Anadolu da ayranın bir başka adı da “Ak”tır. Başlıktaki söz; ayranın üzerine ne kadar su dökersen dök, aklığı, yani beyazlığı kaybolmaz anlamını taşımaktadır.

Anadolu da ayranın bir başka adı da “Ak”tır. Başlıktaki söz; ayranın üzerine ne kadar su dökersen dök, aklığı, yani beyazlığı kaybolmaz anlamını taşımaktadır.

Bu da nereden çıktı demeyin; şimdilik TC’nin sayın Başbakanı, (yarın ne olacağı bilinmez! Aslında halen benim Başbakanımdır…) gündem değiştirmekte gerçekten çok yetenekli; PKK Baharındaki çelişkilerden sıyrılmak, toplumun ilgisini başka yerlere çekmek için “Ayranı” milli içki olarak ilan ediverdi. (İçecek değil, içki olarak)

Oysa:

Ülkemizin ana sorunu yaşamakta olduğumuz, barış süreciydi; (Dikkat isterim: Kürt Süreci demiyorum!) onunla ilgili yazacak çok şeyim vardı.

Ama olmadı...

Ne de olsa ülkemin Başbakanı; O’nun ardı sıra gitmezsek, milletimize ve bizatihi kendilerine saygısızlık olur…

Her ne kadar Başbakanımız her konuda her şeyin en doğrusunu bilseler de; bencileyin cahil kafa erbapları, bazı konularda ukalalık yapmaktan geri kalmıyorlar, kalmazlar zaten!…

Cehalet işte…

Derim ki:

Dünyada var olan, insan dahil tüm canlıların; ulusal ve dahi yaşamsal içeceği: Sudur…

Su:

Bilindiği üzere, canlılığın dört temel maddesinden birisidir.

Diğerleri ise:

Toprak, ateş ve havadır. Bunlar olmazsa yaşam yok demektir…

Ha! İlle de Türk Irkına bir ayrıcalık kazandırmak düşünülürse: Türklerin Orta Asya’dan kalma ulusal içkisi; kısrak sütüdür, yani “kımızdır.”

Anadolu’ya geldikten sonra yerli halkın kötü alışkanlıklarına kendilerini kaptırarak şarap denen illetle tanışmış kımızı unutmuşlardır…

Tabii, hepsi değil… Benim gibi, yoldan çıkanların dışında kalanlar yani…

Genel olarak, ister kuru, ister ıslak; keyif verici, her türlü maddeyi kullanmak semavi dinlerin tümün-de yasaktır. Bunun Müslüman’ı, Hıristiyan’ı Yahudi’si yok. Hatta: İslam dan yaklaşık Bin Yıl önce gelişmiş felsefi dinlerden olan Budizm de bile yasaktır…

Neden acaba?

Tüm dinler, ister felsefisi, isterse semavisi olsun; yayıldıkları dönemlerde kişinin, ya da kişilerin kendisine ve bulunduğu topluma zarar veren her türlü davranışları kısıtlanıp yasaklanmıştır…(İlahi güç, felsefi otorite, toplumun kendisi tarafından)

İçki de bunlardan bir tanesidir…

Dinimizde içki aşamalı olarak yasaklanırken, Yüce Allah hükmünü kullarının dileklerini göz önünde tutarak vermiştir…

İçki içeren ilk ayet NAHL 67’dir. (S.Ateş tefsiri) “Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden de sarhoşluk ve güzel rızık elde edersiniz. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir toplum için ibret vardır.” 

İkinci Ayet:

Hz. Ömer’in Allah’ın Resulüne ricasıyla, Peygamberimizin de Allah’tan özel istemi sonucu: Bakara 219. Ayet iner. (S. Ateş tefsiri.) “ Sana şaraptan ve kumardan soruyorlar. De ki: O ikisinde büyük günah ve insanlara bazı yararlar vardır. Fakat onların günahı yararından büyüktür...”

Bu emirden sonra insanların bazıları içmiş bazıları da içmemiştir…

Üçüncü Ayet:

Rivayet edilir ki: İçkili bir toplantı sırasında akşam namazı kılınırken, imam sarhoşluğundan olsa gerek, Kafurun suresini yanlış okumuştur. Bundan rahatsız olan Hz Ömer’in Allah’a yakarması sonucu, Peygamberimize gelen Vahi de: NİSA 43: (S.Ateş Tefsiri.) “Ey inananlar! Sarhoşken namaza yaklaşmayın ki, ne dediğinizi bilesiniz...”    

Bundan sonra içkinin sadece namaz vakitlerinde yasaklandığı söylenir…

Dördüncü ve Beşinci Ayetler:

Yine bir rivayettir ki: Utbe Bin Malik’in evlenme nedeniyle verdiği içkili ziyafette bir tartışma sonucu kavga çıkınca; Alemlerin Rabbi, Elçisine gönderdiği vahi ile:

MAİDE 90: (S. Ateş Tefsiri.) “Ey inananlar! Şarap, kumar, dikili taşlar, şans okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki; kurtuluşa eresiniz.”

MADDE 91: (S.Ateş Tefsiri.) Şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan ala koymak istiyor. Artık bunlardan vazgeçmeyecek misiniz?

İşte:

Dinimizin içkiye bakışı bu… Dikkatinizi çekmiş mi bilemem; içkiyi yasak kılan hiçbir ayeti kerimenin sonunda ceza, yani cehennem ateşi yok…

Yüce Allah “içmeyin” diyor ama herhangi bir ceza ile korkutmuyor. İşte bu da bizleri yaratanın hoş görüsü olsa gerek…

Ama! TÖVBE Suresinin 34 ve 35 Ayetlerinde görüleceği gibi; Allah yolunda harcamayıp da altın gümüş biriktirenlerin çekecekleri cezaları öğrendikten sonra, insanın altını ve gümüşü eve sokmayası geliyor…

Altın ve gümüş zengin işi olduğundan mıdır nedir; din rehberlerimiz hiç bunlardan dem vurmazlar…

Neyse fazla çizmeden yukarıya çıkmak hoş olmaz; ilminden şüphe etmediğim İlahiyatçı Nuri Tulum Bey efendi’nin sahasına girmek haddimi aşmak olur…

Sonuç:

Sayın Başbakanımız içkiyi toptan yasaklayacak, ama şimdi değil; padişah yetkisi ile donatılmış başkanlığı ele geçirince belki…

Padişah 4. Murat nasıl başarmışsa…