14 Mayıs'ta çıkacak olan Time Dergisi'nin kapağında da yer alan tecrübeli gazeteci Ian Bremmer “Rise of the Strongmen”: “Güçlü Adamların Yükselişi” adlı makalesinde dünya siyasetinin nasıl ve ne yönde şekilleneceğini harika bir şekilde açıklamış. Malumun ilanı da diyebiliriz aslında. Derginin kapağında; Rusya Devlet Başkanı Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan Başbakanı Orban ve Filipinler Devlet Başkanı Duterte bulunmakta. Bu isimlerin her birisi gerek ülkesinde gerekse bölgesel ve küresel birçok başarılara, devrimlere imza atmış isimlerdir. 
    
Soğuk Savaş'ın bitmesi ile dünyada tek kutuplu siyasal düzene geçilmiş, Rusya yarışta geride kalırken varlığını her zaman bir düşman algısına borçlu olan Amerika Birleşik Devletleri kendisine yeni varlık sebepleri bulmak için farklı politikalar geliştirmiş, doktrinler hayata geçirmiştir. Bunlardan birisi de ''Yeni Dünya Düzeni'' kapsamında 11 Eylül saldırıları sonrasında daha fazla dillendirilen ve hedefinde İslamiyet'in olduğu ''Şer Ekseni'' ilan edilmiş ve potansiyel terör tehlikeleri ortaya çıkmadan yok edilmek istenmiştir. 

Bu politikalar kapsamında ilk hedef Afganistan olmuş, sonrasında Irak'ta nükleer silah bahanesi ve demokrasi vaadi ile milyonlarca insanın etkilendiği kıyımlar yaşanmıştı. Dönemin Amerikan Başkanı Bush tarafından uygulanan bu politikalar kendisinden sonra gelen Obama ile yerini daha uzlaşmacı ve diplomasi ağırlıklı siyasete bırakmış gibi görünse de son Amerikan Başkanı Donald Trump 11 Eylül saldırılarının finansörü olan Suudi Arabistan ve Mısır ile yakın ilişkiler kurarak Ortadoğu'da ülkesinin girdiği bataklıktan aldığı hasarları yine bu ülkelere ödeteceğini söyleyerek bölgede var olmaya çalışmaktadır.

İşte bu işbirlikleri hem bölgede hem de küresel boyutta ABD'ye tepkilerin artmasına neden olmuştur. Bunun son örneğini Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Amerika'nın İsrail Büyükelçiliği'ni Kudüs'e taşıma kararında 128 ülke ABD'nin karşısında yer alarak karara ve dolayısı ile ABD'ye karşı olduklarını belli ettiklerinde görmüştük. 

Yaşanan bu gelişmeler karşısında yeni politikalar üretebilen, ülkelerinde ve bölgelerinde etkinliği artan hatta küresel güç olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bu dört lider Amerika'nın en prestijli dergisinin ve yazarının da dikkatini çekmiş olacak ki, Amerika'nın hayalini kurduğu tek kutuplu ''Yeni Dünya Düzeni'nin'' hiç de Amerika'nın istediği gibi olmayacağını, karşısında yükselen yeni bölgesel ve küresel güçlerin olduğunu ve bunun da Amerika'yı daha da yalnızlaştıracağını, daha agresif politikalarla var olan gücünü daha da fazla kaybedeceğini ortaya koyan yazılar yazıyor. Yakın zamanda göreceğiz ki, Amerika züccaciye dükkanına giren fil gibi yakmaya, yıkmaya ve kavga ederek yalnızlaşmaya devam edecek.