Köye dönüş projesini destekliyorum. Köylerin boşalmış olması her yönüyle ülkemize olumsuz etkileri olmuştur. Köyden kente göçün nedenleri neydi? Öncelikle bu iç göçün nedenlerine bakmamız lazım gelmez mi? Göçün nedenlerini göremez ve bunun çözüm yolları bütünüyle ele alınmazsa ,köye dönüşü sağlamak belki de mümkün olmayabilir.

Köyden kente göçün nedenlerini gördüğümüz kadarıyla sıralamaya çalışalım. İç göçün nedenleri çok olmakla birlikte, biz burada gözle görülenleri açıklamaya gayret edelim.

1950 li yıllarda, iç göçün nedeni, sanayileşme ve kalkınma olarak bilinmektedir. Bu yıllarda şehirleşme hızı %2,5 iken, 1975 yılında %6 nın üstüne çıkmıştır. Şehirdeki istihdam ortamı, eğitim ve sağlık kurumlarının şehirlerde artışı, bu kurumların şehir merkezlerini çekici cazibe merkezi haline getirmiştir .Kırsal bölgelerden şehre doğru nüfus hareketleri, köyde iş yapacak nüfusun azalması, veraset yoluyla tarım arazilerinin parçalanması,verimli toprakların ise az sayıda çiftçilerin eline geçmesiyle fakirleşme, köyden kaçış nedenleri olarak sayılabilir. 1980 yılından sonra ise, doğu ve güneydoğu bölgelerinde ki terör olayları ise göçün en büyük etkenleri olmuştur.

-Tarımda makineleşmenin yaratmış olduğu boş iş gücü,

-Arazi bölüşümünün yaratmış olduğu yoksulluk,

-İstihdam olanaklarının olmayışı ve işsizliğin getirmiş olduğu tedirginlik,

-GAP projesinde baraj göl havzasında kalan ilçe ve köylerdeki nüfusun kurtuluşu şehirde görmesi,-Kan davalarıyla kaçışlar,

-Kentlerin sahip olduğu olanakların yaratmış olduğu cazibe,

-İş-güç arayış umutları,
-Çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlama isteği,
-Kaliteli eğitim ve sağlık olanaklarından yararlanma beklentisi,
-Mutlu bir yaşam sürme düşüncesi ve umudu,
-Kentte daha güvende olma hissi,
-Sosyal güvence arayışı,
-Kitle iletişim ve ulaşım tekniklerinde ki olanaklarında meydana gelen değişme ve gelişmeler,

Bütün bunlar yer değiştirme nedenleri ki, göçün evrensel değerleridir.

Ülkemizdeki bu iç göçün ve bunun toplumsal yansımalarının en kötü etkilerinden biri de insan ve kültür erozyonuyla sonuçlanan problemlerin artması olmuştur.Devletin bununla ilgili bir dizi yapıcı önlemler alması kaçınılmazdır.

Köyden kente yapılan göç beraberinde bazı sorunları da kente taşımıştır. Nüfusun ve yatırımların dengesiz dağılışı, işsizlik oranın artması,konut sıkıntısı,çevre sorunları, trafik, eğitim ve sağlık, problemlerinin artışı, alt yapı hizmetlerinin görülmesinde ki zorluklar, kültür çatışmaları bu sorunlardan bazılarıdır.

Köye dönüşte evvel emirde yapılması zorunlu hizmetler vardır ki bunların yapılması gerekir.
-Sulamalı tarım yaygınlaştırılmalı,
-Modern tarım yöntemleri yaygınlaştırılmalı,
-Besi ve ahır hayvancılığı geliştirilmeli,
-Eğitim ve sağlık hizmetleri geliştirilmeli,
-Tarıma dayalı sanayi kolları kırsala kesinlikle kaydırılmalı,
-Alt yapı hizmetleri olan, yol,su,elektrik,haberleşme olanaklarının sağlanması,

Bütün bunlar birlikte ele alınmadan ve gerekenler yapılmadan al sana 300 koyun köyüne git demekle köye dönüşün sağlanamayacağı kanaatindeyim.

Edindiğimiz bilgilere göre, köye döneceklere verilmesi düşünülen 300 koyunun verilmesi güzel doğru bir şey, ancak buna karşılık köylünün elindeki toprağın ipotek altına alınması köylüyü bu projeye yaklaşımda ürkütür. Bunun yapılmaması, yapılacak cazip teşvik edici yardımlar projeye ilgiyi artırır kanaatindeyim.

Ayrıca belirtmem gerekir ki; ithal yem ve samanla bu hayvanları besleyemezsiniz. Köyde otu, samanı, yemi yerinde tedarik etmek zorundasınız, bu yapılmalıdır. Köye döneceklerle birlikte, öğretmeni, sağlıkçıyı,veterineri ve ziraatçıyı da göndermelisiniz. Veterinerin, ziraatçının yeri köylünün yanıdır. Bunlar kravatlı büro memuru değildir,olmamalıdır. Kontrolsüz ve denetimsiz verilecek 300 koyunun akıbeti, bir kısmını kurt götürür,bir kısmı hırsızlara kazanç olur, bir kısmını da çoban götürür elde kalır kocaman bir sıfır. 300 koyunun yılda 300 yavru getireceği düşünülmeden önce köyden kente göçün nedenleri ortadan kaldırılmalıdır. Bütün bunlara rağmen köye dönüşler mutlaka sağlanmalı ve teşvik edilmelidir. Eğer köye dönüşler sağlanamasa bilinsin ki holding çiftlikleri oluşur ve çoğalır, köyünde kendi işinde çalışmak istemeyen köylü bu holding çiftliklerinde ırgat olarak çalışmak zorunda kalır. En iyisi devletin verdiği teşviklerden yararlanarak kendi işinin efendisi olmayı tercih etmeli, ve köyüne dönmelidir.

Kontrollü ve denetimli yapılacak bu ve bunun gibi projeler ülkeye büyük yarar sağlayacaktır, desteklenmeli. Tarımsız bir ülke kalkınması noksanlıktır, bir tarafı aksaktır. İthal gıda ürünleriyle ülke nüfusunun beslenmesi imkansız bir hal alır. Beslenme kaynaklarımız mutlaka yerli ve milli olmak zorundadır.