Bir dönem sona eriyor, yetiştiğimiz ve başkasını bilmediğimiz sistem sona eriyor ve “partili cumhurbaşkanlığı” sistemi devreye giriyor. Siyasi geleneklerimiz değişiyor ve bambaşka bir hal alıyor. İnanıyorum ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milleti ile buna alışacaktır. Zira devletin bekası için ne uygun görülürse biz vakit kaybetmeden orada olacağız. Bu coğrafya Allah´ın  Yüce dini İslam´a sancaktarlık etmiştir. İnanıyorum ki Allah devletimizin ve milletimizin yardımcısı olacaktır.

Başkanlık Sistemi Ne Getiriyor?
Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi birçok alışkanlığımızı değiştiriyor. Artık Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin de üyesi ve genel başkanı olabiliyor. Devletimizin kurucusu M. Kemal´den ve İsmet İnönü´den sonra Cumhurbaşkanı partili olabiliyor. Cumhurbaşkanı sayısız yetkiye sahip oluyor ve eli hiç olmadığı kadar güçleniyor.
Referandumdan çıkan evet sonucu bundan sonra olacaklara yetki verilmesidir. Çıkan sonuç ile birlikte anayasa baştan sona yenilenecektir. Vatandaşımız evet vererek anayasa değişimine değil, bundan sonra değişmesi gereken yasalar için bir kişiye yetki vermiş bulunuyor. Zira Başbakan Binali Yıldırım referandum kapsamında verdiği bir demeçte bu söylediklerimin kapısını aralamıştır.
Aslında oylama sonucunun ne getirececeğinden ziyade neler götüreceğinden söz etmeliyiz. Mesela M. Kemal isminin arkasına sığınarak dinsizlik propagandası yapan sözde Kemalizm´in kaybettiğine sevineceğim. Hain darbe girişimi ile 248 şehit verdiren, memleketi düşmana peşkeş çekmeye çalışan ve tarihimize kara leke süren FETÖ belasının kaybettiğine sevinmekle kalmayıp bayram edeceğim. Halkımızın milli olgulara ve milliyetçiliğe sahip çıkması karşısında mutlu olacağım. EVET oyu vermemin en büyük sebepleri bunlardır.

Asıl Değişim Yeni Başlıyor
Bir çok yasanın bundan sonra hızla değişeceğine inanıyorum. Kur´ani ya da Şer´i bir çok kuralın anayasaya girmesi gerektiğini düşünüyor ve umuyorum. Yaşadığımız coğrafyanın örf ve adetlerinin, gelenek ve göreneklerimizin bu anayasada çok fazla yeri yok. Toplumda ayıp ve günah olan eylemlerin karşılığı yasalarda YASAK olması gerekiyor. Ancak ne yazık ki biz kendi dini kurallarımız ve geleneklerimiz ile değil, Hristiyan Avrupa´nın yasaları ile yargılanıyoruz. Bu çelişkiye bir son vermenin zamanı gelmiştir. Rahatsız olduğum birçok anayasa maddesinin değişmesi ihtimali beni heyecanlandırıyor. EVET oyu vermenin sebeplerinden biri de budur.
Partili Cumhurbaşkanı Ne Yapmamalı
Öncelikle Cumhurbaşkanı´nın partili ve partisinin genel başkanı olması parti üyelerine ve yöneticilerine hayırlı olsun. Üye ya da yönetici olduğu siyasi partisinin genel başkanının aynı zamanda Cumhurbaşkanı olması büyük bir velinimettir. Parti mensuplarını böylesine gurur verici bir duygu yaşadıkları için tebrik ediyorum.
15 Temmuz Hain Darbe Girişimi, bu kalkışmaya Türk milletinin verdiği tarihi tepki ve 16 Nisan referandumu ile son bulan süreçte gördük ki devletimiz her zaman milli politikalar ile ayakta kalabilir.
“Çözüm Süreci”, “Kürt Açılımı”, “Ermeni Açılımı”, “teröristlerin affı” gibi konular devletin sistemine ve milletin refahının temeline koyulan dinamitlerdir.
Ülkeler arası hukuku ve hak aramayı terk edip “Komşularımız ile barış içinde yaşamak” gibi temeli olmayan romantik tezler ile hareket edilmemelidir.
Yumuşak karnımız olan dini sebeplerle de olsa devletin ana kapısı bir cemaate ya da zümreye açılmamalıdır.  16 Nisan´da Türk milleti 15 Temmuz´dan ders çıkarıp üzerine düşeni yapmıştır. Şimdi Türkiye Cumhuriyeti Devleti milliyetçi politikaları terk etmeyip devletin ve milletin bekası için üzerine düşeni yapmalı, Türk Devleti geleneğini terk etmemelidir. Güzel günler bizleri bekliyor, Allah Aziz milletimizin yardımcısı olsun.

***
Bence Kim Kimdir?
Devlet Bahçeli
1 Ocak 1948´de Osmaniye´de doğmuştur. Bölgede Fettahoğulları adıyla bilinen geniş bir Türkmen ailesine mensuptur. Ülkücü hareketle 1967´de Ankara´da Üniversite öğrencisi iken tanışmış ve bu yoldan sonra ülkücü ve milliyetçi camiada bir çok önemli görevlerde bulunmuştur. 1987 yılına kadar Gazi Üniversitesinde öğretim üyeliği yapmıştır. Bu sürelerde Türk-İslam tarihi, Türk Tarihi, Dış Politikalar gibi bir çok konuda araştırma ve çalışmaları mevcuttur. Alparslan Türkeş´in isteği ile öğretim üyeliğinden istifa etmiş ve 19 Nisan 1987 tarihinde yapılan MÇP kongresinde parti yönetimine girmiş ve Parti Genel Sekreteri seçilmiştir. Alparslan Türkeş´in vefatı ile 6 Temmuz 1997 tarihinde yapılan kongre ile MHP Genel Başkanı seçilmiştir. Yirmiden fazla yazılmış kitabı mevcuttur.
Özel yaşamı ve siyasi hayatı boyunca Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekası için mücadele etmiş, hayatını bu ülküsü için harcamıştır. Toplumun cepheleşmesine, mezhepçiliğe ve ırkçılığa her daim karşı çıkmıştır.
MHP´yi daima milliyetçi temeli olan kişilere açmış fakat her seferinde partiye aldığı kişiler tarafından ağır hakaretlere ve isyanlara maruz kalmıştır. Siyasi kimliği her daim tartışılmış, ne yaparsa yapsın eleştiri oklarının hedefinden çıkamamıştır.
Aldığı kararların tamamının “Türk Devletinin Bekası” için olduğunu beyan etmiştir. Hükümetlerin “çözüm süreci” ve “açılım” gibi reformlarının karşısında durmuş, Türkiye Cumhuriyeti´nin kurtuluş reçetesinin “Milli ve Milliyetçi Politikalar” olduğunu her seferinde son sesle dile getirmiştir.
Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi 15 Temmuz Hain Darbe Girişiminde de Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin yanında olmuş mevcut hükümete ve Cumhurbaşkanına tam destek vererek Devleti dış güçlere teslim etmek isteyen ihanet şebekelerine büyük bir darbe indirmiştir. Özellikle 15 Temmuz gecesi yaptıkları ve söylemleri ile Türkiye Cumhuriyeti tarihinde “Kahraman” olarak yerini alacaktır. Devleti yönetenleri ne kadar eleştirirse eleştirsin söz konusu ihanet olduğunda eleştirdiği hükümete destek çıkmış ve büyük devlet adamlığını herkese göstermiştir.
Yaptığı kahramanlıkları asla anlatmamış ve anlatılmasından da rahatsız olmuştur.
Dr. Devlet Bahçeli, kişisel, siyasal, akademik ve sosyal tüm hayatını bu coğrafya ve bu coğrafyada yaşayan bizler için adamış bir devlet adamıdır.

***
Velhasıl...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milleti ile birdir ve bir kalacaktır. Hainlerin ve düşmanların hesapları tutmamış ve tutmayacaktır. Yüce Allah Türk milletine ve Türk´ün Devletine zeval vermesin.