Bizler, kainatın Efendisi, Alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizi rehber edinseydik ne dünyada ne de ahirette sıkıntımız kalmayacaktı. 2 öğün yemek yeme sünnetini bizlere tüketim medyası unutturdu. Durmadan yerseniz daha fazla tüketirsiniz, daha fazla hasta olursunuz. Kartelleri tüketerekte, hasta olarakta zengin etmiş olursunuz.

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) sağlıklı yaşam için en çok yeme-içmenin üzerinde durmuştur. Efendimizin hayatında oruç bir ibadet olarak önemli bir yer tutarken Efendimizin ve Sahabelerin günlerce aç kaldığını unutmamak gerekir. Öyle ki bu açlıklar sırasında hem Efendimiz hem de Sahabeler karınlarına taş bağlamak zorunda kalıyorlardı.

Yıllarca teşhiste kullanılan teknoloji harikası görüntüleme cihazları, kansere yol açması sebebiyle Batı´da yasaklanmaya başlandı. Teknolojinin getirisi olan hava kirliliği ve bilimin son marifeti genetiği değiştirilmiş organizmaların insan sağlığına, hatta genetiğine verdiği zararlar artık herkes tarafından biliniyor. Bunun gibi büyük umutlarla sarıldığımız bütün bilimsel buluşların zaman içinde aleyhimize döndüğünü fark ediyoruz.

Resulullah (a.s.m.) neden hastalandığımız ve hastalandığımız zaman ne yapmamız gerektiği konusunda da rehberlik eder. Efendimiz (a.s.m.) “Hastalıklarınızın günahlarınız, şifanızın istiğfar olduğunu unutmayınız” buyurarak aslında hastalığı nasıl anlamamız gerektiğini bildirmiştir. Sahabenin hastalanmadığını ise Medine´de iki yıl kaldıktan sonra memleketine dönmek zorunda kalan hekimden biliyoruz. Halbuki biz bugün hastalıkların Allah´ın hediyesi olduğunu düşünüyor, hastalıklarımızla övünüyoruz. Bir yandan böyle derken bir yandan da nedense “Allah´ın gönderdiği hediye”den kurtulmaya çalışıyoruz.

Önceden insanlar yaşamak için yedikleri ve günlerini beş vakit namaza göre planladıkları için sağlıklıydılar. Bugün her yerde günlük program üç öğün yemeğe göre planlanıyor. Resulullah´ın (a.s.m.) sünnetinin tersine çeşidi bol sofralar, midenin hacminden fazla ve acıkmadan yemek, yemekten sonra yenen meyve ve tatlı gibi fıtrata aykırı alışkanlıklar hastalıkların temel sebepleri.

“Günde iki defadan fazla yemek israftır ve hastalıktır.” “Ademoğlu, midesinden daha kötü bir kap doldurmamıştır. Birkaç lokma belini dik tutmaya yeter. Daha fazla yemek istiyorsa midesinin üçte birini yemeye, üçte birini içmeye ve diğer üçte birini de havaya ayırmalıdır.”

Bu ve benzeri hadis-i şerifler hastalık sebeplerini çok açık anlatıyor. Günde 250-500 gr´dan fazla yemek vücutta birikinti oluşturur ve hastalık yapar. Sık ve fazla yiyenlerde, bağışıklık sistemi hastalığa karşı direnç gösteremez.

Bunlara günümüzde yoğun tüketilen ambalajlı, katkı maddeli, aslında şüpheli sınıfına giren ürünler (bunlara yiyecek-içecek diyemiyoruz), tarım ilaçlarıyla üretilen, genetiği değiştirilmiş sebze ve meyveleri de ekleyince hastalanmamak mümkün değil.

Prf. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta´nın neden iki öğün yememiz gerektiğini anlatan yazısını sizlerle paylaşıyorum:Diyabetikler üzerinde yapılan bir çalışmada günde iki öğün yemenin günde altı öğün yemeye göre daha fazla kilo kaybettikleri, göbek çevresinin ve ensülin direncinin daha fazla azaldığı tespit edildi. Araştırma Prag´ da yaşları 30-70 arasında değişen oral diyabet ilacı kullanan 54 kadın ve erkek hasta üzerinde gerçekleştirildi. Bu hastalar rastgele 27 kişiden oluşan iki gruba ayrılarak her bir gruba 12 hafta süreyle 1700 kalorili iki farklı diyet (A6 ve B2) uygulandı. A6 grubundakiler aynı besin ögelerine ve kaloriye sahip diyeti günde 6 seferde B2 grubunda olanlar ise bunları günde iki defada (ilk öğün 6:00-10 arası ikinci öğün 12:00-16:00 arası) tükettiler. Analizlerde günde iki öğün yiyenlerde kilonun, göbek çevresinin, karaciğer yağ muhtevasının, açlık kan şekerinin ve ensülin direncinin günde altı öğün yiyenlere oranla daha fazla azaldığı tespit edildi. Açlık glukagon değerinin günde iki defa yiyenlerde azaldığı, günde altı defa yiyenlerde ise arttığı görüldü. Araştırmacılar bu sonuçları düşük kalorili diyet uygulayan tip 2 diyabet hastalarının günde altı defa yemeleri yerine kuvvetli kahvaltı ve öğle yemeğinden oluşan iki öğün beslenmenin daha faydalı olduğu şeklinde özetliyorlar. Gelelim neticeye Ben de günde iki defa yemenin sağlıklı yaşamak ve hastalıklardan korunmak için daha doğru olduğunu savunuyorum çünkü akıl ve mantık bunu gösteriyor (2, 3 , 4, 5, 6, 7). Şunları not edin: BİR: Türk usulü kuvvetli sabah kahvaltısı: Zeytin, peynir, yumurta, tereyağı, kaymak, mevsim yeşillikleri (domates, biber, maydanoz, tere, biberiye vb) İKİ: Akşam 6 civarında akşam yemeği (mevsim sebzesi, salata ve et) ÜÇ: Ramazandakine benzer uzun süreli açlık birçok hastalığı önlüyor: Kalp krizi, Alzheimer, Parkinson gibi sinir sistemi hastalıkları, diyabet.