Nedenler silsilesi (Küreselleşme ile başlayan ve neticesi sekülerleşme olan) ile bozulan toplumların İnanç şeklini, ahlak yapısı, kendi örf ve adetlerini tamamen ortadan kaldırmak üzere…

Çok nadir bölgelerde kalan tutuculuk sayesinde ayakta kalmakta toplumları birbirlerinden ayırt edici özellikler.
Rabbimiz okuyup anlamamız ve gerekenleri hayatımıza aktarmamız için bize göndermiş olduğu kitabımız Kuran-ı Kerim de Hucurat suresi 13. Ayeti kerimesinde mealen bizlere bu farklılıklarımızı hatırlatıyor…

‘´ Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O´na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.´´

Yani zenginliklerimiz olan farklılıklarımız artık kaybolmak üzere…
Kültürel olarak fakirleştik desek doğru olur.
Müslüman bir topluluk olan Türk halkı olarak bizlerin giyim kuşamlarımla başladı bu fakirleşme ilk olarak .
Önceleri zorlayarak ve kan dökerek yapıldı. İnsanların buna direnç göstermesi sayesinde bu vahşetten dönüldü.
Peki ya ne oldu ? Vaz mı geçtiler dersiniz!
Tabi ki hayır…
Toplum ortada… Bu gün bir İngiliz´den veya bir Fransız´dan vb. farkımız kaldı mı?
Hani birileri diyor ya sürekli olmasaydı adınız Yorgo olurdu…
Adımız Ahmet, Mehmet kaldı ama başkada bir şey kalmadı.
Kültürümüzün yozlaşması çok büyük bir hızla devam ederken bizlerinde buna karşı ayakta durması gerekiyor.

Çağın gereksinimlerini kendi kültürümüzü yok etmeden gençlerimize aktarmalıyız.

Bu gerçekten bir var olma kavgası.
Birilerinin dayattığı yaşam modelinden (ki buna kölelik sistemi diyorum) kurtulup öz değerlerimizle bulunduğumuz çağa bakabilmeliyiz.

Bu yüzden genç kardeşlerimiz önemli.
Gençlerimizle bilgisayar, telefon ve internetten daha fazla zaman geçirmeliyiz.

Ömrümüzü Facebook sayfalarında yersiz hiçbir kimseye fayda sağlamayan sığ tartışmalarla tüketmemeliyiz.
Bu gün şuurlu her birey bir anne ve bir baba rolünde olmalı ve ümmetin bu güzel çocuklarına sahip çıkmalı.
Kısacası birileri bu yozlaşmaya DUR demeli. Tüm zaman ve mekan şuuruyla birlikte…