Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, bizim bildiğimiz adıyla RTÜK...

Biraz hafızamızı yorarsak eskiden kanalların mühürlendiğini hatırlamayan olmayacaktır.

Ekranda kocaman yazılarla bilmem hangi yasanın hangi maddesi uyarınca kanalımız 2 gün süreyle RTÜK kararınca kapatılmıştır.

Bir reklamın saniyesinin bile kaç bin TL olduğu düşünürsek bu cezaların kanallara verdiği zararı hesaplamak zor olmayacaktır.

Neyse ki şimdi bu tarzda ağır cezalar yok da millet dizisinden maçından programından mahrum kalmıyor.

TV kapatma yerine ağır para cezaları geldi.

Fakat ne kadar ceza verilirse verilsin, o TV kanalı zaten reklam geliriyle ratingiyle o açığı kapatıyor.

Hal böyle olunca da işlerin içinden çıkılmaz bir hal alınıyor.

Mesela dizi aralarındaki reklamların süresinin çok uzun olması…

Diziyi en heyecanlı yerinde kesip reklama giren kanal yetkileri acaba ne düşünüyor?

Halı saha maçı olan biri o arada gidip maçını oynayıp gelebilir.

Üst komşuya çıkılıp kahveler yapılıp muhabbetin dibine vurulabilir.

Tabi bunlar işin mübalağası fakat RTÜK bu konuda bir yaptırım uygulamazsa bu dediklerim olabilir.

Bir de reklam dönüşü var ki hiç sormayın, utanmasalar diziyi baştan verecekler…

Hele ki final sahnesinden önceki son reklam…

Öldü mü kaldı mı, vurdu mu vuruldu mu, gitti mi geldi mi diye yarım saat reklam bekledikten sonra yine aynı kaldığı yerde dizinin bitmesi izleyiciye yapılan en büyük ihanet diye düşünüyorum.

İçinizden ‘‘son reklamdan sonrasını bekleme kardeşim´´ dediğinizi duyar gibiyim, haklısınız fakat bekliyor işte insan bir umut…
RTÜK´ün en katı olduğu husus ise argo ve küfür içeren kelimeleri biplemesi…

Buna bir eleştirimiz yok tabi ki de fakat ille de bipsiz izleyeceğim diyenler için de kanallar alternatif bir seçenek sunuyor.
Neredeyse tüm dizilerin Youtube´da aynı günün akşamında bipsiz, bol argolu ve küfürlü şekilde bölümleri yayınlanıyor.

Youtube cinsel içerikli videolara her ne kadar yer vermese de küfür ve argo içeren videolara bir kısıtlaması yok…
Hal böyle olunca da devlet yeni yasa ile internet yayınlarına da kısıtlama getirme kararı aldı.

Fakat internet ortamındaki bir içeriğin standartlarını, o içeriğin yayınlandığı platform belirliyor.

Bakalım süreç nasıl ilerleyecek?

Henüz alınmış bir karar, uygulamaya konulmuş bir kanun tasarısı yok ama ilk tepki her zaman ki gibi CHP´li vekillerden geldi.
CHP´nin Saadet Partisi´nden transfer ettiği imam hatipli Mehmet Bekaroğlu “Teknoloji akıp gidiyor, biz IV. Murat dönemindeki yasaklarla teknolojiyle mücadele ediyoruz” dedi.

Teknolojinin akıp gitmesiyle küfrün arasında doğru orantı mı var acaba?

Tamam, teknolojik kısıtlamalara tepkimizi verelim eleştirelim fakat burada söz konusun insan özgürlüğünü ya da internet kullanma hakkını kısıtlayan bir durum yok ki…

Kanalların internet ortamında yayınladıkları küfürlü ve argo sahnelere ceza gelmesi planlanıyor.

Var mı bir sıkıntı?