitirdiğimiz nice insanlarımızın sayısı yine tavan yapmakta. Ne yazık ki bu trafik savaşında her geçen gün insanlarımız yok olup gitmektedir. Şu ya da bu sebeplerden dolayı, gerek sürücülerimizin dikkatsizliği, gerek araçlardaki teknik sorunlar neticesinde, gerekse yol durumları ve hava şartlarından dolayı böylesine ağır kayıplara neden olunmaktadır.

Ben burada trafikte meydana gelen kazaların istatistik bilgilerini vermeyeceğim. Bunu merak edenler internetten öğrenebilirler. Ancak ortada acı bir gerçek varsa o da bunca acı gerçekleri görüp yaşadığımız halde neden hala uslanmadığımıza şaşıyorum. Onlarca canı taşıyan toplu taşıma araçlarını kullanan sürücülerimizin pür dikkat etmesi gerekmez mi diye düşünmemek elde değil.

Bir başka gerçek ise; şu anda ülkemiz hava taşımacılığında neredeyse doruk noktasına ulaşmış durumda. Taşıma ücretleri ise öyle astronomik düzeylerde değil. Halkımızın birçoğu (Uçuş fobisi), ya da (Agorafobi) kapalı alan korkusu nedeni ile uçakları tercih etmeyip bir gün süren uzun mesafeli yolculuklar yapmaktadır. Oysaki kara taşıtlarının hava taşıtlarına oranla daha riskli olduğu apaçık bilnmektedir. Ayrıca bir başka güvenli seyahat aracı olan raylı sistem taşıma araçları da günümüzde daha da yaygınlaşıp, gidilecek mesafeler kısaltılmıştır. Örneğin: Bir hızlı tren gibi. Karayollarına harcanan tonlarca paraya ve tüketilen akaryakıt ve zamana baktığımızda ne kadar çok israfçı bir toplum haline geldiğimizi daha iyi anlamaktayız.

Her nedense, bizler basın mensupları olarak gerek gazetelerimizde ki manşetlerimize veya TV haberlerinde ki spikerlerin değimi ile “Trafik canavarı yine iş başındaydı” gibi başlıkları atmaya da devam etmekteyiz. Fakat hiç kimse bu canavara karşı bir tedbir almamakta, sanki bu olaylar olası bir durummuşçasına trafikte canavar olmaya devam etmekten de geri kalınmamakta.

Öte yandan bir anlık adrenalin için gençlerimizin sokak aralarında veya ana arterlerde arabaları ile yaptıkları brift hareketleri ile insanlara korkulu anlar yaşatmaları da bir başka trafik canavarlığı örneğidir. İnsan hayatının bu kadar ucuz olduğunu sanan aklı kıt şahıslar, yaptıkları bu tehlikeli sürüşleri ile içlerinde ki o korkunç canavarı kanlı bir sona götürmektedirler. Bu şahıslar yaptıklarından geri kalmadıkları bu tehlikeli oyunların sadece kendi hayatlarını tehlikeye attıkları kadar, başka masum insanlarında canlarına veya mallarına zarar vermeleri umurlarında bile olmaması çok düşündürücüdür.

Bütün bu tablolar bize, trafikte yaşanan olumsuzlukların nedeni olan, insanlarımızın trafikte kurallara uymamayışının açık göstergesi olduğu gerçeğidir. Bu konuda “TRAFİK” okullarda öğrencilere mecburi bir ders olarak okutulması gerekir. Toplumuzun birçoğu da bütün bu kuralları bildiği halde, her nedense kurallara uymamakta adeta bir yarış halinde.

Lütfen trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım! Unutmayalım ki bu bizlerin aynı zamanda bir vatandaşlık görevimizdir. Kazasız ve belasız nice günler dileği ile…