Haccın geçerli (sahih) olabilmesi için şu şartların bulunması gerekir.
1-İhrama girmek
Hac görevini yapacak kimse hac yapmaya niyet eder ve telbiye getirir. Böylece ihrama girmiş olur. İhrama girmeden yapılan hac geçerli olmaz.
2-Haccı belirlenen zaman içinde yapmak
Kur´an-ı Kerim´de hac ayları; “Hac, belirli aylardadır” (Bakara, 2/197) şeklinde bildirilmiştir. Bu ayet;
-Hac aylarının halk tarafından bilindiğine,
-Haccın bu aylarda yapılması gerektiğine,
-Arapların yaptığı gibi hac aylarının değiştirilemeyeceğine,
-Haccın vaktinin bütün bir yıl değil, aylarla sınırlı olduğuna işaret etmektedir.
Bilinen hac ayları ; şevval, zilkade ve zilhicce ayının ilk on günüdür.
Hac aylarından önce ihrama girilebilir.,ancak sünnete muhalif olduğu için mekruh olur. Haccın diğer menasikinin bu aylar içinde yapılması gerekir.
Maliki mezhebine göre zilhicce ayının tamamı “hac ayları” na dahildir. Şafii mezhebine göre zilhiccenin 10. Günü “hac ayları” na dahil değildir.
Hac aylarından önce hac için ihrama girilmez, girilirse bu ihram hac için geçerli olmaz, bu ihram ile yapılan hac nafile olur.
3-Hac Menâsikini belirlenen mekanlarda yapmak.
Hac menâsikinin yapıldığı mekanlar; Metaf (tavaf edilen yer), Mes´a (Sa´y yapılan Safa ve Merve tepeleri arası), Arafat, Müzdelife ve Mina´dır.

HÜKÜM İTİBARİYLE HACCIN ÇEŞİTLERİ
Farz, vacip ve nafile olmak üzere üç çeşit hac vardır.
1-Farz Hac
Farz olan hac; hac yapma imkanına sahip olan kimsenin bir defa yapmakla yükümlü olduğu hacdır.
2-Vacip olan Hac
Vacip olan hac, üzerine farz veya vacip olmdığı halde hac yapmayı adayan kimsenin, yapmakla yükümlü olduğu adak haccı ile başladıktan sonra bozulan nafile haccın kazası olarak yapılan hacdır.
3-Nafile Hac
Farz veya vacip olmayarak yapılan hacdır.

EDASI İTİBARİYLE HACCIN ÇEŞİTLERİ
1-İfrad Haccı
Hac aylarında sadece hac yapmak üzere ihrama girilip umresiz olarak yapılan hacdır. Bir hac mevsiminde sadece hac yapıldığı için tek anlamında bu hacca ifrad haccı denilmiştir.
2-Temettu Haccı
“Temettu haccı”, hac ayları içinde önce umre yapıp ihramdan çıktıktan sonra tekrar hac günlerinde ihrama girerek hac menasikini yapan kimse temettu haccı yapmış olur. Umre ile hac arasında ihram yasakları kalkmış olduğu ve hac yapan kimse bu süre içinde ihramlıya yasakolan şeylerden yararlandığı için bu hacca temettu (yararlanma) haccı denmiştir.

TEMETTU VE KIRAN HACCI YAPMANIN ŞARTLARI
a-Hacceden kimsenin âfâki olması
Mîkât sınırları içinde (Harem ve Hıll bölgesinde) ikamet edenlerin temettu´ ve kırân haccı yapmaları câiz değildir.
Hac aylarından önce Mekke´ye gidip hac günlerine kadar orada kalan âfâkiler de aynı şekilde temettu´ ve kırân haccı yapmazlar. Bu kimselerin ifrad haccı yapmaları gerekir. Bu kimseler hac aylarında umre yaparlarsa ceza kurbanı keserler.
b-Umre ve haccın her ikisinin aynı yılın hac aylarında yapılması
Temettu haccı yapacak olan kimse, umreyi hac aylarından önce yapar veya umre tavafının en az dört şavtını, hac ayları henüz girmeden tamamlarsa yaptığı hac temettu´ veya kırân değil, ifrad haccı olur.
c-Umre yaptıktan sonra herhangi bir sebeple memleketine dönen kimsenin; temettu haccı için yeniden umre yapması gerekir. Aksi takdirdi yaptığı hac temettu´ değil, ifrad olur.
Şafii mezhebine göre umre yaptıktan sonra herhangi bir sebeple mîkât sınırları dışına çıkan kimsenin temettu haccı yapabilmesi için yeniden umre yapması gerekir. Aksi takdirde yaptığı hac temettu´ değil, ifrad olur.
Kıran haccında umreden sonra ihramdan çıkılmadığı için umre yaptıktan sonra ister mîkât dışına çıkılsın, ister memlekete veya başka bir yere gidilsin kırân haccı ifrada dönüşmez. Bu üç nevi hacdan hangisi yapılırsa yapılsın, hac farîzası eda edilmiş olur.

EN FAZİLETLİ HAC
Hangi haccın daha faziletli olduğu konusunda farklı rivayetler nedeniyle mezhep imamları ihtilaf etmişlerdir. Hanefi mezhebine göre kıran haccı daha faziletlidir. Şafiî ve Malikî mezheplerine göre ifrad haccı, Hanbelî mezhebine göre temettu haccı daha fazîletlidir.
Netice itibariyle hac ibadetinde gerçek fazileti haccın çeşitlerinden ziyade hac esnasında gösterilen gayret, samimiyet, huzur, huşû ve ihlâsa göre değerlendirmek gerekir. Çünkü ihlâs ve samimiyet olmadan hiçbir ibadetin fazileti olmaz.