Ramazan ayı, çocuklarımızın ibadet alışkanlıkları ve ahlaki değerleri kazanmaları noktasında güzel bir fırsattır. Çocuklar görerek ve taklit ederek öğrenirler. Ramazan ayında yaptıklarımız ve yapmadıklarımız, çocuklarımızın kişiliği üzerinde oldukça etkilidir. Bu nedenle güzellikleri sadece anlatmayıp yaşamalı ve bu güzellikleri onlara yaşatmalıyız. Bu kutlu ayı sevinçle karşıladığımızı davranışlarımız ve sözlerimizle çocuklarımıza yansıtmalıyız. Çocuklar ailelerinde ve çevrelerindeki oruç tutan insanlara özenir ve oruç tutmaya heveslenebilirler. Bu zevkten, bu mutluluktan onları mahrum etmemek gerekir. Tuttukları oruçlardan, kıldıkları namazlardan dolayı çocuklar tebrik edilmeli ve gerekirse ödüllendirilmelidir. Burada amaç  farz olmadığı halde çocuklara oruç tutturmak değil, oruç ibadetini onlara kavratabilmek, sevdirmek ve alıştırmaktır. Bu güzel rahmet ayında çocuklarımıza karşı asla sinirli, kaba, telaşlı ve hoşgörüsüz davranmamalıyız. Aksi takdirde ibadetlerin insan üzerinde uyandırdığı güzel duygu ve düşünceleri onlara kabul ettirmek imkansız hale dönüşebilir.

 İlkokul öncesi yaşlardaki çocuklara oruç tutturmak doğru değildir. Ancak bu yaşlardaki çocuklar sahura kadırılabilir.2-3 saatlikveya yarım günlük denemeler yaptırarak tam gün oruç tutmuş gibi sevindirilebilir.7-10 yaşlarındaki çocukların sağlık durumları müsaitse hiç olmazsa birkaç gün oruç tutturulabilir. Tutmuş oldukları oruçlarda hediye ve ödüllerle taltif edilebilir.10-13 yaşlarında ise oruç ibadeti kesinlikle ciddiye alınmalıdır. Çünkü bu yaşlar ergenlik çağının başlangıcıdır. Bu yaşlarda artık ibadet sorumluluğu başlamaktadır. Orucun kazandırdığı irade, sabır, kendine hakim olma, öz denetim, paylaşma, sahip olunan nimetlerin kıymetini anlama, şükretme gibi önemli özelliklerini açıklamalıdır. Elbette bunları sadece lafla değil, önce kendimiz yaşayarak anlatmalıyız. Peygamberimiz (sav), ilerideki hayatlarında zorluk çekmemeleri ve oruç ibadetine alışmaları için duruma göre çocuklara oruç tuttururdu. Zeytb.Sabit (ra),henüz 11 yaşındayken,Resülü Ekrem ile birlikte oruç tutmak için sahura kalktıklarını ve sahurdan sonra birlikte namaz kıldıklarını haber verir.Hz. Enes (ra)´de bazen oruç tutmak için Efendimiz (sav)´le birlikte birlikte oruca kalktıklarını ve Peygamberimizin isteği üzerine Zeyd b.Sabiti de çağırdıklarını haber vermektedir. (Demir, Bekir, a.g.e, s.113) Sahab-i Kiramda çocuklarını oruca alıştırmak için tam bir gayret içinde olmuşlardır. Oruç tutan çocuklar acıkıp da oruçlarını bozmak istediklerinde, onları bir şekilde oyuncaklarla oyalar ve orucunu tamamlamaya alıştırırlardı. (Demir, Bekir, a.g.e, s.113)

 Ramazan ayı, çocukların Kur´anla, camiyle, namazla ve oruçla tanışmaları için büyük fırsattır. Bu fırsatı kaçırmadan mutlaka değerlendirelim. Bu bakımdan Ramazan ayı içerisinde her türlü güzellilerin içerisine çocuklarımızı da dahil etmeliyiz. Birlikte sahura kalkmalı, birlikte iftar yapmalı ve birlikte camiye gitmeliyiz. Çocuklarımızın yardımlaşma duygularını geliştirmek için gerekirse fitre, zekat ve sadakalarımızı onların gözleri önünde vermeliyiz. Evlerimize misafir davet ettiğimizde onları ayrı sofraya değil aynı sofraya oturtmalıyız. Akrabalık ve komşuluk ilişkilerimizi yaşantımız ve davranışlarımızla onların zihnine yerleştirmeliyiz.