‘’Ey kan rengi ülkenin mavi gözlü çocuğu...
Yok edenlerin kucağındasın, 
yanında olmak yerine uzaklarda olmaktan
utanıyorum.
Nefsime çok çok pay çıkarırım diye 
Utanmaktan da utanıyorum...’’
...
Şairini hatırlayamadığım,
Bosnalı Çocuğa ithaf edilmiş bir şiirden üç- beş satır

Bilen biliyor 
edebiyat olsun diye yazılanlardan değil bu dizeler...
11 temmuz 1995 Srebrenica katliamı. 8372 kişi…
Avrupanın ortasında tüm dünyanın gözünün içine baka baka işlenen bir katliam.

Hani o özenti ile izlediğimiz/izlediğiniz Avrupa…
Bu vahşeti işledi ve diğerleri de hiç sesini çıkarmadı.

Ve
bilen biliyor 
bizi yok etmek istediklerinde gözümüzün rengine bakmıyorlar.

Ve
Bilen biliyor .
Bu günde Kara gözlü çocuğumuzu yok ediyorlar...

Ve 
Bilen biliyor
Çocukları küçük kurşunlarla öldürmediler..

Ve şimdi gören gördü 
denizler kahverengi gözlü çocukları  taşıyamadı ...

Biz mi ..? 
Gördük ve bildik…

Aliya İzzet Begoviç’in şu sözlerini asla unutmayacağız;
‘’ Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur..’’