Bir dönem gündemi uzun süre meşgul eden F klavye unutuldu gitti…

Hatta ilk zamanlarda F klavye kullanan herkese devlet 50 TL hediye veriyordu.

Ne hikmetse artık kendisinden ne bahseden duyuyoruz ne de teşvik eden…

F klavye, dünyanın en bilimsel klavyesidir.

Bu özelliğine Türkçe´nin matematikselliği ve bilimselliğin fiziksel gerekleri de eklenince ortaya mükemmel bir klavye çıkmıştır.

Klavye Türkçe´ye uygun olarak hazırlanmış...

Türkçe´de en çok kullanılan harfler, klavyenin ortasına (en güçlü parmakların bastığı alanlara) dizilmiş, daha az sıklıkla kullanılan harfler kullanım oranlarına göre kenarlara doğru yayılmıştır.

Bu şekilde mümkün olan en yüksek yazma hızı sağlanmıştır.

Türkçe´ye uygun olmayan, fakat ülkemizde bilinçsizce kullanılan ve hatta İngilizce´ye bile uygun olmayan 1873 model Q klavye kullanmanın hiçbir avantajı yoktur.

Şimdiye kadar hiçbir İngiliz ve Amerikalı Q klavyeyle anadillerinde dünya şampiyonu olamamışlarken, Türkler bugüne kadar, F klâvye sayesinde 25 rekorlu 59 şampiyonluk kazanmışlardır.

F klavye ile bilimsel çalışmanın pek çok kişinin dikkatini çekmeyen çok önemli bir avantajı daha vardır: Anlayarak yazabilir; yazarken düşünebilir.

Anlayarak veya düşünerek yazma yönteminde işlerini daha doğru yapabilir, hatalarını azaltabilir, daha verimli ve mükemmel yazılar hazırlayabilir.

Kalem yerine bilgisayarla yazanlar, gözleriyle harf ve işaretleri aramayıp, gözleriyle yazacağı metni ya da ekranı izleyebilir; böylece konsantrasyonu bozulmaz, daha verimli çalışır.

Ben evimdeki şahsi bilgisayarımda F klavye kullanıyorum…

İlk başlarda alışması zor olmuştu fakat sonrasında Q klavye kullandığım zamana üzüldüm…

İş yerinde Q klavye kullanmak zorunda olmak da ayrı bir işkenceye dönüşüyor…

Kullananlar hak verecektir, herkese tavsiye ediyorum F klavyeyi kullanmayı…

Hem de yerli bir çalışmanın ürününe destek vermiş olacaksınız…

Bu alanda uzman İhsan Yener, bilimsel temellere dayalı standart bir Türk klavyesi geliştirilmesinin zorunluluğuna inanmış...

Bu konuda 1943´ten itibaren ‘daktilo öğretmeni´ sıfatı ile sürdürdüğü çalışmalarının dikkate alınmasını ancak 1955´te başarabilmiş.

Yabancı uzmanlarla da pekiştirilmiş İhtisas Komisyonu´nca oluşturulan ‘on parmak yöntemi´ ile Türkçe için ideal klavyeyi 20 Ekim 1955´te Bakanlıklar arası Standardizasyon Komitesi´ne ‘Standart Türk Klavyesi´ olarak kabul ettirdi.