Yakın komşumuz Suriye’de, hiçbir ülkenin ve insanın istemeyeceği büyük acılar yaşanıyor. Aynı ülkenin insanları birbirleri ile savaşıyorlar, birbirlerini öldürüyorlar. Bazı Suriye vatandaşları mallarını, evlerini, işlerini, her şeylerini, canlarını kurtarabilmek için geride bırakarak sınır komşusu olan Türkiye topraklarına kendilerini atıyorlar. Çok acı bir durum. Ancak yaşayan bu durumu daha iyi idrak edebilir. Allah kimsenin başına bu acıyı vermesin. Ülke harap oldu. Kargaşa uzadıkça ülke yıkılmaya devam ediyor. Suriye toplumunda düşmanlıklar başladı. İnsanlar Türkiye sınırına dayanarak, Türkiye’ye geliyorlar. Bu iş Türkiye’ye sınır güvenliği açısından sınır sorunları doğuruyor. Ajanlar sınırdan girebilirler. Ayrıca silah, uyuşturucu kaçakçılığı, terör örgütlerinin sızması gibi arzu edilmeyen hadiseler yaşanabilir. Türkiye’nin sınır güvenliği zor durumda kalabilir.

Amerika ve Batı tarafından, Türkiye, Suriye konusunda yalnız bırakılmıştır. Suriye konusunda Türkiye artık, ABD ve Batı’nın yardıma isteksizliğini fark edebilmeli ve ona göre politikalar geliştirebilmelidir. Batı menfaati yoksa, Türkiye’yi hemen dertleriyle baş başa bırakıveriyor.

Amerika ve Batı’nın durumu Türkiye’den farklı, Suriye’deki yangın onları etkilemiyor. Bizi ise çok etkiliyor. Tabii bu işin oldukça ağır bir maliyeti de var. Diğer mülteciler ile 4 milyon kişi olduğu söyleniyor. Türkiye gerçekten elinden geleni fazlasıyla yapıyor. Batı işbirliği yapmaktan kaçıyor. Milyonları bulan mültecilerin masrafları onları ilgilendirmiyor. İş lafa gelince süslü sözler ile çok vaatlerde bulunuyorlar ama insanı yardım konusuna gelince sanki ceplerinde akrep varmış gibi elleri ceplerine gitmiyor.

Esad rejimi er ya da geç yıkıldığında tüm sözde dost ve müttefiklerimizin pastadan nasıl büyük pay kapmak istediklerini göreceğiz. Batı dünyası son derece duyarsız, Irak, Ürdün, Lübnan, Türkiye gibi ülkeler, Suriyeli mültecilere kapılarını açan ülkeler. Uluslararası hukuk, bu konu üzerinde de işlemiyor. İşin sadece edebiyatının yapıldığını görüyoruz. Bütün dünya duyarsız bir şekilde Suriye’de yaşanan insanlık dramını izlemeye devam ediyor. Hiçbir şey yapmıyorlar. Amerika, Kanada, Avustralya ve diğerleri neden üzerlerine düşen insanlık görevini yerine getirmiyorlar? Birleşmiş Milletler, uluslararası hukuk, hangi Müslüman ülkenin derdine derman oldu. Bir Batı ülkesi Suriye’nin yerinde olsaydı, o zaman uluslararası hukuk, mülteciler konusunda başka türlü işlerdi. Batı her zamanki ikiyüzlülüğünü bu konu üzerinde de gösterilmiştir. Türkiye kendisi zor günler yaşamasına rağmen, Suriyeli mültecilerine kapılarını açarak elinden geleni, bu durum kendisine pahalıya mal olsa da en güzel şekilde yapmaya çalışıyor. Allah kimseyi yerinden yurdundan etmesin. Suriye halkı zor günler yaşıyor. Dileğimiz Suriye’ye barış gelerek, vatanlarına geri dönebilmeleriyle acılarını kalplerimizde hissettiğimiz anların ve Türkiye’nin bu sıkıntılı durumdan kurtulabilmeleridir.