Haberde; HİKMET ŞAHİN KÜLTÜR PARKINDA REZALET GÖRÜNTÜLER.

Vatandaşlardan gelen şikâyetler üzerine Kültür Parka giden basın mensupları, şikâyetlerin haklılığını ortaya koyan görüntülere şahit oldu. Okullarında olması gereken öğrencilerin gündüz vakti parkta dolaşmaları, erkek ve kız öğrencilerin uygunsuz durumları görüntülere yansıdı. Yaşları 12 ile 15 arasında değişen öğrenciler kültür parkı buluşma yeri olarak kullanıyor. Kış mevsimde vatandaşların az olmasını fırsat bilen öğrenciler, Kamelyalar içerisindeki banklarda uygunsuz görüntüler sergiliyorlar. Öğrencilerin, çevredeki vatandaşlara aldırış etmeden bu görüntüleri sergilemeleri hayrete düşürüyor. Özellikle okul çıkış saatlerinden itibaren parkı mesken tutarak uygunsuz davranışlar sergileyen öğrencilerin yaş aralıkları ise yetişkinlere “bu kadar da olmaz” dedirtiyor. Haberi aynen böyle vermişler. Bende kopyala ve yapıştır ile yazıma ekledim.

Peki, ne olacaktı, belediye her bir kamelyaya güvenlikçi mi dikecekti? Hele güvenlikçi bir desin bakayım:  “Gençler! Ayıptır, günahtır sizlere yakışmıyor.”  bakın ne diyecekler: “Hadi lan sana ne benim namus bekçim misin sen, sor bakayım zorla mı olmuş?”. Yalan mı bunları demiyorlar mı?

Ağlamanın, sızlanmanın, eyvahlar çekmenin bir faydası yok artık. Onları bu hale sizler, bizler getirdik.

Sormak istiyorum, gençlere ne verdik ki onlardan ne bekliyoruz? Sanki onlara ahlakı anlatmışız ve onlara ahlaken örnek olmuşuz da gençlerden ahlak bekliyoruz.

Şuan ülke olarak korkunç bir şekilde ahlaki yozlaşmanın içerisindeyiz ve ahlaken insanlık dibe vurmuş durumda. Sigara,  alkol, uyuşturucu ve fuhuş ilköğretime kadar inmiş durumda. Belki tiksindiniz ama olacak olan buydu zaten. Maneviyatsız yetişen bir nesil ancak böyle olur. Önce sustuk sonra izledik şimdi de tiksiniyoruz. Maalesef, şekilci Müslümanlığın git gide arttığı, özde Müslümanlığın yaşanmadığı ve imanla küfrün; yanlışla doğrunun; haramla helalin birlikte yaşamanın yanlışı ve ikiyüzlülüğü içerisindeyiz.

Öncelikle bu meseleyi analiz ederken anne ve baba, çocuğunu ne görüyor buna bakmak lazım. Anne ve baba çocuğunu, kendisinde tatmin olmamış duyguların tatmini ve gerçekleşmemiş hayallerin hırsı olarak görüyor. Onları kendi kalıplarında yetiştirmek ve yönlendirmek isitiyorlar. Oysaki Allah-u Teâlâ onları da farklı yetenek ve mizaçlarda yaratmıştır. Bırakalım da onların yetenekleri neyi gerektiriyorsa onu olsunlar. Çocuklar anne baba nazarında Allahın bir emaneti olarak değil de başkalarına karşı övünç ve ego tatmini olarak görülüyor. Oysaki evlatlar anne babalar için birer imtihan sebebidir. Onlar için ilk düşündüğümüz cebindeki parası, dersleri, okulu kısacası dünyalık geleceği olmamalı.

 Maalesef çocuklarımızın ruhlarını ve kalplerini doyurmuyoruz. Onlara her gün aynı uygulanmayan nasihatleri söyleyip duruyoruz. Sormak lazım. Hangimizin evinde 15 dak bilemedin yarım saat kadar Allah ve Resulünden bahsediliyor, kitapları okunup, sohbetler yapılıyor. Bu zamana kadar bu memleketin, ahlakını, kültürünü ve okul-öğrenci kimliğini bozan o kadar diziler yayınlandı, izlettirildi, bunların hangi birine engel olduk, protesto ettik. Bu dizilerde mini etekli kızlar, aşklı fantezili arkadaşlıklar, entelli, dantelli ve hippili giyim kuşam ve makyajlar gibi saçmalıklar gençlere sunulurken bunların hangi birine engel olduk ve isyan ettik? Oturup çocuklarınızla beraber seyretmedik mi,  en hocasından tut da en tahsillisinin evinde aynı manzara olmadı mı? Özendiler tabi özenecekler!

Haberde, Kamelyalar içerisindeki banklarda uygunsuz görüntüler sergiliyorlar. Niye şaşırıyoruz ki sabahtan akşama kadar televizyon aracılığı ile bizlere bunları sunmuyorlar mı bunları ailece seyret miyormuyuz? Şimdilerde erkek arkadaşı olmayan kızlar, depresyona girip intihar ediyor ve iffetli olmayı eziklik görüyorlar.

Bizler çocuklarımızın hep dünyalık refah ve konfor içinde olsunlar, yaşasınlar istiyoruz. Bu anlamda ne var ne yok her şeyimizi onlar için sarf ediyoruz. Adam olsunlar, okusunlar, bir ekmekleri olsun diye daha ilkokuldan itibaren sınavların altında eziyor bir yarış atı gibi yetiştiriyoruz. Daha çocuklar oyuna doymadan gelecek endişesiyle onları rekabetçi hırslarımız uğruna her şeyi mubah gören dünyalık bireyler olarak yetiştiriyoruz. Kendi ruhlarımızı öldürdüğümüz gibi onların da ruhlarını öldürüyoruz. Ne okuduğunu, niçin okuduğunu bilmeden; kendini ve yaratıcısını tanımadan ve bilmeden, bildirmeden onları dünyalık çoğu kere gereksiz bilgilerin altında ezebildiğimiz kadar eziyoruz.

Sonra da “Bunlar nasıl talebe ne saygıdan ne edepten haberleri var.” deyip şikâyetçi oluyoruz. Ne bekliyorduk ki ne verdik ki onlara ne bekliyoruz? Biz, “Ahlaklı ol, terbiyeli ol, önce edep ve hayâ sonra meslek ve kariyer demedik ki? Biz: “Çocuk uykusuz kalmasın diye sabah namazına uyandırmadık; ders çalışamaz, dershaneye gidemez diye oruç tutturmadık; derslerinden geri kalırsın öce derslerin diyip yazın camiye gidersin diyip Kurandan uzak tuttuk; onu Ali ile Veli ile kıyasladık, egolarımız ve ihtiraslarımız adına benim çocuğuma “böyle şöyle desinler” diye onları yorduk. Şimdi ruhu alınmış erdemden, faziletten, vefadan,  saygıdan ve merhametten uzak; vatana ve millete zarar vermeden utanmayan, çekinmeyen bir birey haline getirdik.

27 - Ey iman edenler! Allah´a ve Resul´e hainlik etmeyiniz ki, bile bile kendi emanetlerinize hıyanet etmiş olmayasınız.

28 - Ve iyi biliniz ki, mallarınız ve evlatlarınız birer imtihan aracından başka bir şey değildir. Allah katında büyük ecir vardır.(ENFAL SURESİ)

SEVGİLER, SAYGILAR…