‘‘Çaycı! Getir ilaç kokulu çaydan, dakika düşelim senelik paydan…´´ 

Ne güzel söylemiş öyle değil mi üstad Necip Fazıl Kısakürek… 

Çay diye bir şey var; her mevsime, her güne, günün her saatine, insanın her haline, neşesine, kederine, kalabalığına, yalnızlığına birebir… 

Türk milleti için olmazsa olmazlardan biridir çay içmek. 

Sabah kahvaltısı çaysız olmaz örneğin. 

Şimdiler de her ne kadar portakal suyu moda olsa da, çayın verdiği hazzı başka bir içecek veremez kahvaltıda… 

Sonrasındaki Türk kahvesine diyecek lafımız yok… Çay demlemek de ayrıca bir ustalıktır. 

Kimi hakiki çay yapraklarından yapar, kimi kaçak çay katar, kimi ikisini belli bir oranda tutturup ortaya değişik bir aroma çıkartır. 

Kimi porselen demlik, çayın lezzetini artırır diye düşünür, kimi de çayın iyi demlenmesi için kısık ateşte uzunca bir süre beklemesi lazım der. 

Her şekilde çay, bizimdir. 

Türk olduğumuzun, bu topraklarda doğup büyüdüğümüzün bir vesikasıdır. 

Yerini başka bir şeyin alması düşünülemez. 

Bir Amerikalı için çay, yaz günlerinde buzla içilen soğuk içecekten öteye gitmez. 

Çayın yerine kahve vardır onlarda ve her köşe başında bir kahve dükkanına rastlamak mümkündür. 

Ama bizdeki gibi çayın bir kültür olduğunu, iki dostun bir araya geldiğinde çay içmekten aldığı hazzı anlamalarını bekleyemeyiz. 

Çay bizim için, dostluktur, muhabbettir, kardeşliktir, her şeyden ötesi kimliktir, Türk olmaktır. 

Artık çay günlük hayatımıza o kadar girmiştir ki, misafirlikte olsun, alışverişte olsun ´ Hele bir çayımı iç, sonra kalkarsın´ sözünü sıkça duyarız. 

Genelde kıramayız bu teklifi. 

Birbiri ardına boşalan bardaklar, ev sahibinin salonda bir oraya bir buraya koşturarak bardaklara yetişmeye çalışmasıyla devam eder gider. 

Bazen ölçü kaçar, beş on bardak çay içince artık insanın gözüne uyku da girmez olur. 

Sabaha kadar yatakta dört dönülür. 

Ee Cezmi Ersöz ne demişti? 

‘‘Çay henüz her şey bitmedi demektir…´´ 

Çay ile ilgili söylenmiş atasözü niteliğindeki sözlerden birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum… 

“Biz, çayın yalnızlığa iyi gelen tarafını da severiz. Avuçlarken ince belli bardağı, hücrelere kadar hissettiren sıcaklığında unuttuk yalnızlığı.” 

Oğuz Atay 

‘‘Ve oturdu mu bir masaya hakkını verir çay içmenin…´´ 

Cahit Zarifoğlu 

‘‘Yazsam okusam okusam yazsam biri devamlı çay verse bana…´´ 

Ömer Lütfi Mete 

‘‘Bir gün çay içelim seninle, çaylar benden manzara senden olsun…´´ 

Orhan Kemal 

‘‘Her gülümseyişinde tüm ülkeye çay ısmarlayayım, seninleyken bir yudum çay zenginleştirilmiş uranyum gibi enerji veriyor bana…´´ 

Murat Menteş 

‘‘Pencerenin önünde örgü ören birinin -örgü mü, bir çay bardağını başka başka tutan ellerin becerikliliği mi…´´ 

Edip Cansever 

‘‘Benim çay bardağımda senin gözlerin olur, senin gözlerin sizin çay bardaklarınızda…´´ 

Sezai Karakoç