Sözün mucidi  Chateaubriand galiba. "De la monarchie selon la Charte"  adlı kitabında ‘kraldan fazla kralcı´ lafını o kullanır.. Neyse ; Her kurumda, her şirkette böyle kraldan fazla kralcılar vardır.Bunlar bazen, üstlerinin (şirketlerinin) çıkarını koruduklarını düşünerek ve bu yolla yerlerini sağlamlaştıracaklarını umarak çalışanları ezenlerdir.Çalışanların ‘aldıkları ücretin yaptıkları işe fazla bile´ olduğunu düşüne(bile)nlerdir.Hatta bazen kendilerinden başka herkesin ‘ölmeyecek kadar yaşamasını´ doğal karşılayanlardır. (Dikkat edin bakın, şirketlerin ‘para işleriyle´ uğraşanlarda bunlardan çok vardır. Patronun parasıyla patrondan daha cimri olurlar.)Ne yazık ki genelde üstleri tarafından takdir edilirler.
Genellikle kötü niyetlidirler.Ama içlerinde ‘iyi niyetle´ kraldan fazla kralcılar da vardır.

Biraz daha tanıyalım diyeceğim ama .. Keşke psikoloji bilsem de cevap versem. Ama...Ortak tanılar şöyle :Kralın (patronun, müdürün) gözüne girme arzusu olabilir. Ki en yaygın izah budur.Ben sana o kadar bağlıyım ki, bak, senin menfaatlerini senden daha iyi korumak için yapmayacağım şey yok, bana güvenebilirsin!Patronun kendisinden bunu beklediği  olabilir. Ki birinci şıkla hemen de aynıdır ve ne yazık ki bu ‘kuruntu´ genellikle ‘haklı´dır.
Vur demeden vurmalıyım, kır demeden kırmalıyım. Söyleyerek yaptıktan sonra ne kıymeti var. Zaten bazı şeyler yüksek sesle söylenmez...İnsanları hor görmek olabilir.
Örn:Daha ne istiyorsun, sana bir iş vermişler, kadronu yapmışlar, eee?

Herkesi hırsız ve kötü niyetli görme hastalığı olabilir.
İnsanlar fıtraten kötüdür; kaytarmaya çalışırlar, hak etmediklerini almaya çalışırlar. Sürekli kollamak ve korunmak gerekir.Aptal olmadığını ispat gayreti (kompleksi) olabilir.
Yemezler, bana yutturamazsınız. Hani Hababam Sınıfı´nda bir hoca vardır ‘Ben kopya çektirmem, ben kül yutmam!´ diyen...Otoritesini gösterme arzusu (kompleksi) olabilir.
Her önüme gelene evet diyeceksem, beni bu göreve niye getirdiler, bana bu yetkiyi niye verdiler?İnatlaşma, insanlara hayır demekten zevk alma olabilir. Ki yukarıdakiyle bağlantılıdır.Aşırı mükemmeliyetçilik olabilir.
Bana bir görev verildiyse, sonuna kadar yaparım.İnsanların böyle bir rolü kabullenmesinin sebebi bazen bu saydıklarımdan biri, genellikle birden çoğudur.Ama kabahati sadece bireylere atamazsınız. Bu bir arz-talep meselesidir.

Asıl sorgulanması gereken şudur:

Kurumlar, şirketler neden ‘kraldan fazla kralcı´lara ihtiyaç duyar? ve hiç bir zaman sevilmez ve konuşulmaz kategorisine girerler..

 

Gerçekten büyük olmayan “büyük adamlar” çevrelerini küçük adamIarIa doIdururIar.

 

Sevgilerimle